9.Bölüm : AYRILIK

67 4 3
                                    

Gözlerimi açtım ,karşımda bir kadın vardı ve arkasında bir adam. Adam telefonda konuşuyordu.
"Verdiğim adrese acil bir ambulans lütfen çok acil." dedi adam.
"Ne oldu Bora geliyor muymuş ambulans?" dedi kadın.
"Evet Fatma geliyo." dedi adam.
"Ay yavrum iyi misin?" dedi kadın saçlarımı okşarken.
"İyiyim ben ambulans falan istemiyorum gideceğim." dedim.
"Aaa olmaz sus bakalım." dedi adam.
"Beyefendi lütfen." dedim ve cevap vermelerini beklemeden oradan uzaklaştım.
Eve geldim eşyalarımı toparlamak için. Bahçeye bir adım attım. Bahçenin köşesindeki salıncakta bir erkek çocuğu vardı 3 yada 4 yaşındaydı ve çocuğu babam sallıyordu. Ben hala o adama nasıl baba diyorum hala inanamıyorum ,istemsizce oluyo biliyor musunuz? Babam bana döndü birden ve yere çöktü kollarını açıp.
"Gel kızım ,gel Amine'm." diye bağırdı. Ona doğru bir attığım anda arkamdan bir kız ona ,babama doğru koşmaya başladı ve sarıldı ,babam o kızın saçlarını okşadı tıpkı benimkini okşadığı gibi ,o kızın kokusunu içine çekti tıpkı benim kokumu içine çektiği gibi.
O esnada arkamdan bir kadın omuzuma dokundu ,irkildim birden.
"Kime bakmıştınız?" dedi.
"Şey ben baba-... pardon Yusuf hocaya baktımda. Siz nesi oluyosunuz?" dedim.
"Ben eşiyim." dedi. Ne bu kadın benim babamın eşi mi? Buna inanmamı beklemeyin benden.
"Yusuf'a ne için baktın canım." dedi.
"Ben bir süredir burada kalıyorumda eşyalarımı almaya geldim artık ailemin yanına döneceğimde." dedim. Ailemin yanına dediğime bakmayın yetimhaneye geri döneceğim. Başka çare bırakmadı bana bu adam burada daha fazla nasıl kalayım ben?
"Sen Yusuf'un öğrencisisin sanırım bahsetmişti biraz senden." dedi kadın. Salıncaktaki çocuk hızla salıncaktan inip yanımıza geldi ve kadına sarıldı.
"Anne bu abla kim?" dedi.
"Ben Amine Deniz. Sen kimsin bakayım." dediğimde annesinin arkasına saklandı.
"Ömer benim adım ,Ömer. Biliyo musun Amine abla? Benim kardeşimin adıda Amine Deniz. Hemde o benim ikizim." dediğinde gözümdeki yaşların akmasına izin verdim. Bu kadarda olmaz bence evelenmiş ona bir şey diyemem ,çocuğu olmuş onada bir şey diyemem ama isimleri neden Amine Deniz ve Ömer bu kadarı fazla herşeye tamam ama bu kadarı gerçekten çok fazla.
"Amine abla özür dilerim seni kırdıysam." dedi Ömer.
"Yok ,yok hayır sen bir şey yapmadın. Abla ben eşyalarımı alayım bir an önce gideyim." dedim. Kadın olumlu anlamda başını salladı.
Eve girdik biraz sonra Yusuf hocada girdi ve.
"Hayatım neredesin?" diye bağırdı. Eskiden onun hayatı annemdi ama artık başkaları onun hayatı. Bir insan ailesinden bu kadar çabuk vazgeçebilir miydi? Bu kadar çabuk unutabilir miydi ailesini? Aklım ermiyordu benim yetimhaneden yeni ailesi olup çıkanlara. Ailen vardı önceden senin bir düşünsene ama hiç tanımadığın insanlar gelip seni hiç bilmediğin yerlere götürebiliyordu. Beni alıp o uzak yerlere götürmek için çok kişi geldi ama ben kabul etmedim bir gün babam gelecekti çünkü biliyordum. Ama gelmedi. O benim düşündüklerimi hiç düşünmemiş bile yeni bir ailesi olmuş ,yeni Ömer'i yeni Amine'si olmuş.
Hızlı bir şekilde eşyalarımı toparladım ve koşar adımlarla dışarıya çıktım.
"Amine abla." diye bağırdı Ömer. Hemen durdum kardeşini çeke çeke yanıma getirdi.
"Bak Amine abla onunda adı Amine Deniz." dedi.
"Memnun old-..."
"Ömer ,Amine buraya gelin çabuk size yabancılarla komuşmayın demiştim." diye bağırdı Yusuf hoca.
"Ama baba o yabancı değil o Amine abla." diye bağırdı Ömer. Daha sonra Yusuf hoca yanımıza geldi ve çocukları çeke çeke götürdü.
Bahçeden dışarıya adımımı attığım anda bir araba durdu önümde ,araban aşağı indi Yiğit.
"Yiğit! Seni çok özledim." dedim ve hemen boynuna atladım. Oda bana sarıldı.
"Nereye böyle bavullar toplanmış?" dedi.
"Gülüm bir şey rica edebilir miyim?" dedim.
"Tabi tatlım et." dedi.
"Beni yetimhaneye bırakır mısın?" dedim.
"Tamam ama arabada ne olduğunu anlat." dedi.
"Tamam." dedim. Arabaya bindik tüm olanları baştan sona anlattım.
"İstersen bize gel bizde kal." dedi.
"Yok gülüm babanlar sıkıntı falan yaparlar. Senin içinde sıkıntı olur yük olmayayım sana." dedim.
"Aşk olsun ne demek yük? Ayrıca babamlar sıkıntı falan etmezler hele bi etsinler o zaman bir daha onların yüzüne bakmam zaten." dedi.
Ne kadar istemesemde ısrarlarına karşı hayır diyemedim.
Eve geldik beni misafir odasına getirdi.
"Hadi sen bavullarını falan yerleştir." dedi.
"Tamam gülüm. Sen git ben hazırlanıp gelirim." dedim. Olumlu anlamda başını salladı ve odadan çıktı.
Bavulları yerleştirmemek en iyisiydi buraya çok alışmamam lazım.
Aşağı indim. Yiğit'in annesi ve babası gelmişti.
"Merhaba efendim." dedim.
"Merhaba. Mukaddes senin akraban falan mı?" dedi hizmetçiye dönüp.
"Hayır anne benim kız arkadaşım." dedi Yiğit.
"Kusura bakma kızım. Kimlerdensin bakalım baban kim? Hangi şirketin sahibi?" dedi Yiğit'in annesi.
"Şey efendim benim babam yok." dedim.
"A-a ne demek yok nasıl yok? Sen nerede kalıyorsun o zaman?" dedi annesi beni küçümser gibi.
"Yetimhanede kalıyorum ben." dedim. Normalde birkaçınız olsaydı benim yerimde utanırdınız ama ben utanmıyorum alıştım artık.
"Sen ciddi misin?" dedi annesi.
"Evet anne ciddi. Ne var bunda?" dedi Yiğit.
"Bir şey yok oğlum seninle sonra konuşacağız." dedi annesi.
"Şey ben yukarıya çıkayım efendim." dedim ve çıktım.
Ya telefonumu unutmuşum. Aşağı indim salonun önünde durdum.
"Oğlum şaka falan mı yapıyorsun sen bana?" dedi annesi.
"Hayır anne ben o kızı seviyorum." dedi Yiğit.
"Bak oğlum saçmalama o kız ,yani ne bileyim seni paran için seviyo olabilir." dedi annesi.
"Hayır anne! O kız benim yüreğimi seviyo ,yüreğime aşık o kız benim." diye bağırdı Yiğit annesine. Her ne kadar şuanda beni savunuyo olsada annesine bağırması hiç hoş değil.
"Öyle olsun oğlum o kızdan ayrılana kadar bana anne deme!" diye bağırdı annesi ve salondan uzaklaştı.
Bir kaç dakika bekleyip salona girdim onları dinlediğimi anlamasın diye.
"Tatlım." diye bana döndü Yiğit.
"Telefonumu unutmuşumda gülüm." dedim tebessüm ederek.
"Hah tamam." dedi. Telefonumu aldım ve odaya çıktım.

Saat 01.09

Uzun bir süre düşündükten sonra Hayat'ı aradım çünkü bu saatte bir tek o uyanık olacaktır. Hayat ortaokuldan beri benim arkadaşım Edirnede yaşıyor babasını işi yüzünden.
Hemen Hayat'ı aradım. Açtı.
"Efendim kanka." dedi.
"Kanka ben ayrılacağım." dedim.
"Şuan hiç komik değilsin. Saçmalama eğer ayrılırsan bir daha seninle konuşamam." dedi.
"Kanka banada anlayış göster yoruldum. Benim yüzümden annesi ile kavga etti." dedim. Zorda olsa ikna ettim onu ama zorluk banaydı Yiğit'i çok severken ondan vazgeçmek o kadar zorki.
Telefonu kapattık.

Ertesi gün Pazartesi günü

Erkenden açtım gözlerimi ve Yiğit'ten önce çıktım evden. Okula vardım.
Sınıfa girdim kapının önündeyken birisi gözlerimi kapattı arkadan.
"Hatçe Allah aşkına bırak bak zaten efkarlıyım." dedim.
"Yine kim üzdü benim asenamı." dedi. Hemen arkama döndüm.
"Eren'im!" diye bağırıp Eren'in boynuna atladım.
"Eren'nin ya." dedi Eren.
"Oha ya biz gidek bence sen sadece Eren'le hasret gider." dedi Arda.
"Ya gitmeyin." dedim Arda ,Hafsa ,Şebnem ve Hayat'a. Sonra tek tek hepsine sarıldım.
"Hayat sen dün evdeydin ama." dedim.
"Yoo biz senle konuşurken biz arabadaydık hep beraber buraya geliyoduk. Babam izin verdi burda çocuklarla bir ev tutacağız hep beraber burada kalacağız." dedi Hayat.
"Yaa çok sevindim ben." dedim. Zil çaldı ,sınıfa geçtik. Dersin ortasında kapı çaldı ve içeriye Yiğit girdi.
"Eren yanıma gelsene." dedim Yiğit'in oturduğu yeri göstererek. Eren hemen yanıma geldi.
Akşama kadar Yiğit ile yan yana gelmemek için 40 takla attım resmen.
Okul çıkışı Hayat ile beraber çıktık.
"Kanka sen Yiğit'e söylersin aynı yerde bekliyomuş diye." dedim.
"Tamam kanka." dedi. Ben okulun karşı caddesindeki yerden sağa döndüm ve Yiğit geldi.
"Yiğit ben bunu sana vermek istemezdim ama... Özür dilerim ben." dedim ve son ders yazdığım notu ona uzattım.
Notta -Gülüm seni çok seviyorum ama hocaların çoğu ve tanıdığım insanların çoğu öğrendiği için bitirmek istiyorum. Hakkını helal et.
Affet beni...
Beni anlayışla karşılayacağını düşünüyorum.
Özür dilerim...- yazıyordu.
Yiğit notu elimden alır almaz arkama döndüm ve koşarak servise doğru yöneldim. Arkama döndüğüm anda gözyaşlarım akmaya başladı. Servise bindim.
Az önce yaşanan şeyler gerçek miydi? Ben Yiğit'ten vaz mı geçmiştim? Onun kalbini mi kırmıştım?
Ona not verdim çünkü yüzüne karşı söylemeye yüzüm yok. Siz hiç sevdiğiniz insanın mutluluğu için ondan vazgeçtiniz mi? Abi gerçekten o kadar zor ki. Sadece ondan değil gülüşündende ayrılıyordum. Yüreğine aşık olduğum insandan ayrılıyordum. Herşey onun mutluluğu içindi. Ama şunu unutmasın ki ayrıldık diye onu uzaktan sevemem diye bir kuralda yok. Ben onu ömrümün sonuna kadar seveceğim.
Her güzel şeyin acı bir sonu vardır derler. Bizim acı sonumuzda AYRILIK oldu.

***

Kitabımı okuduğun için teşekkür ederim güzel insan...❤❤❤

(Yazardan not= Lütfen oy vermeyi unutmayın. Kitabım için görüşlerinizi yorumlarda belirtebilirsiniz.🤗)

(Yazardan not 2= Bu bölüme kalbimin yarısını bırakıyorum.😪)

RÜYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin