Cübbeli adam iyi mi kötü mü yaptığını bilmiyordu ama kıza verdiği azıcık enerjinin, kız tarafından soğurulmasına şaşırmıştı. "Bir de kendi potansiyelinin farkına varsa ne olacak demek ki" diye düşündü ve kendini fark ettirmeden kızın arkasından ilerlemeye devam etti. Jasmine gözüne takılan her oku sadağa koyarak, limana doğru ilerliyordu.
"Ah Bill. Sen beni soğuk ve tuzlu sularda ölüme terk etmiştin kardeşim ama ben sana aynı acımasızlığı yapmayacağım" dedi Buck. Kılıcını bırakmıştı. Sol eliyle Bill'in yüzüne sağlam bir yumruk geçirdiğinde adam geriye doğru düştü. Patlayan dudağından kan sızıyordu.
Jasmine yolun başında duruyordu. Görüsündeki adam tam karşısında, kaptanı yumruklayıp tekmeliyordu. Kaptanın kanının kokusu burnuna ulaştığında, içinde bir şeylerin patladığını hissetti. Sanki binlerce barut fıçısı içinde patlıyordu. Gözlerinde ve kulaklarında hissettiği sıcaklık, ayaklarını yere sabitlemiş gibiydi ve bileklerinden yukarı yürümekte olan enerji dalgası ellerine doğru ulaştıkça, öfkesi artıyordu.
"Öfkeni yönlendir" dedi kafasında bir ses. "Öfkeni dönüştür. Onu güce çevirmek senin elinde" Jasmine yine kafasındaki sese kulak verdi ve derin bir nefes alarak atmak üzere bir ok hazırladı. Adam hareket halindeydi ancak gözlerinin önünde, sanki verdiği nefese eş zamanlı olarak, hedefinin hareketleri yavaşlıyormuş gibi düşünerek yayı gerdi.
"Aldığım nefes bu oka güç olsun. Verdiğim nefesle bu güç hedefi bulsun"
Nefesini verirken, zamanın da nefesine uyum sağlayarak yavaşladığını ve okunun, adamın hareketlerini takip ederek ilerlediğini düşündü. Ok, adamın sırtına saplanana dek gözlerini ayırmadan gidişini izledi ve sonunda ok saplanıp adam geriye doğru kıvrıldığında kalan nefesini verdi gözlerini kırptı.
Buck, arkasını döndüğünde, elindeki yayı indirmekte olan kızı gördü. Hızlı adımlarla yanlarına yaklaşırken, ölü adamların birinden aldığı kısa kılıcı da yanında getiriyordu. "Vay canına" dedi sinirle. Yerde kanlar içinde yatmakta olan Bill'e kısa bir bakış attıktan sonra sırtına saplanan okun ucunu kırdı ve kıza bakmaya devam etti. "Çetin cevize benziyor, sevgilin mi kardeşim?"
Bill, yattığı yerden Jasmine'in yaklaşmakta olduğunu görebiliyordu. "Hayır. Seni aptal kız hayır. Kaç git buradan, uzaklaş" şeklinde sesler kafasının içinde dönse de bir yandan, gelmiş olmasına hem şaşırıyor hem de seviniyordu. "Hayatta kal" derken ona nasıl baktığını düşündü bir an. Gözlerinde, bunun olmasını gerçekten istediğini gösteren bir bakışla elini yüzüne koymuştu ve Bill, söz vermişti. Jasmine, sözünü tutmasına yardım etmek için geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Önceki Hayatımda
FantasyBugünü yaşamak için, geçmiş ile olan tüm hesapları kapatmak gerekir. Tekamülü tamamlamak, hayat amacına erişmek gerekir. Sonucuna ulaştıklarına kırmızı kurdele taktıkça, yeni hayaller kurmak gerekir.