OY VE YORUMLARINIZI LÜTFEN BENİMLE PAYLAŞIN. BU DESTEKLER BENİM HİKAYEYE TUTUNMA MOTİVASYONUMU DAHA ÇOK ARTTIRIYOR. İYİ OKUMALAR❤️
Oldukça dinç bir şekilde kalktığımda, odanın içi çekili perdeler yüzünden loştu. Uzun zamandır çektiğim en güzel uykuydu ve harika bir rüya görmüştüm.
Gerinmek için kollarımı yatakta iki yana açtığımda elim sert ve sıcak bir bedene çarptı ve çığlığımı saklayamadan hızla doğruldum.
Tamay?
Uykulu gözlerle aniden kalkmış o da benim gibi şaşkın şaşkın ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Ona gözümü kırpmadan bakıyordum, daha sonra kendimi tutamadım ve güldüm.
Saçları kabarmış, gözleri uykudan şişmişti ve istediğini almak için şirinlik yapan bir çocuk gibi alt dudağını öne çıkarmıştı."Günaydın." dedi mırıldanırcasına. İlk defa bu kadar yakındık. Tüm yaşananlardan sonra şu an bu durumda olmayı bir tek ben mi garipsemiştim? Yüzümdeki düşünceli hali fark etmiş gibi yerinde doğruldu ve aramıza biraz mesafe koydu. Yan profilinden yutkunduğunu gördüm, gözlerini karnına çektiği dizlerine indirdi.
"Senin kaybolmanın üzerinden tam sekiz gün geçti."
Ne diyeceğimi bilemeyerek dudaklarımı gereksizce açıp kapadım. Bakışları kısaca yüzümü turlayıp tekrar önüne döndüğünde sözüne devam etti.
"Sana karşı olan tüm davranışlarım benim seçimlerimin bir sonucuydu. Yaptıklarımdan gurur duymuyorum. Ama bir zamanlar bunları yapmanın en doğrusu olduğunu düşünüyordum."
Bana bakmadığı için rahatça yüzünde turlayan gözlerim aralık dudaklarında oyalandı.
"Senden önce işe yaramıştı da. Ama karşıma benim kadar inatçı bir kız çıkınca işler bu hale geldi." Ortamı yumuşatmak için gülümsedi ve bir anlığına gözlerimiz buluştu. Ne yapacağımı şaşırmış şekilde ben de yarım yamalak gülümsedim. Tamay'ın ilk defa kendisini anlattığını görüyordum ve saçma sapan cümlelerimle onu bölmek istemiyordum.
Derin bir nefes aldı ve tüm vücuduyla bana doğru döndü. Gözleri renginin hakkını vererek ışıl ışıl parlıyordu. Dikkatli baktığımda bunun gözyaşlarından dolayı olduğunu gördüm ve boğazım düğümlendi.
"Değişeceğim Arsen. Seni bir daha kaybetmeye dayanamam. Peki sen beni affetmeye, daha doğrusu kendimi sana affettirmeye çalışmama izin verir misin?"
Beklentiyle bana daha çok yaklaşmıştı. Eli zarifçe yanağıma uzandı. Tenime dokunmadan öylece havada asılı kaldı. Benim iznimi bekliyordu.
Yanağımı havadaki eline yasladım ve dolan gözlerimi kapattım. Benden bir cevap bekliyordu. O cevabı verdikten sonra neler olacağını bilmiyordum.
Ondan sakladığım şeyler vardı, onun da benden sakladığı şeyler.
Onu affedebilir miydim? Ya da o beni gerçekleri öğrendikten sonra bile bile beni sevmeye, acı çekmeye devam eder miydi?
"Yıllarca kendi sessizliğimde yaşadım ben, ama senin sessizliğin sağır edici...Lütfen bana bir şeyler söyle. Günlerdir sesine hasret kaldım."
Ne kadar tutmaya çabalasam da yanağıma süzülen bir damla gözyaşım kadife bir yumuşaklıkla silindi. Gözlerimi açtığımda dudaklarında tuzlu bir parıltı gördüm.
"Yıllardır seninleyken sensizliği yaşadım Tamay. Yeterince beklemedik mi? Yeterince üzülmedik mi? Bizi neyin beklediği umrumda bile değil. Ben sadece kalan günlerimizi tüm hayatım uğruna en güzel şekilde yaşamak istiyorum seninle."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAHZA
FantasyBileğindeki henüz kızarıklığı geçmeyen dövmeye baktı; kolundan eline doğru uzanan ve damarlarının tam üzerinde dallanıp budaklanan ağaca... Dövme demek basit kalırdı aslında, kolundaki şey her neyse resmen etine kazınmıştı ve vücudunu terk etmesi i...