8. Bölüm • Tanışma 🍄

389 61 89
                                    

Bölüm içi yorumlarınızı ve tepkilerinizi merak ediyor ve bekliyorum. Keyifli okumalar~~

"Onu görmeyeli çok uzun zaman oldu ama hala aynı İzuku gibi görünüyor." dedi Denki saçlarıyla oynarken. Gece olunca dinlenmek için bir dev mantarın dibine örtülerini sermiş, uzanmışlardı üstüne. Şimdi bu dağın muhteşem gökyüzü manzarasına şahitlik ediyorlardı sevgilisiyle birlikte. "Ona çok kızgınım sanıyordum ama onu görür görmez yapmak istediğim şey sarılmak oldu." Kızıl saçlı peri tek kelime etmeden dinliyordu onu. Söyleyecek çok sözü yoktu. Kızıl yalnızca kabullenmişti çillinin bu hayatı bırakıp gitmek istediğini. Eğer kendini üzerse en yakın arkadaşını toparlayamazdı.

"Aslında kırgınım ama bence o da öyle." Anlayamayarak baktı Eijirō ona. Sarışın bu bakışları göremese de hissetti. "Bizi gördüğünde ne kadar umursamaz davranmaya çalışsa da acı çektiğini gördüm gözlerinde." Kızıl peri "Belki de sadece yıllar sonra, bıraktığı perileri görmek zoruna gitmiştir." dedi. Olumsuz anlamda salladı başını. "Öyle değil. Sanki o da bunun olmasını istememiş gibi." Kızıl peri kollarını sardı ona. Başını onun saçlarına gömüp "O herkesi arkasında bıraktı. Muhtemelen kendi duygularını görmüşsündür onda. Ben öyle bir şey hissetmedim çünkü." diye mırıldandı. "Çünkü sen Katsuki'nin tepkisini izlemekle meşguldün. Ona birkaç saniye bile bakmadığına eminim." İç çekti Eijirō. "Bütün günümüz onları aramak ve zirveye ilerlemekle geçti. Çok yorgunum ve uyumak istiyorum. Daha fazla düşünme. İyi geceler."
 
~~~

"Bu bok senin yüzünden başımıza geldi. Tanrı aşkına, göletlere yaklaşmasaydın ölürdün değil mi?" diye bağırdı her yeri minik yaralarla dolu olan Katsuki. "Nereden bilebilirim o iğrenç şeylerin üstümüze atlayabileceğini? Ayrıca tehlike sezgim sayesinde bu kadar az hasarla kurtulduk, unutma." Sarışın öfkeyle dişlerini gıcırdattı. "En başından bakacağım diye tutturmasaydın tehlike sezgine ihtiyacımız olmayacak ve hasar almayacaktık." Çilli, ona aptalmış gibi baktı. "Senin beynin yerinde mi? O göletler her yerdeydi. Oradan çıkabilmek için etraflarından geçmek zorundaydık zaten."

Yolculuklarına başladıkları kısa süreden sonra başlarını belaya sokmayı başarmışlardı. Çilli peri aralarından geçtikleri göletlerden birine, berraklığı karşısında merakla yaklaşıp elini uzatınca olanlar olmuştu. Sudan hızla fırlayan mavi, kafasına bağlı mor uzantılara sahip küçük canlı eline yapışmış minik dişleriyle derisini ezmeye başlamıştı. Ardından teki yetmezmiş gibi diğerleri de peşlerine takılmış iki perinin üstüne saldırmışlardı hızla. Mor uzantıları derilerine yapışmalarına neden olurken her birini çıkarmak ve dişlerini derilerinden sökmek fazlasıyla acıtmıştı canlarını.

Kurtulmaya sonraya bırakıp aceleyle göletlerin arasından kaçarken birkaç tanesini daha üstlerine toplamayı başarmışlardı. Şimdi ise güvenli, büyük bir kayanın tepesine çıkmış temizleniyorlardı. İzuku, Katsuki'nin sırtından bir tanesini daha kopardığında, sarışın sıktı dişlerini. "Lanet olası böcekler. Umarım zehirli falan değillerdir, yolun başında ölmek istemiyorum." dediğinde duraksadı çilli. Evet, gerçekten böyle bir olasılık vardı ama bu canlıların ne olduklarını bilmiyorlardı ki tedavi edebilsinler. Yeşil peri korktu. O minik yaratıklar kendisini de ısırmış olsa da gözünü sarışından ayırmamaya karar verdi.

~~~

"Özür dilerim ama şu an bir prens değil de sadece Shōto'ymuşsun gibi konuşacağım. Bu yaptığının ne kadar çirkin ve kötü bir şey olduğunu söylemek zorundayım Shōto. Eğer yakın arkadaşım olmasaydın seninle bir daha asla görüşmezdim. Prens de olsan kimseye bunu yapamazsın. Sen bu ülkenin sonraki kralısın, sıradaki Oberon sensin. Bu kadar bencil, şımarık olamazsın." Tenya, kralına, kraliçesine ve çocuklarına son derece saygı duyuyor olmasına rağmen duydukları onun aşılmaz saygısını sarsmıştı. "Biliyorum. Her şeyin yoluna girmesi için elimden geleni yapacağım."

OberonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin