Lenny ifadelerinin bulunduğu yerlerde smut başlayıp bitecektir, okumak istemeyenlere bilgi~
Pişmanlık... Özellikle geri dönüşü olmayan anlarda karşımıza çıktığında zordur bizim için. Mesela ölümün kıyısında. En çok da oradayken, o noktadayken, o zamandayken fark ederiz yaptıklarımızı ve yapamadıklarımızı. Daha özel ve daha anlamlı gelirler devam edemeyeceğimizi gördüğümüzde. O an keşkelerle dolu olur kafamız. Keşke söyleseydim ya da sussaydım, affetseydim ya da hayatımdan çıkarsaydım, dinleseydim ya da hiç duymasaydım, cesaret etseydim ya da aptallık yapmasaydım. Bir yığın gibi birikir bu cümleler. Ancak çok geç olmuştur. Artık ne özür dileyebilirsin ne de geçmişe dönüp düzeltebilirsin yaşanmışlıkları.
Periler bu duyguyu görmezden gelerek devam ediyorlardı yollarına, bir gün tadacaklarını bildikleri gerçeğini bir kenara iterek. Korkuyorlardı; kimi sonsuza dek kaybetmekten, kimi bağışlanmamaktan, kimi yüzleşmekten, kimi ise anlaşılmamaktan. Bu yüzden susuyordu herkes. Açılmanın onlara yarardan fazla zarara uğratacağını düşünüyorlardı. Zaten berbat olan durumlarının daha da kötüleşmesini istemediklerinden bir hamle yapmıyorlardı ama bilmiyorlardı sessiz kalmanın herkesi, her şeyi daha da kötüleştirdiğini, eğer yaşananlar onlardan bağımsız ortaya çıkarsa dibi görünmeyen bir çukura sürüklenebileceklerini.
"Shōto, tanrım, iyi misiniz?" diye bağırdı İzuku. Mağaranın başka bir çıkışına varmışlar ve hemen dibinde, eşyalarını yerleştirmiş ekibi görmüşlerdi. Melez prens, endişeli sesi duyar duymaz, düşen göz kapakları açıldı ve geldiği yöne doğru baktı heyecanla. Çilli ve yanında gözlerinden ateş çıkan yakutlunun ona doğru yavaş yavaş adımladığını gördü. İçten içe yeşilliyi kucaklamak istese de Katsuki'nin varlığında yapmamayı tercih etti bunu. Çünkü fazlasıyla tehditkar bakıyordu kızıl küreler, görmüştü heyecanını. İzuku yanına ulaşınca kısıkça gülümseyerek "İyiyiz, sizi çok merak ettik." dedi.
Denki ve Eijirō'yu beklerken İzuku mağarada olanları anlatmıştı kıpır kıpır. Çocukluk halleriyle geçirdikleri vakti, şaşkınlığı ve diğer hissettiklerini büyük bir istekle anlatırken yakutlu sırtını duvara yaslamış uzaktan izliyordu onu. Eskiden, İzuku tehlikeli görevleri atlatıp eve geldiğinde önce dinlenir sonra büyük heyecanla olanı biteni anlatırdı. Yakutlu çoğu zaman dediklerine odaklanamaz, onun parıldayan titrek yeşim kürelerini, nefes almadan konuştuğu için kızaran yüzünü ve olayları betimlemek için yaptığı abartılı mimiklerini izlerdi. Bazen onu daha dikkatli dinleyecekmiş gibi kucağına çeker ve üzerinde aşırı hareketlenmesi yüzünden durum çillinin amacı dışında sonlanırdı.
Fark etmeden gülümsedi burukça. Çilli de anlattıkları sona erince göz göze geldiler. Yakutlunun yüzündeki gülümseme anında solsa da yakalayabilmişti yeşimler. O an aynı anılar onun kafasında da canlandı. Katsuki uzun koltukta, kafasını kendi avucuna yaslamış pür dikkat onu izlerken, dudaklarında ince bir gülümseme ve gözlerinde İzuku'nun "sevgi dolu" diye düşündüğü bakışları olurdu. O yüzünü bir tek kendisinin gördüğünü biliyordu. Hüzünle çöktü göğsü. Anlatacak çok anı oluştursa da gittikten sonra anlatacak kimsesi kalmamıştı. İkisi de kasvetli evlerinde sessiz ve mutsuz bir yaşam sürmüşlerdi.
~~~
Diğerleri de yaşanan toprak kaymasından sonra neredeyse dibe kadar sürüklendiklerini, ne yazık ki su, ilaç, yiyecek gibi önemli gıdaları, çadırların ve tulumların bir kısmını kaybettiklerini ve her biri ayrı bir yere düştükleri için birbirlerini nasıl deli gibi aradıklarını anlatmışlardı. Planlıymışçasına Shōto ve Momo, Ochako ve İida, Kyōka ve Mina aynı yere düşmüşlerdi. Onların başına, kendilerine olduğu gibi büyülü şeyler gelmemiş, dağa özgü canlıların saldırısına uğramışlardı yalnızca. Hatta Shōto ve Momo, sevimli Tentur böceklerinin, farklı ama korkunç bir ailesi gibi görünen böceklerle savaşmayı denemişler. İkisi de savaşmanın yersiz olduğunu görünce karanlık bir oyuğa sığınmışlar, böceklerin gelemediğini fark edince saatlerini gitmelerini bekleyerek geçirmişlerdi orada. Küçücük şeyler bile tehlikeliydi bu dağda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oberon
FantasiBakuDeku, Peri Au, Özgünlük, Yetişkin İçerik Yōseri ülkesinde ölmek üzere olan yaşlı kralın, oğlundan son isteği, ülkenin de adını aldığı Yōseri çiçeğidir. Ancak yalnızca tek bir bölgede yetişmektedir. Genç prens çiçeğe ulaşabilmek için en güvendiği...