21*

17 4 2
                                    

İyi okumalar💗

Teyzenin haykırışıyla ikimiz de hızlıca arkamızı dönmüştük. Bize doğru koşan bir teyze ve tavuk vardı.

"kızım çabuk yakala onu kaçmasın"

Kendimi süper kahramanlar gibi hissettiğim için tavuğun önünde bacaklarımı biraz açarak siper eder gibi durdum.

"Kaçamazsın küçük şey"

Tavuk bacaklarımın arasından bir çıprıda geçince şoka girmiş gibi teyzeye bakıyordum.

"KOŞ GİTTİ KOŞ"

Teyzenin bağırışıyla tavuğun peşinden koşmaya başladım tabi arkada bıraktığım Seonghwanın kahkalara boğulmasından bihaberdim.

"Gel buraya ya seni yakalayıp kahraman olmam lazım enişten izliyor!"

Tavuk bir anda koşmayı bırakıp yerinde durduğunda ben de durdum aramızda kalan mesafeyi azaltmak için yavaş adımlarla yaklaşmaya çalışıyordum ki tavuk bir anda arkasını dönüp bana saldırana dek. Bu sefer can havliyle Seonghwa'ya doğru koşmaya başladım bu sefer beni yakalamaya çalışan tavuktu. Hem koşup hem bağırıyordum.

"Seonghwa yardım ettt!!"

Seonghwa gülmekten artık yerlere yatmış kıpkırmızı olmuştu.

"allah kahrı bela gelme kışt kışt!"

Arada kafamı çevirip onu kovmaya çalışıyordum sonunda teyzenin yanına ulaşınca bir güzel kucaklamıştı tavuğu

"Aferin kız ne dedin de geldi bu"

Nefes nefese kalmış halimle ellerimi dizlerime koydum. Seonghwaya baktığımda hala güldüğünü görmüştüm.

"Aşkımı anlattım.."

Teyzenin yanımdan ne ara gittiğini fark etmesemde Seonghwa'nın yanına ulaşıp hafiften öksürdüm. Kendini düzelttip ayağa kalktığında kollarımı bağlamıştım.

"Canım sevgilim ya nasılda yakaladı tavuğu heyt ve aslanım benim"

Gururla alttan gülümsemeye başladığımda cebinden telefonunu çıkardı. Beni çektiği videoyu yüksek sesle gülerek izlemeye başladığında hemen çemkirdim.

"Ya ne zaman çektin onu! Sil çabuk sil sil!

Seonghwa telefonu yukarı kaldırdığında kafasıyla reddediyordu.

"Ver ya telefonu"

İyice uzanmaya çalıştığımda aramızdaki mesafenin az olduğunu yeni fark etmiştim. Dudaklarıma baktığını gördüğümde hafifçe karnına vurdum. Eğildiğinde de hızlıca elinden telefonu almıştım. Telefonun bir anda kapanmasıyla Seonghwa'ya döndüm.

"Şansına şarjı bitti"

Gülerek söylediği şeyle kollarımı bağlayıp yürümeye başladım. Dünyanın en gıcık insanıydı. Arkamdan geldiğinde güzel yeşillik bir alana ilerleyemeye başladım. Manzaranın karşında ki banka oturdum o da yanıma oturmuştu.

Yanımda oturan bedene dönüp sorumu yönelttim.

"Ben aptal mıyım?"

Yanımda oluşan sessizlikten yola çıkarak sorumu yeniledim.

"Aptal mıyım!? Cevap versene!"

Sonunda aradığı kelimeyi bulmuş gibi bağırdı.

"Çok!"

Dudaklarımı büzüp başka soru sordum.

"Ne kadar çok?"

"Çook..Aşırı!"

Omzuna attığım yumrukla gülmeye başladı.

"Çok seviyorum seni en çokta bu hallerini"

Aptal gibi sırıtmaya başladığımda bana kocaman sarıldı.

"Ama çok iyi yakalamadım mı tavuğu"

Saçlarımı öperek beni onaylamıştı. Yakındaki mezuniyet için çok heyecanlıydım o günü güzel geçirmesi için elimden geleni yapmaya hazırdım.

Diğer bölüm final olacak büyük ihtimalle ficin veda konuşmasını o bölümle yapacağım😭 umarım bu bölümde eğlenmişsinizdir💗💗

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 27 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

PABOO / Park SeonghwaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin