-3-

1.3K 139 204
                                    

Yüzümde hissettiğim ıslaklıkla gözlerimi açıp yerimde doğruldum. Islaklık bu sefer yüzümden aşağı doğru kayıyordu. Terlemiştim. Hava o kadar sıcak olmamasına rağmen ter içinde kalmıştım. 'Belki de kötü bir kabus gördüğümden dolayı terledim ve bunu hatırlamıyorum' diyerek ayağa kalktım.

İlginç bir şekilde kendimi halsiz hissediyordum, ayaklarım sanki bana isyan edercesine titriyor ve ağrıyordu, yine de bu tarif edilemeyen ağrıya katlanarak kendimi odadan dışarı, evin koridoruna atabilmiştim.

Uzun ve karanlık koridor gece yarısı sanki terk edilmiş hastaneleri ve huzur evlerini andırıyordu. Dışarıdan esen kuvvetli rüzgarın kapıdan çıkardığı sesi çok rahat duyabiliyordum. Zar zor atabildiğim her adımda yer gıcırdıyor, her gıcırdayış birbirinden farklı ve birbirinden tiz sesler çıkararak sinirlerimi bozuyordu.

Peki ben ne için çıktım odadan?

Bir an duraksadım. Doğru.. ben ne için çıkmıştım? Yorgun hissediyorsam geri dönüp yatabilirdim, fakat ben kendimi koridora fırlatmıştım. Neden kendimi dinlendirecekken yoruyordum ki? Bu mantıksızdı.

İyice delirdiğimi düşünürken arkama, odama geri dönüyordum ki boğazımın kuruduğunu hissettim. 'İlginç' diye düşünemeden edemedim. Bir anda dışarı nedensiz çıkıp geri dönerken suya ihtiyacım olduğunu hissetmek garipti. Hazır çıkmışken bir şey yapayım düşüncesiydi bu, kurtulamazdınız bundan. Bir yere gittiysen illa bir şey yapıp öyle çıkarsın bu düşünce yüzünden, böylece hem vicdanını hem de zihnini boşa vakit kaybetmemeye adapte etmiş olursun.

Ağır adımlarla mutfağa ilerlerken başımı dik tutmaya çalışıyordum. Attığım her adımda başım aşağı doğru kayarken gözlerim kararıyordu. Bir şeyler oluyordu.. fakat ne olduğuna anlam veremiyordum.

Önüme düşen gökyüzü mavisi saçlarımı bir elimle geriye atmaya çalışırken diğer elimle duvardan destek alarak ilerlemeye çalışıyordum. Mutfağa yaklaştığım her saniye nefes alış verişlerim hızlanıyor, vücudumdaki titreme artıyor ve gözlerim daha da kararıyordu. Artık birisine seslenmenin zamanı gelmişti, hatta geçiyordu da!

"Th.....y.......r.."

Kime seslenirsem sesleneyim ağzımdan doğru dürüst bir ses çıkmıyordu. Hayal kırıklılığına uğrayarak çabalamayı bırakıp daha da hızlı ilerlemeye çalışıyordum fakat gram hızlanamamıştım. Yapabildiğim tek şey sesli bir şekilde nefes alıp verirken bilincimi yerinde tutmaktı. İlerlemek eskisinden de zorlaşıyordu ve artık dayanacak gücüm kalmamıştı. Birkaö adım sonrasında vücudum kendini bıraktı ve sesli bir şekilde yere düştüm. Görüşüm tamamen kararmadan önce gördüğüm son şey koridorun sonundaki bir çift ayak ve sivri bir mızrak ucuydu.

Yüzümde hissettiğim ıslaklıkla aniden gözlerimi açıp doğruldum. Alnımdan terler akıyordu.. hava da pek sıcak değildi halbuki. Kabus mu gördüm acaba? diye düşünemedim değil. Nedenini bile düşünmeden ayağa kalkıp odadan çıktım. Bacaklarımda feci bir ağrı vardı ve yürürken tir tir titriyordum.

Neden odamın dışındayım? Arkama dönüp odama dönücekken aniden gelen susuzluk hissiyle mutfağa doğru döndüm, ağır adımlarla mutfağa giderken nefesim yavaş yavaş hızlanıyor ve görüşüm kararıyordu. Her saniye panik yaşamamak için kendimi zor tutarken bir yandan da duvardan destek alarak ilerlemeye çalışıyordum. Kendimi yetersiz hissettiğimde yere düşmeden önce birilerine seslenmeye çalıştım fakat ağzımdan tek bir kelime bile çıkmıyordu. Vücudumun yere düşmesiyle artık görüş açımda bir çift ayak ve bir mızrağın ucu vardı.

Suratımda hissettiğim ıslaklıka aniden uyandım. Bir dakika, bu his tanıdık geliyordu. Ben.. az önce de bu şekilde uyanmış ve 2 defa aynı yerlerden aynı şekilde geçmiştim. Neler oluyordu?

Boba Tea(Thoma x Ayato)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin