Jasmine gülümsedi. Kendi kehanetini gerçekleştirmek şuan onun için pek artı bir durum sayılmıyordu aslında çünkü gemi yanmıştı ve Bill, her ne kadar fazla umursamıyor ya da kendi ile ilgileniyor gibi görünse de içten içe canının ne kadar yandığını anlayabiliyordu.
"Jasmine" dedi Betty. Sadece önemli bir konu hakkında konuşacaklarsa ya da ona kızmışsa adı ile hitap ettiğini bildiğinden, kız hemen Betty'e döndü ve soran gözlerle baktı. "Berta ile gitmeni istiyorum tatlım" Jasmine tam itiraz için ağzını açıyordu ki Betty onu durdurdu. "Kesinlikle itiraz kabul etmiyorum. Berta ile gideceksin. Bu durumda güvenebileceğim tek kişi o. Sen, ben, Berta ve Bill oturup konuşacağız ve sen Berta ile gidip, bu durumun asıl nedenini öğrenecek, çözümü bulacak ve eve geri geleceksin."
Betty'nin gözlerinde sorgulanamaz bir kararlılık vardı. Jasmine tekrar itiraz etmeye yeltenmedi. Zira işe yaramayacağını anlamak için kahin olmaya gerek yoktu.
Cübbeli adam halen, bulduğu güvenli alanda oturuyor ve düşünüyordu. Kızın enerjisini yutarcasına çekmesini, akışı kestikten sonra dahi kendi enerjisi ile o adamı neredeyse öldürüyor olmasını, odaklanmasını ve daha pek çok ayrıntıyı gözden geçiriyor, yeniden ve yeniden yaşarcasına irdeliyordu. Hiçbir ayrıntıyı kaçırmak istemiyordu.
"Eminim" dedi kendi kendine. Geçmişe ve geleceğe bakmış, var olan durumu değerlendirerek eldeki bulguları şimdi ile birleştirmişti. Emindi. Ancak bu durum, kızın tekamülünü tamamlayacağı anlamına gelmiyordu. Yanmış yıkılmış kasabaya göz gezdirdi. Kilise sağlam kalan birkaç yapıdan biriydi, saldırganlar oraya ulaşamadan durdurulmuştu ancak kasabanın kalan kısımları, özellikle liman ve taverna içler acısı bir haldeydi. "İşi şansa bırakamam" diye düşündü. Eğer evine giderse evinde, gitmezse kilisede, kızın rüyalarına göz atma kararı aldı kendince. Görmeden emin olamazdı.
Kızın güçlü olduğu su götürmez bir gerçek olmasına karşın, kendi potansiyel gücünün farkında olmadığı da maalesef ki başka bir gerçekti ve adam, kızın bu yaşam süresinde bu gücü keşfedip edemeyeceğini ancak kendi bakarak anlayabilirdi. Eğer aradığı kişiyse bile, bu hayatta tehlikeli bir ortamda yaşamaya devam ediyordu ve vakti gelmeden bu dünyadan koparılabilirdi.
"İlk olmazdı" dedi kendi kendine. Daha önce yaşananlar zihninde belirdiğinde, eliyle havadaki dumanı dağıtır gibi anıları kovaladı. Eskiyi hatırlamak bir işine yaramazdı çünkü düzeltemiyordu. Giden geri gelmiyordu ve eskilere bir kere takılırsa içinden çıkamazdı. Sadece anlayamadığı bir şey vardı. "Nasıl oluyor da ben kendimin bu kadar çabuk farkına varıp ilerleyebilirken ve benliğimi hatırlayabiliyorken, onun bunu yapması bu kadar uzun sürüyor?"
Jasmine, uyuklamakta olan kaptanın yanında duran yaşlı, kır saçlı kadına baktı. Şifacılık yeteneklerinden dolayı defalarca cadı damgası yemiş, pek çok kasabadan kovulmuştu. "Kaderim aynı mı olacak yani? Kasabalarca dolaşıp, sonunda cadı damgası yemeyeceğim bir yer bulana dek, hayatım boyu göçebe mi yaşayacağım?" İçine bir sıkıntı dalgası çökmeye başlamıştı bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Önceki Hayatımda
FantasyBugünü yaşamak için, geçmiş ile olan tüm hesapları kapatmak gerekir. Tekamülü tamamlamak, hayat amacına erişmek gerekir. Sonucuna ulaştıklarına kırmızı kurdele taktıkça, yeni hayaller kurmak gerekir.