Bugün yine içeriye girmeye cesaret edemedim, herkes odada onunla konuşuyorken, ben yine giremedim. Suratına bakmaya cesaretim bile yoktu. 2 aydır aynı şey, her gün 'bugün söz, girip yüzleşeceğim' diyorum, elim kapının koluna gidiyor, ama yok, içeri giremiyorum..
Yine herkes içerideyken, ben her gün yaptığımı yaptım, o soğuk hastane koridorundaki sandalyelere oturup bekledim. Neyi beklediğimi bilmiyorum aslında. İçeridekileri desem, değil.. Doktoru desem, o da değil.. Belki de güzel bir haber bekliyorumdur, gelmeyince de ümidi kesip gidiyorumdur. Açıkçası ne yaptığımı ben de bilmiyorum..
O sessiz, bomboş koridordaki soğuk sandalyede tek başıma otururken bundan tam 2 ay öncesine, her şeyin yaşandığı o lanet güne gitti düşüncelerim..
.
Artık mezun olmuştuk. Ailemi kaybetmiştim ama her şeye rağmen ayakta durmayı, gülmeyi, yaşamayı ve mezun olmayı başarmıştım..
Her şeyi başarmıştım da, aşk konusunda o kadar başarılı olduğum söylenemezdi.. Yaman ile uzun zamandır hiç olmadığımız kadar soğuktuk birbirimize, gözlerimiz aşkla bakmıyordu, o eski günlerdeki gibi değildi yaşadıklarımız.. Belki de zor zamanlar geçirdiğimizden olmuştu tüm bunlar.. Belki de Yaman'ın aklında hâlâ Ela vardı, bilmiyorum.. Tek bildiğim, artık eskisi gibi olmadığımızdı. Ama ben onu seviyorken, nasıl böyle mesafeli olacaktık ? Duygularımızdan emin olmamız için biraz mesafe şarttı, eğer gerçekten birbirimize aşıksak, nasılsa döner bulurduk birbirimizi.. Kararımı Yaman'a söylediğimde onayladı beni, itiraz etmedi. Belli ki o da böyle düşünüyordu, aklında Ela'nın olup olmadığını sormadım, yapamadım, bu sefer cesaret edemedim.. Vereceği cevaptan korkmuştum belki de.
Ama şu an, mezuniyet gecemizde, onun kolları arasındaydım, dans ediyorduk.. Sustuk, hiç konuşmadık, ama derler ya, gözlerimiz konuştu sanki, kafamdaki sorularıma cevap aldığımı hissetmeye başlıyordum..
O gece her şeyi unutup eğlenmemize baktık. Zeynep bile sınava girmemesine rağmen eğleniyordu, dedim ya, her şeyi unutmuştuk. Sonra kokteyller gelmeye başladı, ama ben istemedim, sadece meyvesuyu içtim. Yani Aleyna'nın bize meyvesuyu diye içirdiği şeyi..
O geceye dair sadece o dansı hatırlıyorum, eğlendiğimizi, müzik seslerini.. Sonra daha sakin bir yerdeki gülüşmelerimizi, hatta sanırım kahkahalar da eşlik ediyordu. Bir ara susturulduğumu da hatırlıyorum. Bir el tutmuştu beni, o nereye götürdüyse itiraz etmeden peşinden gitmiştim.. Belli ki güvendiğim biriydi, ya da sadece içtiğim şeyin etkisindeydim..
Sabah uyandığımda nerede olduğumu bilmiyordum. Çok rahat bir yatakta yatıyordum, hatta fazla rahattı, o an kendi evimde olmadığımı anladım. Uyanmam gerektiğini biliyordum, ama sadece gözlerimi kapatıp dinlenmek istiyordum, başım çatlıyordu..
Gözümü açtığımda nerede olduğumu anlayamadım. Sadece çok temiz, siyah rengin hakim olduğu bir odada olduğumu anlamıştım.
Yataktan doğrulmak istedim, ama tam kalkacakken aslında çıplak olduğumu fark ettim, ağzımdan küçük bir çığlık çıktı, hemen ellerimle ağzımı kapattım ve kendimi susturdum.. Neredeydim ben ? Ağrıyan başımı tutup etrafa bakındım. Yanımda sırt üstü uzanmış vücudu görmemle beynimden vurulmuşa döndüm..
.
Herkese selaaamm :) nasılsınız bakalım ♥
Yeni hikaye yazmayı düşünmüyordum aslında, ama ani bir kararla yazmaya başladım :)
Hikaye diziden biraz bağımsız, o yüzden anlamanıza yardımcı olacağını düşündüğüm için hemen kısa bir özet geçeceğim.
Seher küçükken ailesini kaybediyor ve yetimhaneye veriliyor, lise döneminde Yaman ile tanışıyor ve aşk başlıyor, sorun üstüne sorun ve yaşlarının az olması ile ilişki fazla devam edemiyor.
Hikayenin akışı ile geri kalanlar da anlaşılacaktır, ani karar verdiğim için bunu yazıp hemen yayınlayacağım, bu yüzden de taslakta bölüm yok, fakat en kısa sürede yazıp yayınlamaya çalışacağım yeni bölümleri, umarım seversiniz :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Ateşi | SehYam
FanfictionKırıldık ve paramparçayız. Ama bu, sil baştan başlamak için hayatın bize sunduğu en güzel fırsattır.