Bölüme yorumlarınızı ve olaylara tepkilerinizi bekliyorum. İyi okumalar~~~
Mağarada birkaç olay daha başlarına gelecek olsa da artık her birinin yalnızca halüsinasyonlardan ibaret olduğunu bildiklerinden kolayca sıyrılmışlardı. Sonuç olarak mağaradan intihara meyilli Ochako ve Mina, güvensizlikle dolu Denki ve ona kendini inandırmaya çalışan sevgilisi, kafaları allak bullak olan İzuku ve Katsuki ve diğerleri çıkmayı başarmak üzereydi. "İşte şuradan bir ışık geliyor." Kyōka'nın sesiyle herkes pür dikkat gösterdiği yere baktı. Cılız bir mavilik vardı yalnızca. Güneş çoktan batmış olmalıydı. Nihayet bu lanet yerden çıkmanın verdiği huzurla adımlar gevşedi.
Çıkışa geldiklerinde nefesleri kesildi. Mağaranın çıkışı dağın eteklerinin enfes gece manzarasına bakıyordu. Havada uçuup ışık yayan böcekler, geceleri parlayan mavi göller ve çiçekler, onların ışığının altında görünen renkli mantar ve sarmaşıklar, karanlık sebebiyle açıkça belli olan ve göz kırpan yıldızlar, gökyüzünde kendilerine oldukça yakın görünen görkemli dolunay... İnanılmaz ihtişamlı duruyordu, kelimelerle anlatılamayacak kadar.
Çilli, Katsuki'nin elini tutup göz alıcı görüntüye bir adım attı ama... çıkamadılar. "Neden? Birlikte geçiyoruz, neden bizi durdurdu?" Bir kez daha denedi ama ikinci kez geri sekti. Bıkkınlıkla iç geçirirlerken mağaranın girişinde onları bırakan siyah siluet tekrar göründü. "Hey." dedi Denki şaşırarak. Siluet kolayca içeri girip yanına geldi sarı perinin. Kimse bilmese de en başta kendisini anlayan peri o olduğu için onun yanına gitmeyi tercih etmişti. Minik dumansı kollarıyla geldikleri yolu işaret edince "Tekrar mı gitmemizi söylüyorsun?" diye sordu sarı. Sevimli mırıltılar çıkardığında "Ama oradan geliyoruz. Çıkmamız gerek." Gözleri olarak düşündükleri, mavi şimşek şeklindeki ışıklar çatıldı. Israrla mırıltılar çıkararak orayı işaret etti. Çare yok, daha önce yanlış yönlendirmediği için tekrar söylediğini yapabilirlerdi.
"Pekala." Siluet harekete geçerek İzuku, Katsuki, Eijirō ve Denki'nin alınlarına dokundu sırayla. Hepsinin alnında kanatlarıyla aynı renk ve güçlerine benzeyen simgeler oluştu. Sonra siluet tek bir hareketiyle az önce adım atılamayan mağara açıklığından, kalan herkesi fırlattı. "Neler oluyor?" diyerek panikle dayandı sınıra İzuku. Ancak o geçememişti. Hayır, hayır. Özellikle o üçüyle kalamazdı baş başa. Dağa ilk geldiği gün onu sıkıp soru yağmuruna tutarak, her zaman olduğu gibi kalbini kırmaktan başka bir şey yapmamışlardı. Yine onların haksız sorgusuna çekilirdi baş başa kalırlarsa. "Shōto." diye mırıldandı çaresizce. "İzuku, sakin ol-" derken gözden kayboldu. Yeşil beden kaskatı kesildi. Onların altlarındaki toprak hızla kaydı ve diğer taraftaki altı kişi şiddetle yuvarlandılar aşağı doğru.
Kalan dörtlü gözleri fal taşı olmuş kitlenirken put kesildiler. Az önce... Onlar iyi miydi, ölmüşler miydi? Kalpleri korkuyla çarpmaya başladı. Öyle ki Katsuki, çillinin prense muhtaçmış gibi seslenmesine sinirlenememişti bile. İlk kendine gelen Denki, endişeyle karışık korkuyla bariyere yapıştı. "Hayır, hayır, olamaz. Lütfen zarar görmemiş olsunlar, yalvarırım ölmesinler. Hayır." Herkesi aynı anda kaybedemezlerdi. Çiçekler onlara böyle bir ceza veremezdi değil mi? Böyle durduk yere basitçe ölemezlerdi. Ancak işaretlenen periler sadece onlardı ve yalnızca bu dört peri hayatta kalmaya layık görüldülerse eğer... Aşağı bakmayı denedi tekrar sarı peri. Yıkılmış ağaçlar ve uçurum, karanlık... "Kimse yok." dedi boğazındaki yumruyla.
Kızıl perinin aklına umutsuz bir ihtimal geldi. "Belki... Belki yine kabustayızdır, olamaz mı?" Yeşilli kalbi ağzında atarken başını donukça salladı iki tarafa. "Değil, tehlike sezgim aktif olduğu anda yol yıkıldı. Kabuslarımda bu sezgim çalışmıyor, gerçek bir tehdit olmadığı için. Ben, yetişemedim." Perişan olmuş, dizlerinin üstüne çöktü. "Benim yüzümden ölmüş olabilirler. Geç kaldım." İçindeki tüm kan akımı durmuş gibi solarken bomboş baktı çıkışa. Kendisini düşünen bir aptal olduğundan bütün arkadaşlarını kaybetmişti. "Aptal, aptal, aptal." diye kafasına vururken Siluet kendilerini duymayan ekibe sonunda kızarak onlara da bir şok dalgası gönderdi ve mağara derinliklerine yeniden yolladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oberon
FantasíaBakuDeku, Peri Au, Özgünlük, Yetişkin İçerik Yōseri ülkesinde ölmek üzere olan yaşlı kralın, oğlundan son isteği, ülkenin de adını aldığı Yōseri çiçeğidir. Ancak yalnızca tek bir bölgede yetişmektedir. Genç prens çiçeğe ulaşabilmek için en güvendiği...