Medya: Enemy of Truth
Çıkış zili çalmış ve okulun bahçesinde rowoonu bekliyordum. Bir kaç dakika sonra elinde çantamla bana el sallayan rowoona karşılık verdim. Kapıya doğru ilerlediğimiz sırada telefonuma gelen mesajla yerimde durdum.
"Sara bugün işe geleceksin değil mi?"
Mesaj patronumdan gelmişti,rowoon fark etmeden cebime telefonu geri koydum.
Rowoon gitmeme izin vermeyeceğinden bir plan düşünmeye başlamalıydım."Benim anlık tuvaletim geldi"
"Tamam eve giderken yaparsın"
"Tutamam çok var"
"O zaman seni kapıda bekliyim okula geri girip yap"
"İşim uzun benim ayrıca fotokopi çektircem"
"Sen bana yalan mı söylüyorsun ne fotokopisi?"
Al işte anlamıştı..
Önüne geçip elimi yanağına koydum ve kafamı eğdim. Yavru köpek bakışımı da yaptım mı oldu bu iş!
"Sana neden yalan söyliyim ki?"
Elimin altındaki yanağının ısınmasıyla elimi indirdi.Kolundaki çantamla koşup bir yandan da bağırmaya başladı.
"Tamam o zaman ben önden gidiyorum"
"Çantam!"
"Ben eve götürürüm!"
Bu şapşal haline gülüp okulun içine geri girdim. Revire gidip kolumdaki sargı yerine bir kaç tane yara bandı yapıştırmam lazımdı.
Kapıda nöbetçi hocaları görmemle arka yangın merdivenine doğru ilerledim. Daha kilitlemeye başlamamışlarsa yetişebilirdim.Arkamdan tutan elle durdum. Rowoon beni takip mi etmişti?
"Ya rowoon!"
Arkamı döndüğümde gördüğüm grupla başımdan aşağı kaynar sular döküldü.
Mingi ve ekibi..
"Vay vay seni görmeyeli baya oldu he?"
Mingi'nin söylediğine yanındaki kızlar gülmeye başladı. Tişörtümü tutan elinden kurtulmak için çabaladığım sırada Mingi'nin beni itmesiyle yere düştüm.
refleks olarak yere koyduğum kollarımla yaram sızlamıştı. Yüzümü ekşiltip kafamı onlara çevirdim.
Tartıştığım kız önüme eğilirken bir yandan da saçımı tutmuştu.
"Artık kaçacak yerin yok "
Zar zor saçımı elinden kurtardıktan sonra bahçeye doğru koşmaya çalıştım ama sırtımdan atılan tekme yuvarlanarak tekrar yerle buluşmamı sağlamıştı. Canım çok yanıyordu..
Yavaşça kafamı kaldırıp bana yardım edecek birilerine bakındım. Bahçe kapısının önünde tanıdık silüetle heyecanlandım.
Park seonghwa..
Elinde tuttuğu bir şeyle bana bakıyordu. Uzağımda kaldığı için yüzünde ki ifadeyi göremesemde bir kaç dakika daha durduktan sonra gitti. Bir dakika seonghwa gitmişti! Bana yardım etmeden gitmişti..
oysaki bugün..bugün ona sarıldığımda böyle biri olmadığını düşünmüştüm.Kırgın ve sinirin verdiği hisle dolan gözlerime engel olamamıştım. Ne sanmıştım ki zaten? Park seonghwa! Zorbaların başı! İyi biri olacağını nasıl düşünmüşüm ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PABOO / Park Seonghwa
FanfictionYanımda oturan bedene dönüp sorumu yönelttim. "Ben aptal mıyım?" Yanımda oluşan sessizlikten yola çıkarak sorumu yeniledim. "Aptal mıyım!? Cevap versene!" Sonunda aradığı kelimeyi bulmuş gibi bağırdı. "Çok!" Dudaklarımı büzüp başka soru sordum. ...