Osmanlı zamanında insanlar gece dışarı çıkmaya korkardı. Şehir efsanesi mi, yoksa gerçek mi bilinmemekle beraber, ortalıkta bir olay dönüyordu.
Şuan terkedilmiş olan, o zaman ki adıyla Çınarcık köyünde yaşanan bu olaya göre, gece dere kenarına giden insanlar cinlenip, yataklara düşüyordu.
Köyde bir kaç kişinin şizofrenik davranması ve yataklardan kalkamaması üzerine, bir kaç köylü civar köyde bulunan ve cinci hoca olarak da nam salan Salih efendiye ulaştı. Olayı ona anlattılar. Salih Efendi köylülere yarın gece geleceğini söyledi.
Ertesi gün oldu, köyün ileri gelenleri hocayı beklemeye başladı. O zamanlar, şimdiki gibi aydınlatma yok, herkes gaz lambasıyla geziyordu. Köyün ileri gelenlerinden biri olan Musa isimli
köylü, "İleride gece lambası yanıyor! Bu gelen hoca olmalı gidelim alalım." demiş ve köylüler o tarafa yönelmişti.Ancak köylüler neredeyse 1 km yürümüştü, gaz lambasının ışığı bu kadar uzağa aydınlık veremezdi. Peki, o yanan ışık neydi?
Musa Efendi; geri dönelim bu Salih Efendi değil deyip, köylüyü geri götürdü. Yarım saat sonra da Salih Efendi köye vardı. Zaman kaybetmeden beni o derenin kenarına götürün dedi. Salih Efendi önde, 10 köylü silah ve tüfekle arkasında iniyorlardı dere kenarına.
Dere kenarında değirmen bulunmaktaydı. Köylü ekmek yapmak için kullanıyordu değirmeni.
Değirmenin önünde dolaşan bir çift gölge gördü Salih Efendi ve seslendi; "Kim var orada?"
Ses gelmeyince köylülerden biri havaya ateş açtı. Ancak gölgeler gözden kaybolmuştu. Salih Efendi o tarafa yöneldi, köylüye gelmemesini söyledi. 15-20 dakika sonra geri dönen Salih Efendi,
şuan buradalar deyince, köylüler mırıldanmaya başladı. Hatta cinlere inanmayıp küfür eden dahi vardı.Salih Efendi, şurada bir incir ağacı var, şuan ordalar bu tarafa bakıyorlar deyince, köylülerden biri o tarafa ateş açmak istedi ancak silah ateş almadı, tutukluk yaptı. Sonra o adam adeta deli gibi çığlık atmaya başladı. Salih Efendi yanına yaklaşarak okumaya başladı. Çok geçmeden kendine geldi adam.
Salih Efendi burada kalınmaması gerektiğini söyledi, derede herkesin abdest almasını istedi. Köylüler mırıldanarak abdestini aldı. Salih Efendi ne derse hepsi aynısı tekrar edecekti. Dualar okundu, köylü tekrarladı.
Her şey bitmiş miydi? Ertesi gece cinlerden kurtulduğu sanan köylüler eğlence yapmaya karar
verdi, hem de o derece kenarında. Belki de tarihin en korkunç vakası o an yaşandı.Otuz beş, kırka yakın köylü orada travma geçirmeye başladı. Herkes istemsiz şekilde bağırıyordu. Kendine zarar veren dahi vardı. O eğlenceye gelmeyenler köy imamı ve karısıydı, eğlence yapılacağını bildiği için gitmemişti, merak edip daha sonra gitti.
Köylünün bu halini az çok anlamıştı. Bütün zammı sureleri okuyunca köylü az da olsa kendine geldi.
Bazı rivayete göre o köydeki herkes farklı sebeplerden dolayı öldü. Gelelim Salih efendiye.
Salih Efendi, cinlerle Rakkaş anlaşması yapmıştı. Cinler onun istediğini yapacak, o da cinleri bir insan vücuduna hapsedecekti ki, öyle de oldu. Tarihte bilinen ilk cin vakası bu şekildedir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Türkiye'de Yaşanmış Paranormal Olaylar
Kinh dịTürkiye'de yaşanmış, paranolmal olaylar, gizemli öyküler ve korku hikayeleri