İyi okumalar💗
"Sana göre nasıl biriyim?" Soruma soruyla karşılık verdiğinde şaşırdım. Ayağımın önündeki taşı iterek bir yandan da ne söyleyeceğimi düşünüyordum."Bence sen çok karışık ve gizemli birisin?"
Kulağıma ilişen kahkahası ile ona döndüm. Komik bir şey mi söylemiştim ki?"Emin ol sara sende öyle.."
****
Anneme yüzümdeki yaraların bisikletten düşme sonucu olduğunu söyleyip geçiştirmiştim ama asıl önemli olan rowoon'a bunu nasıl inandıracağımdı..Kaküllerimi önüme getirip maske taktım. Yaraların görüntüsünü güzelce kapattıktan sonra şimdi Rowoonla okulun yolunu tutuyorduk.
"Neden maske takıyorsun?"
Sahte bir öksürükten sonra elimle boğazımı tuttum.
"Biraz boğazım ağrıyor.."
"Sana dondurma yeme demiştim inatla soğuk şeyleri yemekte ısrar ediyorsun sara"
Anne konuşmalarına başladığında hızlıca okula doğru ilerledim o da arkamdan bağırarak beni takip ediyordu.
"Ya! Beklesene sara!"
***
Öğle arasında yemek almak için kantine iniyorduk. Bir masaya oturup bana yemek alan rowoon'u beklemeye başladım tabiki yanında yemiyecektim yoksa yüzümün halini görebilirdi. O sırada karşı masadaki şaheser olan San'la tüm dikkatimi ona verdim. Gülüşü ve gamzeleri çok güzeldi,kalbininde onun kadar güzel olduğuna emindim. Yanımda hissettiğim hareketlilikle rowoon olduğunu anlamıştım."Gerçekten onu çok mu seviyorsun?"
Sorduğu soruyla küçük bir kahkaha attım.
"Durduk yere nerden çıktı bu şimdi?"
"Onu o kadar çok seviyorsan neden söylemiyorsun?"
Dikkatimi yumruk yapıp sıktığı elleri çekmişti,nasıl duygular hissediyordu şuan içinde bilmiyorum ama bu hareketinden çıkarmak istediğim şey kesinlikle kendini bir şey söylemekte zorluyor gibiydi.
"Ona söylemiyorum çünkü Choi San..."
Derin bir nefes verdikten sonra kafamı ona çevirdim.
"..o çok fazla iyi ben ise bir hiçim..söylesem ne fark eder ki?"
"Saçmalama ne kadar özel olduğunun farkında mısın sen!? Çok güzelsin kalbinde çok güzel samimisinde ve daha sayabileceğim tüm iyi özelliklere sahipsin"
"Arkadaşım olduğun için böyle düşünüyorsun.."
"Bunu bir düşün sara"
Ellerimi tamam anlamında sırtına vurdum. Yemeğimi yemek için ve yüzümün ne durumda olduğuna bakmak için bir yere gitmem gerekliydi.
Yangın merdiveni...
Tam içeri gireceğim sırada yükselen seslerle yerimde durdum. Kapıya biraz yaslanıp kulağımı dayadım. İçeriden kavga sesleri geliyordu ve birinin düştüğüne dair sesler duyuluyordu. İçeri girdiğimde yerde duran Mingi ve arkası dönük bir çoçukla karşılaşmıştım. Mingi'nin beni görmesiyle tam kaçıcağım sırada ismimi duydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PABOO / Park Seonghwa
FanfictionYanımda oturan bedene dönüp sorumu yönelttim. "Ben aptal mıyım?" Yanımda oluşan sessizlikten yola çıkarak sorumu yeniledim. "Aptal mıyım!? Cevap versene!" Sonunda aradığı kelimeyi bulmuş gibi bağırdı. "Çok!" Dudaklarımı büzüp başka soru sordum. ...