-14-

976 86 122
                                    

Üzerimin sıkı olduğuna kanaat getirdiğim anda odamdan dışarı çıkmıştım. Bugün Thoma ile dışarı içecek almaya çıkacaktık, Ayaka ve Aether ile birlikte. Asıl plan Ayaka ile Aether'ı yalnız bırakarak eğlenmelerini sağlamaktı, çünkü kuşun ölümü onu öylesine derinden etkilemişti ki odasından bile çıkmıyordu.

"Benim canım, sersem kardeşim.."

Ayrıca benim de ona bir özür borcum vardı. Her ne olursa olsun onu o an üzecek ağır sözler söylememliydim. Onun her şeye kırılmamasını istiyordum evet ama bazı şeylerin söylenmesi gereken yeri ve zamanı vardı ve ben zamana uygun olmayan bir anda o tarz aptal kelimeleri ağzımdan çıkarmıştım.

"Lordum?"

Duyduğum ayak sesleriyle sağıma dönüp çoktan hazırlanmış olan Thoma'ya baktım. Güneş gibiydi, en karanlık odaya bile girip her yeri aydınlatabilirdi. Neler düşünüyordum ki ben?

Kafamı iki yana salladım. Ayaka'dan özür dileyene kadar başka hiçbir şeyi düşünmek yoktu!

Kafamı iki yana sallarken bu sefer biraz daha uzaktan duyduğum ayak sesleriyle kafamı sesin geldiği yöne çevirdim. Ayaka da hazırlanmış, dışarı çıkmaya hazırdı. Ayaka'yı çıkmaya ikna ettiği için Thoma'ya da ayrıyeten teşekkür etmeliydim!

"Fazla güzel olmuşsun, dışarıdaki diğer bayanlar kıskanmasın sonra?"

Elimi ağzıma doğru yaklaştırıp hafifçe güldüm. Fakat beklediğimin aksine Ayaka hiçbir şey demeden yanımdan geçerek kapıya yönelmişti. Şaşırmış bir yüz ifadesiyle donakalırken durumun farkında olan Thoma da Ayaka'nın peşinden koşturdu.

"Uzun zaman sonra tekrar birlikte dışarı çıkıyoruz! Çok güzel değil mi leydim?"

"Mmhm."

Hiçbir şey demeden kapıya doğru yürümesine karşılık, bende onlara doğru dönüp kapıya doğru hızlı adımlarla ilerlemeye başladım. Uzun oldukça gergin bir gün olacak gibi görünüyordu.

***

Dışarıda yavaş adımlarla yürürken bir yandan da etrafa bakınıyorduk. Ayaka ile birkaç defa konuşmaya çalışmış, fakat başarısız olmuştum. Hava neredeyse kararıyordu, Aether ile buluşacağımız yere yaklaşıyorduk ve benim bir an önce bir şeyler yapmam gerekiyordu.

Peki ne diyebilirdim? Düşüncelerimi gözden geçirmem gerekiyordu.. 'Ayaka, üzgünüm. Sana ne olursa olsun öyle bir şey dememeliydim ama neden bu kadar karşı çıktın?' Hayır hayır, bu fazla kaba ve korkunç bir özür olurdu! 'Ayaka.. kuşun ölümü için üzgünüm. Biliyorum, bu durum seni çok kırdı ve özellikle benim sana öyle şeyler dememem gerekiyordu, ben sadece senin de güçlü olmanı istiyorum, seni üzgün görmeye dayanamıyorum.' Bu tam anlamıyla nasıl hissettiğimi açıklayan bir cümleydi. Bu şekilde ona aslında nasıl hissettiğimi anlatabilirdim.

"Ayaka?"

"..."

Cevap vermiyordu. Olsun, bir abi olarak ne olursa olsun görevimi yerine getirmeliydim. Derin bir nefes alıp, lafıma devam etmeye başladım.

"Kuş için ne kadar üzüldüğünü biliyorum Ayaka. Söylediğim şeyler ise korkunç şeylerdi, sana öyle dememeliydim. Ben sadece senin de güçlü olmanı istiyorum, seni üzgün görmeye dayanamıyorum."

"Hoş geldiniz."

"Cümlemi bitirdiğimde Dükkana çoktan ulaşmıştık. Çalışan bizi kibarca selamlarken bir gözümün ucuyla Ayaka'ya bakmıştım. Bana değil tezgaha bakıyordu. Hah.. böyle olacağını biliyordum. Falat bilmeme rağmen gerçeği hayal gücümden de korkunçtu.

Boba Tea(Thoma x Ayato)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin