Yukarıya bıraktığım şarkıyı bu kısımda dinlemenizi öneririm. Eğik puntolu kısmı yazarken sürekli bu şarkıyı dinledim. Emin olun duyguları aşırı değiştiriyor.
İyi okumalar!
Kayalıkların en ucuna geldiğinde durdu. Şiddetli rüzgar sertçe tenini dövüyordu. Normalde pamuk ipliği gibi yumuşak saçları bile ona nefretini kusarcasına sert darbelerini yüzüne vuruyordu.Ağlamaktan kızaran gözleri duygusuzca önündeki engin, karanlık sularda gezindi. Geleceği kadar karanlık ve baktıkça kendisini acımasızca yutan deniz...
Gözlerini usulca gökyüzüne kaydırdı.
Burada geçirdiği kısa zaman diliminde aşık olduğu yıldızlar neredeydi? Son gecesinde neden yanında değillerdi?
Gökyüzünde bir tane bile yıldız yoktu. Yalnızca uğursuz bir mavilikle parlayan büyük dolunay...
"Talia?" Genç adamın sesi merak doluydu. Talia, sevdiği adamın yanına gelip arkadan kendisine sarılmasını sessizce bekledi.
Adam, çenesini Talia'nın kafasına koyup bir kez daha sordu.
"Talia neler oluyor?"
Talia cevap vermedi. Yutkundu. Sıcak gözyaşları yanaklarından çenesine doğru acımasızca akmaya başlamıştı.
"Özür dilerim," dedi titreyen sesiyle. "Özür dilerim."
"Şişşht. Ağlama bir tanem. Neler oluyor anlat bana, hadi Talia?"
Talia arkasını dönerek kafasını Eymen'in göğsüne yasladı. Titreyen elleri sıkıca adamın beline dolandı. O an bitmesin istedi. O küçücük an. Ellerinin altındaki sıcak bedenden uzaklaşmasın, sevdiği adamın parmakları saçlarını okşamayı asla bırakmasın. Huzur veren kokusu ciğerlerinden asla çıkmasın.
O, bir zamanlar kurtluşunu haber veren şiddetli rüzgar, şimdi elindeki tek gerçeği almaya gelmişti.
Rüzgar etraflarında hızla dönerken Eymen'in endişeli bakışlarla etrafına baktığını fark etti. Kollarını Talia'yı koruyabilmek için sıkıca kıza dolamıştı.
Asıl korunması gereken oydu oysa.
"Gözlerini kapat." dedi genç kız. Eymen sevgilisinin dediğini anında yaptı. Birkaç saniye doya doya yüzüne baktı kız. Kendisi de gözlerini yumarken dudaklarını son kez sevdiği adamın dudaklarına bastırdı.
Aynı tanıdık sessizliğin ardından gözlerini açtığında kendisini tanıdık salonda buldu. Büyük konsey masasının birkaç metre önünde duruyorlardı. Eymen neler olduğuna asla bir anlam verememiş, şaşkınlıkla etrafına bakınıyordu.
Talia'nın kendisine baktığını fark edince uzanıp kızın elini tuttu. Beklediğinin aksine Talia kendisi gibi şaşkın değildi. Aksine yüzünde acı bir kabulleniş vardı.
Soran gözlerle kıza bakmaya devam ederken dudakları bir şey söylemek için aralandı. Fakat Talia hızla başını önüne çevirdiğinde susması gerektiğini düşündü.
"Sonunda." dedi salonda gürleyen tok, otoriter ses. İki genç başlarını önlerindeki masaya çevirdi. Kendilerine bakan on bir çift sert göz...
Eymen'in aksine Talia onları çok iyi tanıyordu.
"Büyük kovalamaca sona erdi, öyle değil mi güzel kızım?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAHZA
ФэнтезиBileğindeki henüz kızarıklığı geçmeyen dövmeye baktı; kolundan eline doğru uzanan ve damarlarının tam üzerinde dallanıp budaklanan ağaca... Dövme demek basit kalırdı aslında, kolundaki şey her neyse resmen etine kazınmıştı ve vücudunu terk etmesi i...