6.Bölüm : NOT

66 4 7
                                    

Rüyama açtığım beyaz sayfayı kiminle doldurmak istediğime karar verdim artık galiba ,her sayfasına tek tek ,ince ince ,hiç bıkmadan , hiç sıkılmadan işleyeceğim bir insan ile doldurmak istiyodum. Üstelik hem ben onu ,hemde o beni hakediyodu.
Okula vardık.

Bir kaç saat sonra

Damla ile dışarıda geziyoduk Yiğit'in arkadaşı Semih'in bana doğru geldiğini fark ettiğim anda yönümü değiştirdim.
"Amineğ." diye bağırdı ,durdum.
"Bunu Yiğit gönderdi." dedi notu elime tutuştururken ve sonra gitti.
"Ayy kanka hadi aç." diye üstüme zıpladı Damla.
"Dur ya önce ben bakacağım." dedim ,bahçenin köşesindeki ağacın yanına gittim.
Notta -Öğlen arası beni takip et. (Yanlız gel lütfen.) Ben Yiğit-
yazıyodu.
"Ya kanka ne yazıyo okusana." dedi Damla sonra notu elimden aldı.

Bir kaç saat sonra

Zilin çalmasını bekliyodum dakika sayıyordum hatta saniye sayıyordum. Zil çalınca hızlıca dışarıya çıktım. Koşarak aşağı indim bide en üst kattayız yiaağ bacaklarım koptu. Aşağı indim 3-5 dakika Yiğit'i bekledim. Geldiğinde hemen peşinden gitmeye başladım. Kendimi CIA (Siaey) ajanı gibi hissettim yemin ederim. Daha önce hiç kimseyi böyle gizlene gizlene takip etmemiştim. Okulun karşısındaki yokuştan yukarıya çıktık ,ıssız bir cadde vardı sola döndü biraz ilerledikten sonra bana döndü.
"Daha fazla ilerleyeyim mi? Yeter mi?" dedi ileriye bir adım daha atarak. Güldüm.
"Yeter yeter." dedim.
"Ya şimdi ben nasıl söylesem bilmiyorumki." dedi.
"Sen beni seviyon mu? ,Sevmiyon mu?" dedim. Önce başını öne eğdi sonra kafasını kaldırıp gözlerime baktı.
"Seviyom." dedi. 10-15 saniye sessizlik oldu ortamda.
"Sen ,sen seviyon mu?" dedi.
"Şey ben ,bende seni seviyorum." dedim. Birden sarıldı ,bende ona sarıldım.
"Sana söz seni asla üzmeyeceğim." dedi. Ben konuşamıyordum hani bazen rüyalarda olurya en heyecanlı yerinde konuşamazsın sesin kesilirya aynı öyle oldu şuanda sesim kesildi konuşamadım birden. Geri çekildim tam geri dönüyoduk ki duvarın arkasındaki evin bahçesinde hareket eden şeyler gördüm iki taneydi.
DIN DIN ,DIN DIN hatırlarsanız bu benim gerilim müziğimdi durun biraz daha gerilim olsun DIN DIN ,DIN DIN ay bu kadar gerilim fazla.
O iki şeyler Damla ve Aslı'ydı ilk başta korkmuştum ama sonra bizim çatlaklar olduğunu öğrenince korkum geçti.

2 gün sonra Çarşamba günü

Bahçede geziyordum tek başıma yani yanlızlığımla yanlız başıma geziyodum. Her yer bembeyazdı tıpkı benim açtığım sayfa gibi gökten düşen karlar tıpkı bi pamuk gibi kocamandı ,huzur veriyordu insana. Sırtıma çarpan şey ile irkildim ,arkama döndüğümde Yiğit bir kar topu daha attı ,kaçmaya başladım yerden aldığım bir avuç karı Yiğit'e doğru savurdum. Yüzüne isabet etti koşarak yanına gittim Yiğit sızlanıyodu. Hemen yüzünü avuçlarımın arasına aldım ve sildim birden elindeki karı yüzüme savurdu spor sahasındaydık ve her yer buzdu yüzüme savrulan kardan dolayı sendeledim tam düşüyordumki sıkı sıkı sarıldı bana düşmeme engel oldu.
"Amine'm iyi misin?" dedi beni doğrulturken.
"İyiyim iyiyim çok teşekkür ederim." dedim. Ve yine romantizmin içine bir şeyler yapan okul zili tövbe tövbe.

Bir kaç gün sonra Cumartesi günü

Gözlerimi araladım saat 06.30'du. Ayy bugün çok güzel bi gün çünkü Yiğit beni kahvaltıya götürecek bana söz verdi artık Cumartesi günleri beni kahvaltıya götürecek.
Hemen yataktan çıktım valla geri yatıp uyuyasım var acaba tekrar yatıp uyusam mı? Ay vallaha ne giyeceğimi bilmiyorum.
Aşağı indim kahvaltımı yaptım çünkü açım Yiğit'in yanında çok yiyemem utanırım. Yukarıya çıktım mavi tüylü kazağımı giyindim ,altına mavi mevlana model eteğimi giyindim ve kazağımı eteğimin içine verdim saçlarımı açık bıraktım ve mavi beremi kafama geçirdim. Siyah botlarımı ve beyaz eldivenlerimi giyindim ,bari onlar mavi olmasın demi? Ayy çok güzel oldummm. Tam çıkıyordum ki.
"Nereye gidiyorsun bu saatte sen?" diyerek geldi Emre.
"Sanane." dedim. Dışarıya bir adım attığım anda.
"Amine ,Emre haklı nereye sabah sabah." dedi Yusuf hoca. Aha yandım yandık vallaha bu sefer yakacak çıramı ya. Doğruyu söylemekten başka bir şansım yokmuş gibi görünüyor.
"Iıı şey hocam ben Yiğit'le kahvaltıya gideceğim." dedim.
"Ha iyiya selam söyle Yiğit'e." dedi hoca. A-a hoca bana kızmadı.
"Aleykümselam hocam görüşürüz." dedim ve çıktım.
Saate baktım 09.27 idi. Yiğit koşarak bahçeye girdi.
"Günaydın tatlım." dedi yanaklarımı sıkarak. Ay gerçekten tatlı mıyım?
"Günaydın gülümmm." dedim. Arabaya bindik şoföre ilerlemesini söyledi. Çok şirin bir yere geldik ,oturduk. Vallaha evde yemek yemiş olmam heyecandan acıkmayacağım anlamına gelmez ,haksız mıyım?
Kahvaltımızı yaptık.
"Amine." dedi.
"Efendim." dedim.
"Ben seni çok seviyorum." dedi.
"Bende ,bende seni çok seviyorum iyi ki varsın." dedim.
Beni gerçekten seven birisi çıktı karşıma ilk defa ,ben şu zamana kadar boş bi hayal peşinde koşmuşum ,bana değer vermeyen birisi için boşuna zaman harcamışım. Oysa Yiğit en başından beri beni sevdiğini hareketleriyle anlatmaya çalışmıştı. Gerçi biz korodayken sevgilisi vardı. Ben onu unutmaya ne kadar çalışsamda olmamıştı başaramamıştım. Zaten sonra Semih ile bana not gönderdi. İşte o NOT siyah beyaz hayatımın değişmesine ,renklenmesine ,çiçek açmasına vesile oldu.

***

Kitabımı okuduğun için teşekkür ederim güzel insan...❤❤❤

(Yazardan not= Lütfen oy vermeyi unutmayın. Kitabım için görüşlerinizi yorumlarda belirtebilirsiniz.🤗)

RÜYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin