-22-

646 61 46
                                    

"Bu saate kadar dışarıda olmanın sebebi nedir abi?"

"Ayaka.."

Klana girdiğim gibi karşımda bir adet Ayaka'yla kalakalmıştım. Ne diyebilirdim ki? 'Hey Yae Miko'ya soru sormaya gittim' mi? Şahsen doğruyu söylemek olurdu bu, fakat benim Yae Miko'ya gitmem akdar ender bir eşy pek var olmadığından bunu yalan olarak düşünebilirdi ve aramızdaki güveni kırabilirdi de.

"Biraz Onikabuto savaşı yapalım diye Itto'yla uzaklara çıkmıştık, gece olduğunu bile fark etmemiştim."

Dediklerim üzerine Ayaka derin bir nefes vererek arkasını döndü. Sinirden çok rahatlamışa benziyordu, haber etmeden çıkıp gitmem ve geç vakitlere kadar dönmemiş olmam onu endişelendirmişti anlaşılan.

Bir dahakine not edip öyle gitmeyi ben aklıma koyarken, Ayaka kendi odasına açılan kapının önüne doğru yürüyüp, son bir kez bana döndü.

"Geç geldiğin için yemek soğudu. Thoma bugün için lapa pilav ve kızarmış ahtapot yapmıştı."

Thoma..

"Peki Thoma nerede?"

Bırakın yemeği aklımda şu an sadece Thoma vardı. Evet Yae Miko dalga geçerek her eşyi anlatmış olabilirdi fakat söylediklerinin doğruluk payı olduğunu düşünürsem gerçekte olabilirdi. Ayrıca onunla yaptığım tüm sohbet boyunca Thoma'yı düşünmüş ve onu aklımdan çıkaramamıştım, o yüzden şimdi aklıma onun gelmesi gayet doğaldı, öyle değil mi?

"Thoma içeride uyuyor. Tüm gün boyunca etrafı toparlayıp örgü örmekten epey yoruldu, o yüzden onu uyandırırsan seni buzdan heykele çeviririm abi."

Ne kardeş ama! Ayaka'nın tehditkar lafları üzerine ellerimi kaldırıp bir şey yokmuşçasına gülümsedim. Ben mi? Uyandırmak mı? Asla.

Yani, hangi akıllı gelipte bana, Kamisato Ayato'ya 'şunu sakın yapma' derdi ki? O istenmeyen şeyi yapmak için elimden geleni yapardım!

Yine de Thoma'dan bahsediyorduk, şerefsizliklerim bir yana, kendisi doğru düzgün uyuyor mu bilmiyordum bile. Babamın aniden ortaya çıkışı, bencilce kendi isteklerim için hareket etmek neredeyse herkesin neler yaptığını görmemi kısıtlamıştı. Bu da Thoma'ya dokunmayacağım demekti.

Yine de.. merak ediyordum.

"Sen nasıl istersen Ayaka."

Ayaka odasına çekilirken ben de adımlarımı Thoma'nın sözde uyuduğu odaya çevirdim. Attığım her adım bir diğerinden daha yavaş ve sessizdi, çünkü kimseyi ufak bir sesle uyandırmak istemezdim. Çünkü küçükken annemin sesine uyanıp, odaya telaşla koşmuş biri olarak gördüklerim hiç hoş şeyler değildi ve o günden itibaren birini uyandırmama konusunda oldukça dikkatli davranıyordum.

Değer verdiğim birisiyse tabii, yoksa neden uğraşayım ki?

Kapıyı yavaşça açıp içeri girdiğimde bir süre gözlerimin karanlığa alışması için beklemiştim, ışığı açacak kadar Itto beyinli birisi değildim sonuçta. Şahsen Itto'nun bile ışığı açacağından şüpheliyim.

Adımlarımı temkinli bir şekilde atmaya devam ederken bir yandan da etrafa bakınıyordum. Ay ışığından dolayı pek fazla bir şey gözükmüyordu, ama oldukça hoş bir odaydı. Koyu renkli parkelerine karşılık kırmızı duvar süslemesi oldukça uyumluydu. Kapıyı açar açmaz karşınıza çıkan çift kişilik işlemeli yatak ve hemen üzerinde etrafı aydınlatan geniş penceresiyle oda oldukça Thoma'yı yansıtıyordu. Yanlardaki kitaplıklarda ev işi ve yemek kitapları, bazı köşelerde ise birkaç tahtadan oyulmuş figürler vardı.

Her şeyi görebildiğim kanaatine vardıktan sonra yatağa sessizce yaklaşıp, başımı biraz kaldırarak bakındım. Ayaka'nın da dediği gibi uyuyordu, zaten başka ne yapabilirdi ki? Yorganı üzerine sanki korunmak isteyen bir tavşan gibi sımsıkı sarmış bir şekilde uyuyordu hem de.

"Şirin.."

İstemeden de olsa mırıldanmıştım. Uyurken ki yüzü çok güzel ve masumdu, öyle ki bir anlığına yüzüne eğilmiş, elimi saçlarına yaklaştırmıştım. Ne yaptığımı fark ettiğim anda kendimi geriye çekip hızlıca odadan çıktım. Ne yapıyordum ben böyle? Salak mıydım? Ah hayır, hayır, hayır. Duygularını fazla belli eden kafası karışmış bir kaplumbağa gibiydim. Ne zaman kabuktan çıkacağımı kestiremiyordum resmen.

"Geri dönelim.."

Odama adımlarımı yönelttim. İçeri girdiğim gibi kendimi yatağa yatıp, gözlerimi kapatmıştım. Yorgundum, ki gün boyu yaptığım tek şey konuşmaktı. Belki de Yae Miko'nun alaycılığı beni yormuştu, belki  de Thoma'nın yanındayken az daha yapmış olacağım salaklığı beynim bir kez daha tekrarlamayayım diye uykum olduğuna beni ikna etmeye çalışıyor, uyutuyordu.

Derin bir nefes aldım. Böyle saçma davranmak yerine doğal davransam olmaz mıydı? Ayrıca Thoma partnerim olmayı kabul etmişti, o yüzden daha elinde yeni kılıç tutan kızlar gibi sürekli triplere girmeme gerek yoktu, saçmaydı.

Yatakta uzanırken göz kapaklarımda hissettiğim yoğunlukla ne kadar yorgun olduğumu vücudum bir kez daha bana hatırlatmıştı bile. Yatakta biraz daha yayılırken yorgana sarıldım. İki dakikalık uykudan hiçbir şey olmazdı, hemen sonrasında da klanın işlerine bakar, bu lanet olası ailenin iyi çocuğu olmaya çalışırdım.

***

"Hm."

Gecenin en geç vaktine kadar gelmemek, ara sıra evde çıkan garip sesler, Thoma'nın inanılmaz bir şekilde etrafında daha da çok dolanması ve gözlerinin sürekli Thoma'nın üzerinde olması..

"Ah."

Fark etmeden bir tırnağımı daha kemirip koparmıştım bile. Elimi gözlerimin hizasına getirip baş parmağıma baktım. Kanıyordu, bugün kanattığım üçüncü parmaktı ve bu durum canımı sıkmaya başlıyordu. Ayato uzun zamandır zaten garip davranıyordu, ki onun davranışlarına hayatım boyunca asla bir anlam bulamamıştım. Falat Thoma da mı? Ayato sadece sabahtan dışarı çıkmış olmasına rağmen Thoma tüm gün meraklı gözlerle gelmesini beklemiş, en sonunda uyumuştu. Bir şeyler dönüyordu ve benim bundan haberim yoktu..

..Canımı sıkan şey de buydu zaten.

"Neden onun odasına girdin? Orada ne yaptın? O gün o sesler de neydi öyle? Thoma neden sürekli etrafında?"

Sinirden sayıklarken bir tırnağımı daha kanatmıştım. Bu düşünceler yüzünden ben bile ne yaptığımı bilemiyordum artık ve bu beni çıldırtıyordu! Ayato'nun benden ilk defa bir şeyler sakladığına da inanamıyordum, oysaki ben onun biricik kız kardeşiydim ve bana her zaman her şeyini söylerdi, kiminle alay edip etmediğini bile! Yoksa onun gözünden mi düşmüştüm? Onun için iğrenç bir kardeş miydim yoksa? İşe yaramaz mıydım?

"Hayır..hayır hayır hayır!"

Neler olup bittiğini bulmam gerekiyordu. Bir süre ikiliyi uzaktan izlemeli ve ne sakladıklarını bulmalıydım! Evet, evet aynen! Bu şekilde hem kendimi rahatlatmış olucak, hem de abimin bana asla söylememiş olduğu, bana olan sevgisini azaltan bu sırrı öğrenmiş olacaktım!

Boba Tea(Thoma x Ayato)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin