Köy Okulu

28 3 0
                                    

Adım: CAN

İlk atandığım yer, ormana yakın ufak sayılabilecek bir köydü.

***

Yeni atandığım köy okuluna gitmek için yola koyuldum. Vardığımda ise köy halkıyla tanışmak ve kalacak yer ayarlamak için, köy meydanına indim.

Kahvede pek fazla kişi yoktu, içeriye girip Selamun aleyküm dedim. Aleyküm selam kardeş hayırdır? Diye sordu içlerinden birisi.

Yeni atandığımı, öğretmen olduğumu söyledim. Aralarından başka biri kaç kardeş kaç git buradan dedi. Ne olduğunu anlamamıştım...

İçlerinden başka birisi geldi yanıma; gel otur kardeşim, ben köyün muhtarıyım. Sen takma onun dediklerine, psikolojisi bozuk biraz dedi. Teşekkür edip oturdum. Kaç diyen adam kahveden bir hışımla çıkmıştı.

Birkaç çay içip havadan sudan konuştuk. Yeni çaylar gelmişti. Muhtara, kalacak yerin olup olmadığını sordum.

Kalacak yer ayarlarız kardeşim merak etme, çay bitince çıkar buluruz dedi.

Çayımı içtikten sonra hem köyü gezdirdi, hem de kalacak yer buldu. Köy merkezinde orta halli bir köy eviydi. İçinde yeterince eşya vardı.

Fakat dikkatimi çeken bir şey olmuştu. Evin biri, köyden epeyce uzaktaydı. Sordum muhtara, Boşver onu kardeşim, gel sen kalacak yerini düzenle dedi. Geçtim kalacağım yeri biraz düzelttim, sigara yaktım dışarıyı izlemeye başladım...

Size köy hakkında biraz bilgi vereyim; aşağı yukarı 45 hane yaşıyor köyde. 15-20 öğrencisi anca vardır.

Pek dağlık değil ama yükseltisi biraz fazla olan bir yerde. Köy evleri birbirine yapışık denebilecek kadar yakın. Sadece tek bir ev bunlardan biraz uzak ve ormana yakın. Dikkatimi ilk günden çeken o oldu. İnsanları sıcakkanlı, 1-2 tanesi hariç. Genç nüfusu pek olmayan bir köy.

Görevime başlamama 5 gün vardı, biraz erken gelip insanlarla kaynaşmak istedim. İlk görevim olduğu için biraz heyecanım da var tabi.

Ertesi sabah kapı çaldı, açtığımda dün kahvede bana git buradan, kaç kurtar kendini diyen adamdı kapıdaki.

Efendim, ne oldu diye sordum. Can, kaç buradan dedi.

Adımı nereden biliyorsun sen diye soru yönelttim. Geleceğini biliyorlardı, kaç buradan deyip koşarak uzaklaştı.

Kafam iyice karışmıştı. Bu adam neden böyle davranıyor, gitmemi istiyordu. Hem geleceğimi kim biliyordu.

Kapıyı kapattım mutfağa gittim, kahvaltılık çıkarıp yemeye başladım. İki saat geçmişti sanırım, tekrar kapı çaldı. Açtım bu sefer gelen muhtardı.

Nasıl geçti gecen iyi miydi, güzel uyku çektin mi dedi.

Evet, teşekkür ederim deyip sabah olan olayı anlattım.

Şaşırdı, fakat sanki bir şeyleri saklıyordu benden, konuyu değiştirmeye çalıştı. Ben de pek üstelemek istemedim açıkçası.

Gel biraz dışarıya çıkalım, gezelim. Okulu göstereyim sana dedi. İyi olur üstümü değiştireyim çıkalım dedim.

Üstümü değiştirdikten sonra çıktık, okula girdik. Ev gibi bir yerdi, yani okula pek benzemiyordu bayağı küçüktü.

Okula bakındıktan sonra muhtar, benim halletmem gereken birkaç işim var. Sen gez istersen biraz dedi. Tamam deyip, köy meydanına doğru yola koyuldum. Gezdim dolaştım. Fazla büyük değil zaten.

Sonra, o köy dışındaki eve doğru yürüme fikri aklıma geldi. O tarafa doğru yöneldim. Doğru dürüst yolu yoktu. Ev dışlanmıştı sanki. Yürürken biraz zorlansam da 10 dakika gibi bir zamanda eve yaklaştım.

Eve doğru giderken, evin bahçesinde; kaç buradan diyen kişiyi gördüm. Çapayla bir yeri kazıyordu.

Yaklaştım ona, kolay gelsin dedim. Cevap vermedi, tekrarladım. Kolay gelsin

Sonra bana bakıp; ne işin var lan senin burada! Diye çıkıştı.

Yahu geziyordum rast geldi, ne bana bu kinin dedim.

Git buradan çabuk diye yineledi. İyi bakalım kolay gelsin sana deyip eve gitmek için yola koyuldum.

Eve geldiğimde muhtar kapıdaydı. Hayrola muhtar bey ne oldu dedim.

Seni arıyordum, telefonun da yok bende, bulamadım merak ettim seni dedi.

O eve gittiğimi söyleyince aşırı derecede sinirlendi, ne işin vardı ki orada dedi.

Muhtar bey anlat artık şu evin sırrını ve o adamı dedim.

Gel içeri geçelim konuşalım dedi. Oturduk anlatmaya başladı.

Şu an oturduğun ev, o ev sahibinin evi. Büyü yapıyormuş millete, rahatsız olduk. Bir gece tüm köylüler olarak toplandık, gittik evine. Konuştuk, herkes çok sinirliydi yaptıkları yüzünden ve bağırdık kızdık. Ama ne yaptıysak terk etmedi köyü. Çareyi böyle bir şeyde bulmuş galiba, evi oraya taşıdı dedi.

Ne yaptı ki bu adam?

Bak can hocam, sana anlatacağım ama kimseye bunlardan bahsetme dedi.

Tamam, anlatmam dedim.

Millete büyü yapıyormuş, senden önce gelen öğretmene büyü yapıp onu kullanmaya kalktı. Çocuk yarı deli olarak köyden kaçtı. Haber alamıyoruz ondan dedi...

Bana bu kadar asabi olmasının sebebi bu muymuş dedim.

Olabilir bilmiyorum, bak can eğer istersen git oğlum buradan. Bunca zaman çocuklarımız eğitim görmedi, varsın görmesinler, seni de inceltmesin bu deli diye sözünü bitirdi.

Yok muhtar bey gitmiyorum hiçbir yere, şayet böyle bir şey varsa bile jandarmaya haber veririm dedim...

Yok evladım, biz birçok kez denedik fakat hiçbir kanıt olmadığı için bir şey yapamadılar.

Kafamı salladım, o da benim işim var biraz sonra görüşürüz deyip çıktı.

Ben bir sigara yakıp neler olduğunu anlamaya çalışıyordum, acaba bırakıp gitsem mi diye düşünüyordum ve bir anda ulan ne yapıyorum ben ilkel şeyler bunlar. Ne olabilir ki en fazla abartıya kaçmış bir hikâye deyip kendimi avuttum.

Yarın görevime başlayacaktım, çocukları merak ediyordum, zor bir görev olacaktı benim için..

Televizyon izlerken uyumuşum, yine gece gördüğüm bir rüya ile uyandım. 

Türkiye'de Yaşanmış Paranormal OlaylarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin