the official date night

1.9K 134 210
                                    

"Sence çok mu sadeyim?"

Alex elindeki rubik küple uğraşırken uzandığı yerden bana baktı. "Bir kez daha sorarsan şunu kafana fırlatacağım."

"Alex... Zayn'le yemeğe çıkıyorum, farkında mısın?"

"Ne var ki? Bir sevişmediğiniz kalmıştı zaten. O da bu gece olur gibi. Bol sevgiler."

"Alex!"

Halime bakıp kahkaha attığında öfkeden kuduruyordum. Ne giyinmem gerektiğine doğal olarak karar verememiştim çünkü Zayn'in ayarı yoktu. Ya çok spor giyiniyor, ya çok resmi... Ve pahalı. Yanında sönük ya da abartı kalmak istemiyordum. Bunları Alex'e anlattığımda benim delirdiğimi ve siktirip gitmemi söyledi.

"Bebeğim, lütfen git artık."

Saate baktım. "Daha sekiz olmadı, on beş dakikam var."

"On beş dakikada kaç Justin şarkısı dinlenir?"

Televizyondan en sevdiğimiz Justin Timberlake şarkılarının olduğu listemiz oynatmıştı. Gerginliğimi biraz da olsa atabilmiştim. Aklımda yüzlerce soru vardı ve kıyafetlerimiz bunlardan en önemsiz olanıydı.

Bu yemek bir şeylerin ciddiye bindiğinin göstergesi miydi? Eğer öyleyse buna hazır mıydım? İnsanlar nasıl tepki verirdi? Cassie'nin şu an olanlardan haberi var mıydı? Ve daha fazlası...

İkinci şarkı başlamadan telefonum titremişti.

Zayn; Hazır mısın?

Mi-Cha; Evet

Zayn; Aşağıdayım

Hızla ayağa kalktığımda Alex boş boş bana bakmıştı. "Gelmiş."

"Git ve dişiliğini göster kızım. Güveniyorum sana."

"Bok ye Alex."

"Ben de seni seviyorum."

Ona orta parmağımı gösterip aynadan son kez kendime baktım. Siyah, boğazlı, dar ve ince kazağımı yüksek bel mavi kotumun içine almıştım. Pembe - siyah trençkotum ve zincirli siyah çantamla bence iyi görünüyordum. Ama Zayn'le ne kadar uyumlu olacaktı, orası tartışılır.

Apartmandan çıkarken spor giyinmemiş olması için dua ediyordum. Arabasının önünde onu gördüğüm anda dudaklarımı birbirine bastırdım.

Beklediğim gibi Nike şort, sweatshirt falan yerine resmiydi. Hem de tam ayarında. Ne toplantıya gider gibi, ne antrenmana. Tarzını her geçen gün daha çok seviyordum. Yaklaştıkça ne giyindiğini daha iyi gördüm ve ikimiz de aynı anda fark etmiştik.

O da boğazlı kazak giymişti, benimki kadar olmasa da dardı, rengi farklıydı ve üzerinde siyah blazer ceketi olmasa kol kaslarını kolayca görebileceğimden emindim. Saçlarını özenle yapmıştı ya da yaptırmıştı, normalde dağınık olurdu. Aramızda iki metre varken bile parfümünün kokusunu almıştım. Pahalı koktuğunu söylemiş miydim?

"Merhaba."

Gülücüğüne karşılık verip tam önünde durdum. "Merhaba."

"Güzel görünüyorsun."

"Teşekkür ederim," Siktir, utanma. "Aynı şeyleri giymişiz?"

"Şimdiden muhteşem bir ikiliyiz, gördün mü?"

Göz devirirken gülmüştüm, cevap vermedim. Beni yatağına almaya çalışmıyordu, aklında bir gelecek vardı. Şimdiden.

"Gidelim mi?"

"Olur."

Arkasında tuttuğu elini ortaya çıkardığında kırmızı güllerle dolu buketi görünce gülücüğüm daha da büyüdü, ağzım yırtılacak gibi hissetmiştim. Bana gül almıştı.

TKO🥊malikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin