7.BÖLÜM

65 12 0
                                    


Batuhanın "Yağmur kayıp" dediğinde ne diyeceğimi ne düşüneceğimi bilmiyordum. İçime çok büyük bir yük oturmuştu ve o yük Yağmur bulunana kadar kalmicaktı. Yataktan fırladım. "Ne diyosun oğlum sen ne demek Yağmur kayıp" dedim. "Hiç bir şekilde Yağmura ulaşamıyoruz." dedi. Odamdan çıktım ve Yağmurun odasına girdim ama yoktu. Hızlıca aşağı indim. Kızların yanakları ıslaktı. Beni görünce yanıma geldiler "Ateş Yağmuru bul ne olur" gibi bakıyorlardı. Ada" olayı anlat bana" dedim. "Sabah Yağmurun yanına gittim ama yoktu aradım açmadı bütün oteli aradık ama yok" dedi. Kafayı yiyeceğim ya nerde bu kız!. Egenin " hepsi benim suçum keşke o mesajı atmasaydım " dediğini duydum yanına gittim. "Ne mesajı, neden bahsediyorsun" dedim. "Ben çok üzgünüm böyle olacağını..." diyemeden en sağlam yumruğumu yapıştırdım. Adadan büyük bir çığlık koptu. Batuhan, Argun ve kızlar beni Ege'nin üzerinden almaya çalıştılar ve başardılar. Argun " kamaralara bakalım" dedi. Ona döndüm ve "yürüyün hadi" dedim. O sırada kızlar Egeyi kaldırıyorlardı.

Çok az bir süre sonra kameralardan ormana girdiğini öğrendik. Ormana yol yaptırıyorsan niye kamera koymassınki.

Ambulans ve polisle aramaya çıkmıştık. Ben tek gitmeyi seçmiştim. Batuhan ve Merve, Argun ve Açelya, Ege ve Ada çıkmıştı. Yağmuru bulduğumda hem ona Ege gibi biri yüzünden kaybolduğu için,Egeye Yağmura mesaj attığı için kızıcaktım.

Hava kararmaya yüz tutmuştu. Hala Yağmuru bulamamıştık kafayı yemek üzereydim sabahtan beri hiç bişey yememiştim. Sonunda patikadan çıktım ve ormana daldım.

Sonunda kaybolduğumu düşünmeye başladım. Fenerle etrafta "Yağmur" diye bağırmaktan boğazım ağrımıştı. Sonra bişey fark ettim birazdaha yaklaştığımda onun Yağmur olduğunu anladım. Hızlıca yanına gittim ve ellerini tuttum buz gibi olmuşlardı. Teni beyazlamış,dudakları morarmıştı. Yüzünü ellerimin arasına aldım ve "Yağmur uyan, hadi Yağmur uyan güzellik" dedim. Montumu çıkardım ve ona giydirdim. Hızlıca kucağıma aldım ve Ambulansa doğru gitmeye başladım.

Ambulanaın yanına geldiğde kızlar sevinçten bir çığlık patlattılar ve ağlamaya başladılar. Yağmuru hızlıca ambulansa aldılar bende yanına bindim. Batuhan "biz arabayla geliriz" dedi. Kafamla onayladım ve ambulansla hastaneye gitmeye başladık.

Kendimi kötü hissediyordum çünkü kadın hemşireler beni izliyordu ve bu beni oldukça rahatsız etmişti. Sonunda içlerinde biri "Kız arkadaşınız mı?" diye sordu. Önce Yağmura sonra hemşireye döndüm ve  "Evet" dedim. Yüzleri düşmüştü nerdeyse,bunu Yapmura açıklamayı düşünmüyordum çünkü ben bile iyi hissetmiyordum.

Hasteneye gelmiştik doktor şuan Yağmuru muayne ediyordu neyseki uyanmıştı. Egeye saldırmamak için kendimi zor tutuyordum.

Doktor sonunda çıkmıştı. "Durumu gayet iyi bugün burada kalıcak yarın taburcu olabilir hastayı görebilirsiniz" dedi ve gitti. Kızlara döndüm kafalarını hafifçe salladılar bu önce benim girmeme izin veriyorlardı. Girmeden " Ailesine haber verin" dedim ve içeri girdim. Yatakta oturmuş kedi yavrusu gibi elleriyle oynuyordu. Yanındaki koltuğa gidip oturdum ve "iyi misin?" diye sordum. "İyiyim... Birde teşekkürler beni sen bulmuşsun" dedi. "Evet önemli değil ama sabahın erken saatlerinde seni ormana süriklicek şeyin ne olduğunu merak ettim ?" dedim. "Boş ver, önemli değil dersimi aldım" "Ege sana ne mesajı attı Yağmur" diye sordum. "Benden... Adayla aralarından ayrılmamı istedi" dedi. "Bu kadar basit bir şey yüzünden mi yani?!" dedim sesim olduğunundan daha sesli çıkmıştı. "Bu basit bir şey değil" dedi artık oda bağırıyordu "Evet ya seni önemsemeyen bir adam yüzünden bu haldesin seni bulamasaydım ne yapıcaktın Yağmur!!" dedim sesim çok yükselmeye başlamıştı. "Anlayamadım, düşünemedim ne yapayım ben de üzgünüm neden bana bağırıyorsun ki?" dedi ağlamaya başlamıştı. "Senin için korktum Yağmur anladınmı sana bişey olucak diye korktum" dedim ve bişey söylemesine izin vermeden odadan çıktım.

YAĞMUR BAKIRCIOĞLU

Ateş gittikten sonra Annem,Babam ve arkadaşlarım hepsi geldi ve çıktı ama Ateş o konuşmadan sonra hiç gelmedi. Kapını önünde duran Batuhana seslendim. "Efendim Yağmur" dedi. "Şey... Ateş hala gelmedi nerde biliyor musun?" diye sordum. "Hayır bilmiyorum arıyorum açmıyor ama gelicektir,sen uyu" dedi. "Tamam" dedim. Odanın kapısını kapısını kapattı ben niye Ateşi soruyorsam bana bağıran kendisiydi. Kendimi uykunun kollarına bıraktım.

Gözlerimi yavaş yavaş açtım sabah olmuştu yanıma baktığında yanı başımda uyuyan Ateşi fark ettim. Ne işi vardı burda onu uyandırmadan yataktan inerken bileğimi yakaladı. "Nereye?" bu çoçuğun uykusu ne kadar hafif ya "izin verirsen lavaboya" dedim.

"Tamam yardım edeyim" dedi. "Gerek yok ben iyiyim bugün taburcu olucam zaten" dedim. Ayağa kalktığımda ağzımdan "ahh!!" sesi çıktı. Ateş yanıma gelip beni yatağa oturttu. "İyi misin doktor çağırıyım mi?" dedi. "Hayır gerek yok sadece bileğim acıdı biraz yürüyebilirim" dedim. "Saçmalama istersen ben taşırım seni" dedi ve bişey söyleyemeden beni kucağına aldı iyi alıştı beni kucağına almaya valla. Biraz hızlı almış olucakki burunlarımız çarpıştı.

Bir birimize oldukça yakındık. Öylece bir birimize bakıyorduk bakışları dudaklarıma kaymaya başlamıştı. Benimkilerde bana ihanet ederek onun dudaklarına kaydı. Yağmur ve rüzgar esintisi gibi kokan kokusu burnuma doluyordu ve dudaklarımız yaklaşıyordu. Ne oluyordu bana kendimi kontrol edemiyordum içeri Açelya, Ada ve Mervenin girmesiyle birbirimizden ayrıldık.

Açelya "kusura bakmayın çoook yanlış zamanda geldik biz siz devam edin" dedi ve aralarında konuşarak gittiler. Gerçekten aşırı kızardığımı hissediyordum. "Artık lavaboya gidelim mi?" diye sordum utancımı gizlemem lazımdı. Beni lavaboya bıraktı ve çıktı.

Evet sevgili okurlar bu bölümümüzde bitti. Bidahaki bölümü sabırsızlıkla bekleyin
Sizi seviyorum...

YAĞMURDA YANAN ATEŞ (Ara Verildi!) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin