TKO🥊malik

about zayn the champion

Alex üzüldüğüm için salak olduğumu söylediğinde daha çok ağlamıştım. Onu odamdan kovalı birkaç saat oluyordu.

Sürünerek odadan çıkmış ve tuvalete girmiştim. İşim bittiğinde salona yöneldim.

"Daha iyi misin?"

Bana bakarak ilgiyle sorduğunda kafamı salladım ve yanına oturdum. Beni kolunun altına almış ve kucağındaki cipsi bana vermişti. Cipsi yerken aynı zamanda kollarına dokunmuştum, bardaki adamla karşılaştırmak istediğimden değildi. Sadece merak etmiştim. Tamamen merak.

"Lily'yle nasıl gidiyor?" diye sorduğumda omuz silktiğini hissettim.

Klasiklerdi. Lily'le iyi anlaşabildiğim için mutluydum. En yakın arkadaşımın sevgilileriyle genelde hep aramızda sıkıntılar olmuştu. Ama Lil farklıydı. Üniversitede tanışmışlardı, ilk önce biraz mesafeli olsak da şimdi kırk yıllık arkadaşlar gibiydik.

"Aynı. Sürekli kavga ediyoruz ama deli gibi aşığız falan."

Böyle bir ilişkiye sahip olmak için ölüyordum ama ne yazık ki bugüne kadar yaşadığım her ilişki hüsrandı. En sonki ilişkim iki ay sürmüştü ve adam dolandırıcı çıkmıştı. Son anda kurtulmuştum.

Randevuya çıktığım çocuk ise okuldandı. Benden hoşlandığını tahmin edebiliyordum bir süredir, yemeğe çıkmak istediğini söylediğinde de kabul etmiştim. Gerçekten iyi biriydi. O geceden sonra sadece bir kez konuşmuştuk, heyecanlı falan hissetmediğim için tekrar yazma gereği duymamıştım. Derslerimizden zaman kalmıyordu zaten.

"Çok iyisiniz."

"Sayılır."

"Senin en sonki yakışıklı ne oldu?"

"Yemek yedik ve bir daha konuşmadık."

Dirseğiyle koluma vurdu. "Gece bir şeyler olmadı mı?"

"Hayır. Sadece yemek."

Gülüp televizyona geri döndü. Hem telefonla hem de televizyonla aynı anda nasıl ilgilendiğini bilmiyordum. Televizyonda bilmediğim bir polisiye vardı, bir süre ona takıldık. Uykum geldiğinde boş cips paketini masanın üzerine fırlatıp esnedim.

"Haftasonu bir şeyler yapalım mı? Sınav haftamdan sonra kafa dağıtmama yardımcı olur. Piknik? Lily de çağırırsın."

Suratımı avcunda sıkıştırdı. "Acaba kafa dağıtmak istemenin sebebi sınavlar mı, yoksa bardaki adam mı Mimi?"

Elini yüzümden ittirip güldüm. "Kesinlikle sınavlar."

"Eminim öyledir."

Gülmemeye çalıştım.

"Aşık mı oldun kız sen?"

"Abartma! Sadece çekiciydi."

Gülerek kafasını salladıktan sonra telefonuna geri döndü.

"Ee? Ne yapıyoruz?"

"Aslında haftasonu maç var," Telefonunu gösterdi. "Onu ayarlamaya çalışıyorum ama geç kaldım biraz. Biletler tükenmiş. Bulamazsam pikniğe gidebiliriz."

Oflayıp başımı omzuna yasladım ve telefonun ekranına baktım. Karaborsa yoluna başvurmuştu. Boksun neden bu kadar ilgi gördüğünü hala tam anlamıyordum. Piknik daha eğlenceliydi.

"Boks maçı mı?"

"Evet."

"Bence pikniğe gidelim-" Maç detaylarını kaydırdığı anda gözüme çarpan şeyle nefesim kesildi.

Yanlış görmüş olamazdım. O suratı bir daha nerede görsem tanırdım.

"Niye sustun?"

Yutkunup omzundan kalktım ve şaşkınlığımı belli etmemeye çalıştım. Birden neler olduğunu açıklayamazdım.