Bölüm otuz üç

125 6 0
                                    

Connor'ın anlatımından:

(Colin'in İspanya'dan yeni döndüğü zaman)

Armani Code, parfümümü sıktıktan sonra gömleğimin yakasını düzelttim. Bu gün Colin İspanya'dan dönmüştü. Niall'a verdiğim sözden ötürü o benim en yakın arkadaşım olduğu için ona göz kulak olmaya gidecektim. Birilerinin sersem rapunzeli koruması gerekiyordu.

Saçlarımı jole ile düzelttikten sonra gözüm küçüklük fotoğrafıma takılmıştı. Değişmiştim. Artık kilolu değildim. Artık yanaklarım yaşıtlarımın kafasından daha büyük değildi. Fotoğrafımı elime aldım ve eskilere döndüm. Tanrım, kızlar benden nefret ediyordu. Yetim, obur ve iki dakika koşunca kan ter içinde kalan bir çocuktan kim hoşlanırdı ki? Terlemiş saçlarımı düzeltirken yanaklarımın bir o kadar tombul çıktığı fotoğrafa baktım. Tüm dünya için utanç kaynağıydım. Herkes benden nefret etmekte haklıydı, annem bile. Herkesin beni yargıladığı bu dünya da sadece babama sahiptim. O, ne olursa olsun benim yanımdaydı. Her hatamda, her yanlışımda, onu her hayal kırıklığı yaşattığımda o beni bir an için bile olsa sevmekten vaz geçmedi. Çirkin görüntümü umursamayan tek kişiydi. Şimdi ise büyümüştüm, değişmiştim. Eskiden benden nefret eden tüm kızlar şimdi peşimden koşuyordu. Kızlar ile erkeklerin pek farkı yoktu. Her kızın kafasında şöyle bir görüş var; Erkekler tipe önem verir, erkekler büyük göğüslü kızları sever... Ama bu kızlar içinde geçerliydi. Kızlar, yakışıklı erkeklere aşık olurlar, kızlar kaslı erkekleri severlerdi. Bu yüzden bir kızın bana ben olduğum için aşık olabileceğine inanmıyordum. Gerçi inanmayı denemiş sayılmam. Çünkü hiç bir insanın benim alaycı tavrımın arkasındaki duygusal beni görmesini istemiyordum. Ne gerçek beni ne eski hatıralarımı...

Eskiden yaşadığım bu zorbalığı ne Colin'e ne de Eva'ya anlatmıştım. Ben genelde özelini içinde tutmak isteyen tiplerdendim. Bu yüzden yaşadığım şeyleri babam dışında kimse bilmiyordu. Kimsenin bilmesini de istemiyordum. İnsanlar genelde böyle bir şey yaşadığında en yakın arkadaşlarına anlatırdı ama ben farklıydım. Ben geçmişimi kimseye açmayı sevmediğim gibi insanların geçmişim ile uğraşmasını da sevmiyordum. Geçmişim ile ilgili tek konuştuğum kişi Colin'di. Bunu onun bir ayrıcalığı olduğu için yapmamıştım. Dünyadaki tek acı çeken insanın o olmadığını göstermek ve biraz da olsun üzerimdeki yükü hafifletmek için anlatmıştım. Ona anlattıktan sonra ise o her bu konuya girmeye çalıştığında onu bir şekilde engellemiştim. Çünkü bundan hoşlanmıyordum. Ne kadar yakınım olursa olsun kimse geçmişim ile ilgili her hangi bir şeyi kurcalayamazdı.

Derin bir şekilde iç çektim. Fotoğrafı yerine bırakıp yatağımın üzerindeki telefonumu aldım. Dağınık bıraktığım yatağı umursamadan arkamı döndüm. Yerden bitme lambanın odamı aydınlatmasını engelledikten sonra saate baktım. Saat dört olmuştu. Colin ile buluşmak için geç bir saat değildi. Odanın havasını içime çektikten sonra odanın kapısını açtım. Geniş L şeklindeki koridora bir süre baktıktan sonra adımlarımı ileriye doğru atıp yürümeye başladım. Tütsü kokusunu içime çekerken koridorun sağına döndüm ve merdivenlere yöneldim. Ahşap merdivenlerden indikten sonra etrafıma bakındım. Babam evde olmalıydı fakat hangi odada olduğunu bilmediğimden sadece seslenerek "Ben Colin'in evine gidiyorum" dedim. Ondan izin almayacaktım çünkü haber vermem ona yetiyordu.

"Colin'in evine gitmiyorsun Connor." diyerek mutfaktan çıktığında durdum ve arkama döndüm.

"Nasıl gitmiyorum?"

"Misafir gelecek, Colin bekleyebilir."

"Misafir umrumda mı sence, baba?" dedim kaşlarım çatılmış bir şekilde. Babam, ilk defa bir yere gitmeme karşı çıkıyordu. Genelde kuralcı bir ebeveyn gibi davranmazdı. Genelde rahat bırakır ve arkadaş gibi davranırdı. Şimdi ise tamamen.. baba gibiydi.

Mutlu Yıllar (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin