ISSIZ ORMANDA İLK ADIM

84 3 4
                                    

 İki uzun gece, burnuma gelen çürük koku. Veremli odanın boğmaya teşebbüs eden matemi. Yeni doğumu müjdeleyen matem. Hapsedildiğim ham alemde, çığlıksız doğuyorum. Doğar doğmaz tutuşuyor tenim. Ürkek bir ilenmeyle bana bırakılan oyukları dolduruyorum. Oyuklardan gelen tahammül edilemeyen çürük koku sararken zihnimi, tutuşan bedenimin ateşiyle bana vaat edilen odayı yakıyorum. 

Dinleyin beni, yakınmayı bırakın yalvarırım! 

Kim kendisini önce paramparça etmeden yenileyebilmiştir? 

Bilinçsizliğimin açtığı oyuklar korunaklıydı fakat üzerime sinen matemden sıyrılamıyordum bir türlü. O bilmediğim lisanın ya da bilmediğimi sandığım o lisanın beni arındıracağına olan inancım büsbütün artmışken daha fazla tahammül edemedim. 

Bulunduğum hastanenin o tavanı yüksek odasına adımlarken kendi kozamı yırtıyordum. Sırada gösterişli kanatlarla uçmak vardı.

Odaya adımımı bastığım anda gözlerim deftere ilişti. Onu ve elimdeki diğer bulduklarımı daha yeni değiştiği belli olan bembeyaz yatak örtümün üzerine özenle yerleştirdim. Tüm bu yaşadıklarımın nedenini bulmak için ilk ipuçlarım tam karşımdaydı. Yaşantımın bulmacası,  çözülmesi için ilk ipuçlarını vermişti ve bana da artık çözmeye başlamak kalıyordu. 

Kalbimin sızıntısı, başladığım zaman çok ağır bir yük yükleneceğimin habercisiydi. Tüm bunları geride bırakıp bomboş temiz bir sayfa açabilirdim. 

Hayır, bilinmezlikte sürüklenip temiz bir sayfa açamazdım. Bana ne olduğunu zor olsa da öğrenmeliydim. Bu kararsız düşünceleri geride bırakıp sisli geçmişime ilk adımlarımı attım. 

Elimdekilere göz gezdirdim. İlk adım için iyi ipuçlarım vardı aslında ilk gördüğümde hayal kırıklığına uğrasam da... Hangi ipucundan başlasam diye kısa bir süre düşündükten sonra karanlıkta bulunan birinin ilk aradığı cisimden yola çıkarak feneri aldım elime. Oldukça eskiydi ama kırık da değildi. Çalışacağını umduğumdan hızlıca odadaki masanın çekmecesine yöneldim. Biraz karıştırdıktan sonra neden orada olduğunu bilmediğim çok da üzerinde kafa yormadığım pilleri buldum. Pilleri fenere yerleştirdikten sonra odanın ışığını kapattım. Fenerin tuşuna bastığımda fener çalıştı.

O da ne? Mor bir ışık mı? Bana bir şeyler çağrıştırıyor sanki... Fenerin ışığını kullanarak diğer ipuçlarının yanına gittim. Mor ışık altındaki ipuçları sırlarını ortaya çıkarmaya başlamıştı. 

Haklıydım karanlıkta kalmış bir yolcu önce ışık bulur daha sonra elindeki haritaya bakardı.






MAVERA : ZEVAHİR İLE BATININ ARAFINDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin