*Rıfat aslanım sıçtın sıvazlıyon*
Gün içerisinde hiç sınıftan çıkmamıştım ve şimdide Mingi ve ekibinin okuldan kaçtıklarına dair bilgi öğrendiğimden kantine doğru yol almaya başlamıştım. Öğle arasına girmiş ve çoktan 5 dakikamız geçmişti.
Rowoonla birlikte bir masaya oturduktan sonra yemek almayı ona kakaladım. Şuan karşımda platoniğim Choi San duruyordu. Masanın ayarı o kadar iyiydi ki San'ı tüm güzelliği ile görüyordum. Ona hayranlıkla bakarken önüme koyulan pipetli içeçekle titredim.
"Ağzını kapa içine düşeceksin"
Pipeti ağzıma götürüp kaşlarımı çattım.
"Bir insan nasıl bu kadar muhteşem olabilir rowoon?"
Rowoon'nun gergin olduğu her halinden belliydi ama şuan Choi San dan başkasını görmüyorum. Choi San kim mi? Okulun popüler kibar,nazik,yakışıklı,güzel,tatlı SEKSİ öğrencisidir. Tüm kızlar onun peşinden koşsa da ben onun yerine sapık gibi sürekli onu uzaktan izleyen biriyim ve şu anda yine aynı şeyi yapıyorum. Gamzelerini göstererek gülümsemesine erirken bir anda kolumu dürten rowoonla dikkatim bozulmuştu.
"Ne var!? Çok güzel bir şey izliyorum bozma lütfen"
"Söylesene gerçekten seni öptü mü?"
Rowoon'un yüksek sesle söylediği cümleyle tüm kantinin gözü bize dönmüştü. Hızlıca ağzını kapatıp etrafa sahte gülücükler attım.
"Ya niye bağırıyorsun?"
"Soruma cevap alamadım? Park Seonghwa seni öptü mü?"
O anlar tekrar gözümün önünde canlanınca yutkundum. Rowoon ellerini gözümün önünde salladığında kafamı iki yana salladım.
"Soru o kadar da zor değil Sara?"
"Neden bu kadar sinirlisin? Hayır öpmedi sadece Mingiden beni kurtarmaya çalışıyordu o kadar"
Kantine seonghwa ve yanında sarı ile kahverengi saçlı çoçukların girmesiyle şapkamı taktım. İşte şimdi sıçtım! Bizim masanın biraz uzağında olan pencereye dayanmış bir şekilde bana bakmaya başlamıştı.
Rowoon yanımda kendini sakinleştirmeye çalışırken seonghwa'nın gelişiyle daha da sinirlenmişti. Neden sinirlendiğini anlamasamda iyi hissetmesi için elini tuttum. Daha iyi hissedince elini ayırmıştı.
Karşımdaki San'a dönüp bir yandanda konuşmaya başladım.
"Şuna baksana Rowoon ne güzel gamzeleri var keşke benimde olsa..ayrıca çok yakışıklı ve..."
Bir anda görüş açımı kapatılmasını sağlayana kişiye bakarken bir yandan da cümlemin devamını getirdim. Salak kafam!
"Çok seksi"
Karşımdaki seonghwa'nın yüzü şaşırmış bir hal alırken hızlıca kafamı masaya koymaya çalıştım. Hızla çarpan kafamla çıkan ses kantinde resmen dalgalanmıştı. Acımasıyla inlediğimde Rowoon kafamı kaldırdı.
"İyi misin!?"
Rowoonun bu hareketine karşı kaşlarını çatan seonghwa gerçekten korkutucu görünüyordu.
Bir elimle Rowoon'nun elini tutup diğer elimlede alnımı oymaya başladım.
"İyiyim sadece küçük bir şey"
Seonghwa bi tutuştuğumuz elimize bir de bana bakıyordu.
"Bizim masamıza gel"
Rowoon dikkatini benden seonghwa'ya çevirirken ben hala kafamı ovuyordum.
"Nasıl konuşuyorsun sen onunla! Emir veremezsin"
Birazdan aralarında oluşacak felaketi bildiğimden ortalarına girdim.
"Rowoon sakin ol ve sen de..rowoon haklı bana emir veremezsin"
Hala birbirlerine öfke ile bakan ikilinin dikkatini çekmek için bir şey bulmalıydım.
"Ah kafam çok acıyor"
Mükemmel oyunculuğumla rowoon hemen beni kollarının arasına aldı,o sırada seonghwa'nın bana uzattıktan sonra indirdiği eline şahit olmuştum.
"Daha iyi misin?"
Onaylar şekilde başımı salladıktan sonra Rowoon elimi tutup beni masalarına sürüklemeye başladı. Arkamızdan gelen seonghwa ile sandalyeye oturdum. Hala elimi bırakmayan rowoon ve diğer yanımda oturan seonghwa ile masadaki gözler bize döndü.
"Seni çağırdığımı hatırlamıyorum"
Rowoon birbirine kenetlenmiş ellerimizi havaya kaldırıp cevabını verdi.
"Sara nereye ben oraya!"
"Sara.."
Seonghwa'nın adımı kısık sesle tekrarladığını duyduğumda kırılan potu o an anladım.
"Sara değil o salak o ,yani aslında salak diyecekti de dili sürçtü"
Seonghwa'nın "aptal mısın?" Bakışlarına maruz kalırken ortamda bir kahkaha kopmuştu. Sarı saçlı çoçuğun gülmesiyle yanındaki de ona katıldı. Çok güzel gülüyorlardı..onlar gülerken senim gülmemen imkansız gibiydi resmen
Bu sefer üçümüzün bakışı masadakilere dönmüşken açıklama yapma gereği bulmuşlar ve gülmelerini dundurmaya çalıştılar.
"Sara gerçekten çok komiksin seonghwa'nın senin gibi birini bulmasına şaşmamalı"
Masanın altında olan hareketlikle birlikte sarı saçlının "ah" diye bağırması bir oldu,ortalığı toparlamaya çalışan kahverengi saçlı çoçuk konuşmaya başladı.
"Kendini bize tanıtır mısın?"
Güzelce sorduğu soruyu ne kadar cevaplamak istesemde ilk tanışmadan kötü bir izlenim vermek istemiyorum...
"Ben sara 11.sınıf'a gidiyorum"
Seonghwa'nın ellini çenesine koyarak masaya dayanmış ve bana yaklaşmıştı. kahverengi saçlı konuşmak için öne atıldı.
"Ben Jeong Yunho 12.sınıfım"
Yunho..
"Bende Kang Yeosang 12.sınıfım"
Sarı saçlınında adını öğrendikten sonra dikkatimiz seonghwa'ya dönmüştü.
"Park Seonghwa aynı sınıftayız"
Odun
"Siz sevgili misiniz?"
Yeosang,seonghwa'ya göz kırparak söylediği soruyla şaşırmıştım.
Rowoon birleşik olan elimizi 2 kere sıktıktan sonra vermek istediği mesajı anladım.
Bunun anlamı sorulara evet ve ya hayır demeden cevap vermek anlamına geliyordu,çoçukken oynadığımız oyunlardan yola çıkarak bu hileyi bulmuştuk ve bundan sonra bizim şifreli konuşmamız olarak kalmıştı.
"Özel sorulara cevap vermek istemiyorum"
Rowoon memnunlukla gülerken diğer üçlü cevaptan tatmin olmamış gibi yerlerinde kıpırdandılar.
O sırada kantine bağırarak giren çoçuk masalardaki tüm dikkati üzerine çekmişti.
"DANS ETKİNLİĞİ VAR VE HER SINIFTAN EN AZ 5 KIZ VE 5 ERKEK KATILACAK , BAŞKA SINIFLARLA KARIŞIP EŞLEŞİLEBİLİYOR VE KAZANAN TAKIMA BÜYÜK BİR ÖDÜL VARMIŞ"
Çoçuğun tek nefesle söylediği cümle ile Rowoona döndüm.
"Katıla-"
Seonghwa'nın bileğimden çekerek beni döndürmesiyle sözüm yarıda kaldı.
"Katılalım"
Gözlerime içine bakarak söylediği kelime masada "ooo" seslerinin yükselmesini sağladı. O sırada elimi sertçe sıkan Rowoon bir süreden sonra elini ayırmıştı.
Rowoon bebeğime yazık 🥲 Neyse nasıl bölümdü? Umarım güzel olmuştur sonraki bölümde görüşmek üzere!!🥺💞💗💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PABOO / Park Seonghwa
FanfictionYanımda oturan bedene dönüp sorumu yönelttim. "Ben aptal mıyım?" Yanımda oluşan sessizlikten yola çıkarak sorumu yeniledim. "Aptal mıyım!? Cevap versene!" Sonunda aradığı kelimeyi bulmuş gibi bağırdı. "Çok!" Dudaklarımı büzüp başka soru sordum. ...