1 0

1.5K 159 4
                                    

"Hâlâ yazıyor mu?" Jeongin başıyla onayladı onu. "Çok merak ediyorum ya."

"Eğer seninle dalga geçen biriyse var ya doğduğuna pişman ederim onu." Minho elini yumruk yapmış Jeongin'e gösteriyordu. "Ona şüphemiz yok." Seungmin, Minho'nun yumruk yaptığı eli açtı.

"Bence dalga geçmek için yazılmadı."

"Nerden anladım profesör Changbin?"  Changbin gözlerini devirdi Minho'ya. "Öyle hissettim amk sanane?" Minho Changbin'in koluna vurdu. "Ya takılıyorum ağlama hemen."

Seungmin kolunu Changbin'in omzuna attı. "Noluyor sana ya?"

"Ya Minji sinirlerimi bozmaya başladı. Ben gerçekten dayanamıyorum, seviyor beni tamam ama bu kadar sıkmasın beni."

"Sen seviyor musun?" Changbin biraz düşünür gibi oldu. "Galiba hayır ya."

"Lan oyalamasana kızı o zaman." Jeongin yine aniden çıkışmıştı. "Keyfimden mi yapıyorum Jeongin? Üzülmesini istemiyorum işte." Aniden Jeongin'e çıkışmış Jeongin'in şaşırmasına sebep olmuştu.

Jeongin ağzını açıp bir şey söyleyeceği sırada Changbin'in telefonu çalmıştı. Minji olduğunu görünve kapatıp cebine geri koydu. "Halledeceğim bir şekilde bitireceğim. Her ayrılma konusu açıldığında kendine bir şey yapacağını söylüyor." Herkes susmuş Changbin'i dinliyordu.

Zil çalınca Changbin önden sınıfa gitmek için kalmıştı banktan. "Of çok mu üzerine gidiyorum ya?" Jeongin asık suratıyla diğerlerine dönüp sordu.

"Ne olduğunu bilmiyordun ki Jeongin. Şakasına yapıyorsun hem şu an alınası geldi." Seungmin kolunu omzuna atıp kendine çekti Jeongin'i.

"Aynen öyle, her şey üst üste gelince ters tepki verdi. Olmadı konuşur anlatırsın, sıkma canını." Jeongin başını salladı sadece.

**
"Jeongin noldu, moralin mi bozuk?" Felix Jeongin'in moralinin bozuk olduğunu anlayınca sürekli sorular sormaya başlamıştı. "Changbin bana biraz alındı galiba."

"Ne konuda olduğunu bilmiyorum ama aranız iyi değil mi? Kendini açıklarsan anlar eminim." Jeongin bilmiyorum dercesine omzunu silkti. "Aramızın kötü olmasını asla istemiyorum."

"Mesaj at, lavaboya çağır. Konuşun? Çıkışa kadar bekleyemezsin sen." Jeongin bu fikri beğenmiş hemen telefonunu eline almıştı.

"Hyung, lavaboya gelebilir misin?"

Mesajı atıp cevap gelmesini bekledi. "Hyung mu diyorsun?" Felix'e döndü. "Şu an şirinlik yapmam gerekiyor ok?" Felix gülümsedi. "Akıllıca."

Mesaj görüldü olunca Jeongin ayağa kalktı. Felix kolunu tutarak durdurdu onu. "Lan cevap vermedi ki?"

"Gelmek istemese gelmem derdi, cevap vermediğine göre geliyor. Garip bir insan sorgulama." Felix elini Jeongin'den çekti. "Peki."

Jeongin, öğretmenden izin alıp sınıftan dışarı çıktı. Felix ise o sırada dakikada bir,

"Konuştun mu?"

mesajına cevap veriyordu.

Jeongin hızlı adımladla lavaboya girdi, onu bekleyen Changbin'i görünce hemen sarıldı. "Özür dilerim hyung."

Changbin sarılmasına karşılık verdi. "Senlik bir şey yok ki. Üst üste gelince sana patladım. Ben özür dilerim." Jeongin geri çekildi. "Bundan sonra seninle uğraşmayacağım. Özür dilerim gerçekten."

"Sen benimle uğraşmazsan hayatım be kadar sıkıcı olur haberin var mı?" Changbin tekrar sarıldı Jeongin'e. "Bozma sakın moralini."

*
Jeongin sınıfa gülümseyerek girince Felix iyi geçtiğini anlamıştı. Jeongin yanına oturdu hemen. "Teşekkür ederim Felix."

Felix gülümsedi. "Aranızda olan şeyi hallettiyseniz sevindim."

"Hallettik, hallettik."

"Ya ben sana bir şey soracaktım. Öncelikle şunu teyit edeyim. Gaysin değil mi?"

Jeongin birden sorulan soruyla kalakalmıştı. "Bana mı yürüyeceksin?" Felix gözlerini devirdi. "Tipim değilsin." Jeongin bir oh çekti. "Ay çok sevindim."

"Hoşlandığın birisi var mı Jeongiiiin?" Felix sorularını sorarken Jeongin'e sırnaşıyordu. "Neden soruyorsun Felix noluyor ya?" Jeongin, Felix'i omuzlarından ittirdi.

"Merak ediyorum, arkadaş değil miyiz?"

"Sen de söyleyecek misin?"

"E benim hoşlandığım birisi yok ki." Jeongin gözlerini kısarak yaklaştı Felix'e. "Nasıl yok be? Vardır illa beğendiğin birisi."

"Peki, düşünüyorum. Okuldaki herkes yakışıklı şu an seçemiyorum ki."

"Seçince konuşuruz o zaman Felix." Jeongin çalan zille Felix'in yanağından makas alarak dışarı çıktı.

Felix de oflayarak kalktı sıradan. Kapıda onu bekleyen Hyunjin'i görünce yüzüne bir tane yapıştırmamak için zor tutuyordu kendini. "Ay söylemedi bir şey."

Hyunjin'in gülümseyen suratı solmuştu. "Ya bence git konuş amk. Yeter harbiden." Diğerleri de Hyunjin'i gaza getiren cümleler söyleyince Hyunjin hemen moda girmişti. Telefonunu çıkarıp hemen açtığı hesaba girdi.

"Çıkışta, okulun arkasındaki parka gelir misin Jeongin?"

"Bastım valla bastım kaç kaç kaç." Chan, Hyunjin'in omzundan tutarak yerinde durmasını sağladı. "Lan dursana yerinde ordan oraya."
Jisung Jeongin'in tekrar sınıfa geldiğini görünce Hyunjin'i çimdikledi. "Mal mısın? Yeter be."

**
Çıkışta Jeongin'i okulun bahçesinde beklemişti arkadaşları. "Nerde kaldın ya?"

"Siz gidin benim işim var."

"Ne işin var?"

"Şu bana yazan vardı ya. O arkadaki parka gel dedi. Ona gideceğim." Minho kaşlarını çattı. "Bizde gelelim."

"Saçmalama Minho ya."

"Tamam Jeongin git sen." Changbin gülümseyerek göndermişti Jeongin'i. "Ya salak mısın Changbin, kim olduğunu bile bilmiyoruz."

"Sence Changbin onu tek gönderecek mi Minho?" Changbin, Seungmin'in sorduğu soruyla gülümseyip elini yumruk yaparak Seungmin'e uzattı. Seungmin de göz kırparak karşılık verdi.

Üçü beraber Jeongin'in gittiği parka gitmişti. Onları görmeyecekleri bir yere sinmiş. Jeongin'i izliyorlardı. Minho etrafa bakındığında Hyunjin'i gördü.

"Changbin şu Hyunjin değil de lütfen."

"Hyunjin kanka."

"Seungmin, Hyunjin mi değil mi bi de sen bak güvenemiyorum Changbin'e."

"Hyunjin kanka."

Minho yüzünü buruşturmuş Hyunjin'e bakıyordu. Hyunjin yavaş adımlarla Jeongin'in yanına gitmiş. Çekinerek elini uzatmıştı.

Jeongin hayatında hiç bu kadar şaşırdığını hatırlamıyordu. "Ne işin var burda?" Jeongin şaşkınlıktan ne diyeceğini bilememiş. Pat diye sormuştu.

"Senin ne işin varsa." gülümseyerek cevap verdi Hyunjin.

Bir süre sessiz kalmışlardı Hyunjin yanlarındaki bankı göstermişti. Jeongin başını sallamış oturmuştu banka.

"Lütfen sözümü kesmeden dinle olur mu? Sana yazan kişi benim. Biliyorum hoşlandığın birisi var ama gerçekten içimde tutamıyordum artık. Biliyorsun arkadaşlarınla aram pek iyi değil. Bu yüzden gelemedim yanına. Anlıyorsun değil mi beni?"

Jeongin hâlâ üzerinden şoku atamamış şaşkın şaşkın başını salladı.

"Seni sevmeme izin verir misin?"

"Hyunjin ben bilmiyorum. Yani beklemiyordum gerçekten. Sana karşı da boş değilim ama.."

"Ama çocukların ne söyleyeceğini düşünüyorsun değil mi?" Jeongin yine başını salladı.

"Konuşayım istersen." Hyunjin beklenti dolu gözlerle bakıyordu Jeongin'e. "Ben konuşacağım. Bekleyebilir misin beni?"

"Beklerim tabii."

__
elimdeki bolumler azaliyo bana fikir verirseniz guzel olur tsk bye

inattendu, stray kidsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin