Derin bir nefes aldım.
Karşımda, bana bakarak yavaş yavaş bulunduğumuz yere gelen Fatui üyesi, her saniye kanımı donduruyordu. Kanımı dondurmak zorundaydı çünkü geçen sefer Kamisato klanının iç bilgilerini almak istediklerinde olduğum yerde sus pus kalmıştım ve karşılığında hiç hoş olmayan şeyler yaşanmıştı.
Fatui üyesi bu tarafa doğru gelirken istemeden de olsa sol elimle sağ kolumu sıktım. Canım hala acıyordu, sonuçta sadece tekmelememiş, aynı zamanda da kolumun üstüne sertçe basmışlardı.
"Yoimiya.."
Hemen yanımdaki kafeste tir tir titremekte olan Yoimiya'ya seslendim. Transa geçmiş gibi beni duymuyordu, öylece Fatui üyesine bakıyor, bir yandan da elleriyle kendi vücudunu saklamaya çalışıyordu.
"Yoimiya, psst!"
Cevap yoktu. Yoimiya çoktan tüm odağını kaybetmişti bile. Ama kim onu suçlayabilirdi ki? Lanet olası pislikler neredeyse Yoimiya'ya tacize kalkışmışlardı! Neyse ki bilgi toplama istekleri arzularının önüne çıkmıştı.
Ya çıkmasaydı? O zaman tabiri caiz ise sıçmış olurduk. Sadece Yoimiya'ya değil, bana bile tacize kalkışırlardı. Çünkü burada bulunduğum süredir Fatui üyeleri hakkında öğrendiğim önemli bir şey vardı: Eğer sonuç zafere götürecekse her yolu acımadan dene. Karşıya ne olursa olsun.
"Geçen sefer pek suskun puskun duruyordunuz, umarım uyarılarınızı almış ve şu an konuşmaya hazırsınızdır."
Dibimize kadar gelmiş, sarı giyinimli ve tüfekli fatui üyesi, aşağılayıcı bir şekilde bize bakıyordu. Bakışlarında ayrıyeten sabırsızlık vardı, sanki bir an önce bu lanet yerden o da kurtulmak istiyor gibiydi, ya da bir an önce bizim işimizi bitirmek istiyordur?
"Sarılı, önce sen başla. Zamanında buralara kadar gelmiş Gezgin hakkında neler biliyorsun?"
Adamın soruyu yöneltmesiyle Yoimiya'ya baktım. Hiç iyi şeyler olmayacaktı... olmayacaktı çünkü Yoimiya, adam daha buraya bile gelemeden transa geçmişti, ve çoktan hiç kimseyi duyamıyor, gözleri, fal taşı gibi açılmış ve sadece uzağa, uzay boşluğuna bakarmışçasına boş boş bakıyordu.
"Yoimiy-"
"KES SESİNİ!"
Yoimiya'yı kendine getirmek umuduyla adını seslenmeye çalışırken, adamın yüksek sesiyle beraber susmuştum. Ne yaparsam yapmalıydım ama bunu onların istediği şekilde yapmalıydım ki olayı olabildiğince zararsız bitirmeliydim. Ama bu süreçte Yoimiya'nın da kesinlikle zarara uğramamasından emin olmalıydım.
"Tch.." Tüfekli üye, durumdan memnun olmadığını ufak bir sesle belirtip, kafasına bana doğru döndürmüştü.
"Ya sen, kamisato klanındaki ana kurucu çiftin nereye gittiğini biliyor musun? Ve klanın iç mekanının bilgileri nerede?"
Ah, cevaplayamayacağım bir soru daha. Gerçi kim ne zaman karşı tarafa cevaplayacağı basit bir soru sorardı ki? Sorsaydı böyle bir durumda bile olmazdım.
"B..ben bilmiyorum."
Nefret ediyor olsam da bilmemezlikten gelmek zorundaydım. Aksi takdirde hem klana, hem de diğer herkese daha da çok sorun çıkartırdım. Ayrıca, benden neden klanın iç bilgilerini istiyorlardı ki? Beni zaten klanın içindeyken kaçırmamışlar mıydı?!
Ya da... bilmediğim bir yer mi vardı?
"Anlayamadım?!"
Üye, sinirli bir ses tonunda, ya da daha çok küçük yaştaki bir çocuğu azarlayan bir teyze tonunda bana geri cevap verdi. Gerizekalı, zaten bilmediğimi söyledim, tekrar sorunca bir peri gelip hafızamı yerine getirmeyecekti ki!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Boba Tea(Thoma x Ayato)
FanfictionKamisato Klanında bir gece tuhaf sesler duysanız ne yapardınız? Thoma her insan gibi sesin kaynağına yaklaştığında Genç Lordunun yaralandığını düşünerek panikle içeriye daldı. Belki de hareket etmeden önce düşünmeliydi.. Çizer credit: n0yunn(twitte...