1*

460 24 31
                                    

*Kaç fuat kaç*

Boynumda asılı olan nöbetçi öğrenci yazısına baktım. Ne güzel ama..
Ne kadar nöbetçi öğrenci olmak istemesemde canım sınıf öğretmenim ve müdür yardımcım zorla her öğrenciyi nöbetçi yapıyor ve bende o kurbanlardan biriyim. Bomboş koridorun ortasındaki sırada oturuyordum. Neyseki son zilin çalmasına az kalmıştı sonra sınıf defterlerini toplayıp eve gidecektim.
Zilin çalmasıyla canım arkadaşım yanıma gelip elini boynuma attı.

"Naber cadı?"

"Ya rowoon! Bana cadı deme diye kaç defa dedim!"

"Uu birileri sinirlenmiş"

"Sana sinirlenmek istemedim ama bomboş bir gündü"

"Az kaldı bebek dayan biraz daha"

Kafamı aşağı eğip ayaklarıma baktım.

"Aç mısın?"

Rowoon'nun konuşmasıyla kafamı tekrar kaldırıp ona baktım. Hayır anlamında başımı salladıktan sonra bana sarılıp tuvalete gitmişti. Her teneffüs tuvalete gidiyordu ve her gittiğinde 1 kilo sıçtım diye bana söylüyordu salak!

"Nöbetçi sen misin?"

"Evet?"

"Kwon hoca seni çağırıyor"

Yine ne görev verecek diye düşünmeden edemiyordum. Kapıyı tıklatıp içeri girdim.

"Gel kızım..12.sınıfların sınıf defteri son 25-20 dakika kala toplayacaksın ve masanın üzerine koyacaksın"

Söylediği cümleyle hemen atıldım.

"11.sınıfları toplayacaktım ama"

"Bugün bazı şeylerden dolayı değişti ve 12.sınıfları toplayacaksın"

"Tamam hocam"

Odadan çıktıktan sonra koca bir nefes verdim. 12.sınıflardan nefret ediyorum!
Onlar hakkında sürekli kötü şeyler anlatılıyor ve çok şımarık insanlar. 12 sınıf defterini toplamamak için bu katı almıştım ve şimdi yine 12.sınıflarınkini topluyorum.

Çoktan çalan son ders ziliyle saate baktım. 35 dakika vardı daha. Sandalyeme oturup ayaklarımı salladım ve telefonumu çıkarıp piyano oyununa bastım. Oyuna o kadar dalmıştım ki 15 dakika'yı nasıl geçirdiğimi farketmemiştim.

İstemeye istemeye 12.sınıfların katına çıktım yani bir üst kata. İlk sıradan başlayıp sınıflardan defterleri alıyordum. Koridorun sonundaki sınıfında defterini aldıktan sonra işim bitecekti ya da ben öyle sandım. Kapıyı tıklattıktan sonra içeri girdim. Dersleri boştu ve sınıfın her yerinde tepinen öğrenciler vardı. Umursamadan içeri girdim. Sınıf defterini aldıktan sonra tam çıkacaktım ki bana olduğunu düşündüğüm bir cümle duydum.

"Benim bildiğim ilk önce 'sınıf defterini alabilir miyim?' Diye bir soru sorulurdu?"

Kızın söylediği cümleden sonra sınıfın kahkaha atmasıyla gerilmeye başladım. Hayır kavga etmeyeceğim.. hayır.. aman boşver

"Bu cümle eğer sınıfta öğretmen olursa diye söyleniyor daha sınıf defterini doldurmamış olabilme ihtimallinden dolayı ben şuan burada öğretmen göremiyorum bu yüzden de sormadım ama eğer çok istiyorsan söyleyeyim "

Elimdeki sınıf defterini havaya kaldırıp sorumu sordum.

"Sınıf defterini alabilir miyim?"

Kullandığım cümle ile yavaş yavaş sinirlendiği belli oluyordu. Kendini sakinleştirip "hayır" dedi. Bunu söyleyince yine gereksiz sınıfı gülmeye başlamıştı. Umursamadan defterle birlikte sınıftan çıktım. İlerlerken söylenmeyi de unutmuyordum.
"Seneye sınava gireceksiniz,sınavdan yüksek alsanız neye yarar adamlığınız yok!" Cümlemi bitirmemle ilerlememi arkamda hissettiğim eller durdumuştu. Arkamı döndüğümde bana dokunanın sınıfta tartıştığım kızlar olduğunu görmüştüm.

Bir anda beni itmesiyle elimdeki defterlerle yere düştüm. Defterlerin karnıma hızlı çarpmasından dolayı canım acımıştı.

"Kaçıncı sınıfsın sen?"

Defterleri kucağımdan indirip yanıma koydum. Yavaşça ayağa kalkıp kapişonlu sweatımı düzelttim.

"10"

"Yalancı! nöbetçi öğrencilik 11.sınıftan başlıyor ayrıca seni hiç bu katta görmediğime göre sen 11.sınıfsın!"

Birazdan yiyeceğim dayağı anladığımdan defterleri elime alıp koşmaya başladım.

"Çabuk şunu yakalayın!"

Arkamdan koşan 2 çoçukla hızlıca merdivenden indim. Bana bakmak için dersten izin aldığını düşündüğüm rowoonun kucağına defterleri verdim.

"Sara ne-"

Cümlesini bitirmeden hızlıca aşağı kata tekrar koşmaya başladım. Arkamdan böyle koştukları süre boyunca yakalanacaktım saklanmak için yer aradım. Yangın merdivenine çıkıp en alt kata indim. Merdivenin altına çömelip ağzımı kapattım. Yangın merdiveninde yankılan seslerle daha çok korkuyordum.

"Nerde bu!"

Çoçuğun bağırmasıyla gözlerimi kapattım. Yanımda hissettiğim garip kokuyla oraya döndüm. Siyah saçlı ve çok yakışıklı bir çoçuk sigara içiyordu.

"Ne yapıyorsun-"

Bağırmasını engellemek için ağzını kapattım.

"Şşt lütfen sessiz ol eğer yerimi belli etmezsen bende hocalara sigara içtiğini şikayet etmem"

Ellerimi ağzından çektikten sonra beni incelemeye başladı sonra birden ayağa kalkıp bir kişinin adını seslendi.

"Mingi!"

Adım seslerinin yaklaşmasıyla daha çok küçüldüm. Elindeki sigarayı önüme atıp ayağıyla üzerine bastı. Kapşonumun ucundan tutup havaya kaldırdı otomatik olarak bende ayağa kalmak zorunda kaldım.

"Bunu mu arıyorsun?"

Gözlerimi açtığımda karşımda peşimden koşan çocuğu görmüştüm, kafamı benim şapkamdan tutan çoçuğa çevirip koca bir 'siktir' çektim.

Mars adminden yine merhaba yeni bir kurgu ve yine ben! Eğlenceli ve çerezlik bir kitap yazmayı düşünüyorum umarım eğlenirsiniz sonraki bölümde görüşmek üzere 🥺💕💕Mesajlarınızı burada göremezsem ınstagramda daha aktif oluyorum genelde ismim "Atee...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Mars adminden yine merhaba yeni bir kurgu ve yine ben! Eğlenceli ve çerezlik bir kitap yazmayı düşünüyorum umarım eğlenirsiniz sonraki bölümde görüşmek üzere 🥺💕💕
Mesajlarınızı burada göremezsem ınstagramda daha aktif oluyorum genelde ismim "Ateezquality" 💞💞

PABOO / Park SeonghwaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin