yedi

6.7K 870 630
                                    

Okuyorsanız oy verin peachess

Sabah uyandığında yorucu bir güne daha başlamanın huzursuzluğu vardı Seungmin'in üzerinde ancak beline dolan kollar, boynunda hissettiği sıcak nefes ve düzenli nefes sesleri anında yok etmişti bu huzursuzluğu. Ne zaman uyuduğunu bilmediği büyüğünün kolları arasından onu uyandırmadan nasıl çıkabileceğini düşündü. Sabaha doğru anca uykuya dalabildiğine emindi ve insomnia'sı yüzünden hafif bir uykusu vardı.

Yastığının yanındaki telefonu alıp saate baktı, 7 olmuştu. Genelde 7.30'a kadar herkes uyanır, kahvaltı yapıp şirkete giderlerdi. Kahvaltı hazırlama sırası kendinde olmadığı için rahatça telefonu yerine bıraktı, kalkmayı boşvererek yavaşça yüzünü Chan'a doğru döndü. Onun uyanmasını beklemek elindeki en iyi seçenekti.

Bakışlarını huzurla gevşemiş çehrede gezdirirken ağzından kaçan kıkırdamaya engel olamadı. Başını hafifçe yukarı kaldırmış, yanakları şişmiş, bebek gibi dudaklarını büzmüş ve saçları darmadağınık olan hyungunun bu hâli dünyanın en sevimli şeyi gibi geliyordu ona.

Öylece Chan'ı izlerken ilişkileri hakkında düşünmekten kendini alamıyordu. Tüm üyeleri birbirinden çok sevse de başından beri Chan'ın ondaki yeri hep ayrı olmuştu.

İlk karşılaştıkları günü hatırladı. Kazanamadığı bir şirket seçmesinden sonra JYP seçmelerine gelirken hissettiği ümitsizlik gerginliğini ikiye katlıyordu. Seçmelerin yapıldığı salonun sahne arkasına girdiği an koca kalabalık arasında gözüne çarpan ilk kişi Chan olmuştu. Yanındaki bir kaç kişiyle sohbet ederken bir yandan da gelen adaylarla ilgileniyordu, hatrı sayılır bir süredir şirkette olduğu belliydi. Seungmin'e sırasını söylerkenki gülümsemesi, diğer adaylar arasında beklerken de dönüp ona bakma isteği, performansından sonra Chan'ın, sesinin güzelliğini övüp kesin seçileceğini söylemesi ardından ne kadar uzun zaman geçerse geçsin asla unutamayacağı şeylerdendi.

İlk andan beri hyungunun üzerinde bir hayranlık uyandırdığı kesindi. Dediği gibi seçildiğinde kendisiyle ilgilenişi, Chan onu gruba aldığında, beraber stajyerlik yaparken atlattıkları onca zorluklarla, kısacası her an bu hayranlık çığ gibi büyüyordu.

Son zamanlarda sevgisinin başka bir yöne kaymaya başladığını hissediyordu, bunu inkar edecek tiplerden değildi. Chan'ın küçük jestleri onu olması gerekenden fazla heyecanlandırıyor, uzak kaldıklarında yanında onun varlığına ihtiyacı varmış gibi hissediyordu. Jeongin ile konuşmalarından sonra emin olmasa da Chan'ın kendisinden hoşlanma ihtimali zihninde yer edinmişti. Kesin bir sonuca ulaşmak için bunu test etmeyi aklına yazıp düşüncelerini bir kenara itti.

Kaç dakika geçmişti bilmiyordu ama Chan kıpırdanmaya başlamıştı. Seungmin'in belindeki kollarını sıkılaştırıp olabilirmiş gibi kendine daha çok çekmiş, gözlerini açmadan "Günaydın." diye mırıldanmıştı.

"Günaydın." dedi Seungmin de gülümseyerek. "İyi uyudun mu?"

Gözlerini açıp üstten Seungmin'e baktı Chan. "Sen varsın yanımda, tersi mümkün mü?"

"Olmamalı."

Bang Chan küçüğünün alnına düşen saç tutamlarını geriye ittirdikten sonra onu daha net görebilmek için biraz uzaklaştı.

"Dün daha erken uyudum biliyor musun? Bir kaç kez uyandım yine ama uzun süredir aldığım en iyi uykuydu bu."

Chan'ın saf mutluluğu Seungmin'i belki de ondan daha çok mutlu etmişti. "Bugün farklı olan neydi acaba? Onu bulup her gece uygulamalıyız."

"Hmm... Sen olabilir misin?"

"Bilmem, ben miyim?"

"Kesinlikle sensin." dedikten sonra yanağını Seungmin'in saçına sürttü. "Artık her gece benimle uyumak zorundasın."

Fake || ChanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin