İyi okumalar💗
"EE YUH ARTIK"
Seonghwa'yı ittiğim gibi yere düşmüştü. Hepimizin gözleri yere böcek gibi yapışan Seonghwa'daydı.
"Ben şey özür dilerim iyi misin?"
Yunho ve Yeosang yüksek sesle kahkaha atmaya başladığında yere vurulan bir elle kısa süreliğine bir sessizlik oluştu.
"SARAAAAA!"
resmen tüm hastanede yankılanan bu sesten sonra korkuyla odadan çıkmış aynı korku yüzünden Yunho yatağıma yatmış Yeosang da ziyaretçi koltuğuna oturmuştu. Seonghwa sinirle ayağa kalktığında yatakta gördüğü kişi yüzünden yüzü sakinleşmişti.
"Lan senin ne işin var burada? Sara nerede?"
Yunho titreyen eliyle kapının arkasında ki beni göstermişti. Kapının camından Seonghwa'nın bana döndüğünü görünce tüm gücümle kapıyı açmaması için tutmaya başladım. O inatla Kapıyı açmaya çalıştığı sırada benden güçlü olduğu için o galip gelmişti. Üzerine doğru düştüğüm de kafamı kaldırıp masum bir gülüş sundum yüzüne. Daha fazla dayanamamış olmalı ki kafasını yana yatırıp yıldızlar gibi parıldayan gözleriyle beni incelemeye başlamıştı.
"Özür dilerim gerçekten bir an girince yani odaya bizi görünce onlar ikisi ben ne yapacağı-"
Sözümü kesen dudaklarımla hissettiğim buseydi. Hızlıca öpüp geri çekildiğinde şaşkınlığıma karşı gülümseyip 'affettim' demişti.
Elimi tutup beni yatağıma geri götüreceği sırada ben hala donakalmış bir şekildeydim.
"Kalk lan yataktan"
Yunho hızlıca yataktan kalkıp Yeosang'ın yanına oturmuştu. Nasıl korkmuşsak artık optikte ki gibi kaydırma yapmıştık..kolumdan çıkan serumdan dolayı hafiften kanamış koluma baktım.
"Nasıl bir şapşalsın Sara hemşire çağırıcam burada bekle"
Seonghwa odadan çıkacağı sırada ikili fısıltıyla söylenmeye başlamışlardı ki Seonghwa hızlıca arkasına dönmüştü.
"Arkamdan dedikodu yapmayın gözüm üzerinizde"
Yunho bacak bacak üstüne atıp bir götünün üzerine oturmuştu.
"İyi tamam be git"
Bir kaç dakika sonra hemşireyle birlikte Seonghwa içeri girmişti. Serumumu tekrar bağladıktan sonra durumum hakkında bilgi verip odadan çıkmıştı. Ne olur ne olmaz diye bir gün hastanede kalacaktım eğer iyi olursam taburcu olabilecektim. Elimi tutan Seonghwa'nın bileğine gözüm takıldı. Bileğindeki kızarıkla yüzüne baktım.
"Nasıl oldu bu? Acıyor mu?"
Elini geri çekmeye çalıştığında daha sıkı tuttum.
"Düşerken tutunayım derken büküldü önemli değil acımıyor"
Gözlerimi kısıp yüzüne baktım.
"Kandırıkçı"
Şaşkın bir şekilde elini ağzına götürüp fısıldadı.
"O nasıl söz öyle"
Onu umursamadan koltukta uyuyan Yeosang'ın bacağını dürtükledim.
"Kalk ilk yardım eşyası falan bul"
Yeosang ise yerin de kıpırdanıp o sihirli sözcükleri söylemişti. 'anne iki dakika daha'.
"Yok iki dakika kalk bul çabuk buz da getir"
Gözleri yarı açık bir şekilde söylene söylene odadan çıkmıştı. Yunho da başına bir şey gelir bahanesiyle odadan ayrıldı. Seonghwa ile yalnız kalmıştık. Yine bana o anlamlı gözleri ile bakıyordu. Yaklaşmaya başladığında elimi gözünün önüne koydum.
"Ne oluyor ya"
"Bakma bana öyle"
Daha da yaklaştığında ellerimle kapattığım için görüş açıma sadece pembe dolgun dudakları girmişti.
"Nasıl bakıyormuşum?"
"Öyle işte aşık aşık"
Dudağını kenarı kıvrıldığını gördüğümde dediğimin hoşuna gittiğini anlamıştım. Nasıl dalmışsam artık elimi indirdiğinde dünyaya dönmüştüm.
"İzlemek eğlenceli heralde"
"He evet ne dur"
Kahkaha atmaya başladığında ben de gülümsedim. Yeosang yüzüne koyduğu buzla içeri girmişti.Yunho da elindeki ilk yardım çantasını yatağımın üzerine koydu.
"Ne oldu buna?"
Yunho bir şey yok anlamında kafasını salladı. "Ayılmaya çalışıyor"
Anladığıma dair sesler çıkarıp buzu Seonghwa'nın bileğine yavaşça koydum.
"Acıdığını söyleseydin daha önceden koyardık aptal balık"
"Bak yine söyledin o lafı"
"Neyi?
"Aptal balık?"
"He o..alışkanlıktan dolayı rahatsız mı oldun canım?"
"Hayır hoşuma gidiyor canım"
Gülümseyip yanıma uzanması için yer açtım. Göğsüne kafamı koyup gözlerimi kapattım. Huzur bulduğum koku tüm vücuduma sarılmıştı. Saçlarımla hissettiğim elle kafamı yukarıya kaldırdım. Bileğindeki buzu oynatmadan yanağına bir öpücük kondurup tekrar eski halime geldim. Kıpırdanmasından gülümsediğini anlamıştım.
Bu adama ne ara bu kadar bağlandığımı inan bilmiyorum.
Yeosang sonunda ayıldığında ilk söylediği cümle şu olmuştu."Benim bir youtube kanalım var"
Hepimizin ağzından aynı ses yükseldi. "Ne?"Bölümlerin uzun zaman sonra geldiğinin farkındayım. Maalesef oldukça meşgul olduğum için ilhamımda kaçtı. 2 tane daha aktif kitabım var hepsine el atmaya çalışıyorum. Şu Yks bi geçsin her şey düzene oturacaktır o zaman güzelce bölüm atacağım özür dilerim. Umarım bölümü sevmişsinizdir kendinize iyi bakın 💗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PABOO / Park Seonghwa
FanfictionYanımda oturan bedene dönüp sorumu yönelttim. "Ben aptal mıyım?" Yanımda oluşan sessizlikten yola çıkarak sorumu yeniledim. "Aptal mıyım!? Cevap versene!" Sonunda aradığı kelimeyi bulmuş gibi bağırdı. "Çok!" Dudaklarımı büzüp başka soru sordum. ...