Aşağı inmiştik kızlar kahvaltıyı hazırlamıştı. Açelya "Prensesimiz uyanmış" dedi. Merve de "iyi uyudunuz mu?" dedi Ateşi göstererek. "Çüş ya ne ara gördünüz" dedim. "Kahvaltıya çağıracaktım ama uyuyordunuz" dedi Ada. "Düşündüğünüz gibi bir şey de-" derken, Ateş "açıklama yapmana gerek yok Yağmur onlar gerçekleri biliyor" dedi. Kimseden ses çıkmadan kahvaltısını yapmaya başladı sonra zil çaldı "Ben bakarım" dedim ve ayağa kalktım, kapıya ilerlerken Ateşte peşimden geliyordu. Kapıyı açtığımda bugünün kötü bir gün olduğunu anlamıştım çünkü gelen Yarendi. Yaren beni baştan aşağı süzdü ve "Senin benim ikizimin evinde ne işin var hemde pijamalı" dedi, bu sorusuna hiç şaşırmamıştım.
Sormadan direk içeri girdi ve girerken koluma çarpmayı unutmadı. Ateşe döndüm ve "Ateş bak şu ikizine sahip çık yoksa kötü şeyler olucak" dedim, "Tamam Yağmur sakin" dedi. Yarenin yanına gittik. Herkesi bunaltıcı laflar ediyordu. "Yol geçen hanı mı burası hepiniz toplaşmışsınız" diyordu. Ateş "Tamam Yaren ne oldu sabah sabah" dedi. "Seni görmeye geldim, ama keşke gelmeseydim" dedi.
"Saçmalama Yaren geç otur zaten kahvaltı yapıyorduk" dedi.
"Huzurunuzu bozmicaksam" dedi bana bakarak.
"Neden huzurumuz bozulsun Yarencim geç, ye" dedim.
Herkes sofraya oturmuştu. Ateş benim yanıma oturmuştu Yarende Ateşin diğer yanına oturmuştu. Ben bir gün bu kıza dalıcaktım ama hayırlısı artık. Ateş kulağıma yaklaştı ve "kıskanma canım yemiyo beni" dedi. "Ben mi seni kıskanıcam eğer biraz daha konuşursan çeker giderim" dedim. Benim bu bianda çekip gitme isteği nerden doğuyo acaba. "Sen bu pijamlarla dışarı adım atamassın" dedi.
"Öyle mi?" dedim. Ayağa kalktım montumu aldım ve kapıya ilerledim. Kapıdan çıktım ki Ateş kolumdan yakaladı ve beni kendine çekti. "Noldu çıktım işte, şimdi bırak gidicem" dedim "hiç bir yere gidemezsin" dedi.
"Buna sen karar veremezsin" dedim.
"Öyle mi?"
"Evet" dediğim an beni kucağına aldı. "Ne yapıyorsun Ateş indir beni komşular görücek" dedim sırtına vurarak. "umrumda değil, hem evler arası mesafe uzun kimse görmez" dedi. Bir kerede yalanımı yutsa şaşardım. Beni içeri soktu. Herkes şaşkınca bizi izliyordu. Ne kadar arkasından vursamda hissetmiyordu o zaman akşam nasıl hissetmişti.
Beni yere indirdiğinde "rahatladın mı?" diye sordum. "Evet, şimdi otur ve yemek ye" dedi. "Aç değilim, sayende" dedim. "sen bilirsin" dedi buz gibi sesiyle. "Ben bilicem zaten sen mi bilicen" dedim arkasından. Telefonumu cebimden çıkardım ve Cemal abiyi aradım. "Alo Cemal abi beni akşam aldı-" derken Ateş elimden telefonu aldı ve "ne yapıyorsun sen" dedi. "Asıl sen ne yapıyorsun ver şunu şöförü aricam" dedim. "Ben bırakırım seni" dedi. "istemez ben giderim" dedim. "Yaa gidersin gidersin" dedi arabanın anahtarlarını aldı ve kapıya yöneldi. Kızlara el salladım ve evden çıktım.
Arabaya binmiştik ben camdan dışarıyı seyrediyordum Ateşte arabayı sürüyordu. Dışarıda yağmur yağmaya başlamıştı. Ateş "Yağmur" dedi. Ona döndüm ve "efendim" dedim. "Yok sana demedim dışarıda yağmur yağıyor ya" dedi. "Anladım" dedim. Tekrar arabada bir sessizlik oluştu ne o ne ben konuşuyorduk.
Sonunda eve gelmiştik. Okula az kalmıştı. Oda arabadan indi "Seni bekleme mi istermisin?" diye sordu. "Yok, ben gelirim zaten sana da yük oldum" dedim. Bana biraz daha yaklaştı ve aramızdaki mesafeyi kapattı. Gözlerim gözlerine kilitlenmişti. "Sen bana hiç bir zaman yük olmadın Yağmur ve olmicaksın" dedi sözlerini çok içten söylemişti ama ikimizde yağmurun altında ıslanıyorduk.
"Bence gitsen iyi olucak çünkü ikimizde ıslanıyoruz" dedim. İkimizde gülmeye başladık. "Tamam sen gir" dedi. Başımı salladım ve hızlı adımlarla eve girdim. Odama çıkıp okul kıyafetlerimi giydim ve çıktım. Oda gitmişti zaten.
MERVE KORKMAZ
Ateşin evinden ayrıldıktan sonra Batuhan beni eve bırakmıştı ben ise hızlıca üstümü değiştirip yanına gitmiştim. Beni yağmurda beklemişti. Hızlıca arabaya bindim. Bugün Batuhanla okulu asmıştık. "Nereye gidiyoruz?" diye sordum. "Sinemya ama ondan önce Yağmura vermem gereken bir şey var" dedi. "Şuan okulda değil mi?" diye sordum.
"Doğru ya okuldaydı bende annesine veririm o verir" dedi.
"Ne vericeksin?" dedim.
"Önemli mimarlık notları" dedi
"Onların sende ne işi var"
"Ateş bir arkadaşından alıcaktı beni gönderdi bende şimdi senleyim o yüzden Yağmur bırakıcak, nasıl plan" dedi göz kırparak. "Çok iyi" dedim. "Geldik sen bekle ben verip geliyim" dedi ve arabadan indi.
"Artık gidebiriz" dedi.
Sinemaya gelmiştik korku filmi izlicektik ve izliyeceğimiz film 'Alacakaranlık' tı. Filme girdik filmin yarısında koluma korkudan yapışan ve ekrana bakamayan bir adet Batuhan vardı. "Bide bana çok korkarım girmeyelim diyordun nasıl izliyorsun" dedi.
"Niye korkiyim Batuhan vampir işte ama istiyorsan çıkalım" dedim. Ayağa kalktı "Hadi gidelim" dedi ve salondan çıktık. Çıkar çıkmaz gülmeye başladım. Batuhan "Gülme bak seni susturmak zorunda kalmiyim" dedi. Kahakahalarımın aradından "nasıl susturucaksın söylesene" dedim. Gülmem sona ermişti. Bana yaklaştı, yaklaştı ve dudaklarımızı birleştirdi.
Dudaklarımız yavaş yavaş ayrılmaya başlamıştı. "işte böyle" dedi. "Çok güzelmiş" dedim. Elimi tuttu ve "Biraz gezelim korkumu atmam gerek" dedi. Kafamı salladım ve sinemadan çıktık.YAĞMUR BAKIRCIOĞLU
Eve geldiğimde Ateşe vermem gereken notlar olduğunu söyledi annem. Şuan Ateşin kapısının önündeydim. Ama çalmaya çekiniyordum sonunda zile bastım. Kısa bir süre sonra kapı açıldı. İçeri girdim muhtemelen Ateş otomatik olarak açmıştı ama kendisi nerdeydi. Aşağı kattan sesler geliyordu. Merdivenlerden indim. Aralıklı kapıyı ittirdim. Ateş arkası bana dönük spor yapıyordu ve t-shirt giymemişti. Kapıya yaslansım ve onu izlemeye koyuldum. Ter damlacıkları yavaş yavaş sırtından aşağı iniyordu. Bianlığına o ter damlacıkları olmak istedim. "Manzara güzel mi?" diye sordu. Doğruldum, bu soru karşısında afallamıştım "Ne?, yani ben notları getirdim Batuhan bana verdi" dedim. Yarı çıplak bedeniyle bana döndü ve yaklaşmaya başladı. Tam karşımda durdu. Bana öylece bakıyordu bende ona bakıyordum. "Ben yanlış zamanda geldim galiba, spor yapıyormuşsun" dedim notları taburenin üstüne koydum ve arkamı dönücekken Ateş beni kolumdan çekti. Bedenim onun bedenine çarpmıştı. Elleri belime dolandı. Beni sert çektiği için ellerimin çıplak göğsünde olduğunu şimdi fark etmiştim. "Sen bana tam zamanında geldin Yağmur" dedi. İşte şimdi o filmlerdeki sahne olucaktı ama ben buna izin veremezdim. "Biraz hızlı gitmiyor musun?" diye sordum. "Bence gitmiyorum" dedi. Kesin gitmiyordur. "Ben gideyim yapıcak derslerim var" dedim. İlkokula giden çocuklar gibi hissetmiştim. Yüzünde minik bir tebessüm oluştu. "Benden kaçmak için bir bahane olmasın" dedi. "Ben mi bahane uydurucam" dedim.
"Evet" dedi.
"Ateş bırakırmısın gidicem" dedim.
"Bırakmicam" dedi. Ne?
"Ateş fazla ileri gidiyorsun" dedim.
"Tamam" dedi, bıraktı ve bir adım uzaklaştı. Arkama bakmadan çıktım evden. Oh be elinden zor kurtuldum yoksa ne olurdu bilemicem. Yağmur durmuştu. Hava yavaş yavaş kararmaya başlamıştı. Yavaş adımlarla eve ilerlemeye başladım.
Güzel ve sevgili okurlarım bir bölümümüzün daha sonuna geldik. Umarım beğenmişsinizdir. Diğer bölümleride sabırsızlıkla bekleyin
Sizi seviyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAĞMURDA YANAN ATEŞ (Ara Verildi!)
Ficção AdolescenteOlaylar aniden değişti. Her şey güzel giderken aniden hayatım karardı. Ama o karanlığın sonunda bir ışık görüyorumdum O ışık aşık olduğum adamın ışığıydı, O Ateşimin ışığıydı... !! Arkadaş kurgusudur!! *Bu kitap wattpad'de Yağmurda Yanan Ateş adlı...