-Bölüm On Bir-

106 8 0
                                    

Evin bahçesi mavi temasıyla süslenmişti. Yer yer mavi güller, yer yer mavi balonlar vardı.  Bahçenin alabildiğince sandalyesi olmayan yüksek ve küçük masalardan vardı. Masalarının her birinin üzerinde şamdanlar dizilmişti. Ağaçlar, ağaç abajurları ile süslenmişti. Her şey düşünülmüştü. Yiyecekler, içecekler, dekorasyon ve müzik sistemi düşünülmüştü. Etrafa bakınırken hayranlığımı gizleyememiştim. Oldukça mütevaziydi ki kelimelere dökmek mümkün değildi. Etrafımı yüzlerin üzerinde gezdirdim. Tanımış olabileceğim bir çok insan vardı. Okul arkadaşlarım, Eva, Alexis ve Niall'ın arkadaşları vardı. Herkesin beni karşılayışının etkisinden bir türlü çıkamamıştım. Gülümseyen yüzler, sıcak kalpler ve beraberindeki getirdiği anıları beni mutlu etmişti. Yalnız olmak benim gibi bir insana göre değildi. İletişime girmeyi ve kimilerince değer arz ettiğimi bilmeyi seviyordum. Egoist bir davranış şekli olabilirdi fakat her insan içinde bir yerde sevilmek isterdi.

Her şey ayarlanmıştı. Ailemle küçük doğum günümü kutladıktan sonra iş görüşmesi süsü vermeleri sadece oyundan ibaretti. Kafama takılan tek bir nokta vardı. Niall ailemi nasıl ikna etmişti? Bu üzerinde durulması gereken bir soruydu. Babamın değişen görüşlerini biliyor olsam dahi pek mantığa uygun gelmiyordu. Niall'a aklıma takılan bu soruyu sormak istemiştim lakin bir şey beni alıkoymuştu. Anın büyüsünü bozmak istememiştim. Olan her neyse gerçekleşmişti. Güneş buluta neden buradasın diye soramadığı gibi bende ona soramazdım. Gerçekleşen nedenleri bazen kabul etmek gerekirdi.  Dans için ayrılmış olan alanda kendi etrafımda döndüm. Kıyafetlerimi giymeden önce etrafıma bakınmak istemiştim. Gösterişten uzaktı. Etrafıma gülücükler bırakıyordum. İstemsizce gülümsüyor, yüzümden ayrılan gülümseme düştüğü yeri aydınlatıyordu.

Bakışlarım onu bulunca gülümsedim. Yüzümde memnun bir bir gülümseme vardı. Gözleri artık hazırlanmam gerektiğini söylüyordu. Hazırlanmam gerektiğini ve eğlencenin tadını çıkarmam gerektiğini. Evin arka kapısına baktım. Kapının hemen berisinde meşe ağacı vardı. Meşe ağacı ise ağaç abajurları ile süslenmişti. Hazırlanmak üzere ışıkları ile etrafına loş bir ışık katan meşe ağacının altından geçtim ve eve girdim.

----

Odama geldiğimde gözlerim adeta kamaşmıştı. Ne ışıklandırma vardı ne de buna etki olabilecek bir şey vardı; sadece ince düşünülmüş bir sürpriz vardı.İçinde gördüğüm elbise dudak uçuklatacak türdendi. Yatağımın üzerinde bir düzine kadar helyum gazla balonlar vardı. Her biri iplerine asılan kartlardan dolayı tavana değmiyordu. Belli belirsiz hızlı adımlarla yatağın yanına vardım. Yatağın üzerinde bir not vardı. Beyaz kağıda yazılmış büyük büyük yazılmış cümleyi bir çırpıda okumuştum. Kartlarda yazılanlara şimdi bakmamamı istiyordu. Bir balonu ipinden tutup kendime çektim. Kartı elime aldığımda yoğun parfüm kokusunu almam da uzun sürmemişti. Niall'ın kokusuydu bu. Kartların her birinde ne yazdığını okumak istiyordum.



Uzun bir süre boyunca inceledikten sonra yatağın üzerindeki toz pembe rengindeki hediye paketini elime aldım. Elim titriyordu. Siyah kurdelesi güzel bir uyum sağlamıştı. Mayısın ilk haftası girmem gereken sınavı kaçırdığım için sınavımı ancak bu ay olabilmiştim ve bunun sonucunda büyük bir stres yaşamıştım. Her şey son bulduğunda ise Niall ayrı bir çaba içine girmişti. Günlerdir yapması gereken röportajlardan, düzenlenmesi gereken imza gününden kaçtığının farkındaydım. Bazı şeyleri göze aldığı fazlasıyla belliydi.

Kurdeleyi özenle çözdüm. Daha sonra paketi bantlarından açmaya çalıştım. Bu işte pek becerikli olamayınca da sabırsızca paketi parçalarcasına açtım. İçinden beyaz bir kutu çıkmıştı. Ellerim buz kesmişti. Kutunun kapağını açar açmaz geriye fırlatırcasına bıraktım. İçinde şık mı şık parıldayan bir elbise vardı. Elbiseyi özenle çıkardım. Öyle dikkatli tutuyordum ki sanki gelişi güzel tutsam parçalara ayrılacaktı. Elbise güneş gibi parlıyordu, ışıl ışıldı. Straplez olan bu elbisenin göğüs bölgesinden bel kısmına kadar parlayan altın sarısı işlemeler hakimdi. Bedeni saran bu elbisenin bel sınırından devamı boldu. Etek kısmına ara ara altın renginden pullar serpiştirilmişti. Aynaya baktığımda peri masallarındaki kızlar gibi göründüğümü fark etmiştim.

Mutlu Yıllar (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin