8.Bölüm : BABAM

58 3 0
                                    

Yusuf hocanın yatağıma attığı kağıtları ellerime aldım ,DNA testi sonucu açıklanmıştı.
"Hocam siz bunu nereden buldunuz?" dedim.
"Kapı çaldı postacı Hikmet getirdi sana gelmiş." dedi.
"Siz okumadınız değil mi?" dedim.
"Hayır okumadım." dedi ,ardından odadan çıktı.
Bir yanım kağıdı aç ,diyer yanım açma diyor acaba açıp gerçekleri öğrensem mi? Yoksa bu kağıdı sonsuzluğa doğru ,rüzgâra savursam mı?
Kâğıdı yavaşça açtım kâğıtta
-DNA testi sonucunda %99.9 uyuşmaktadır.-
yazıyordu. Yani Yusuf hoca benim babam mı? Hemen telefonu elime aldım ve Yiğit'i aradım.
"Efendim Aminem." dedi.
"Gülüm... Yusuf hoca benim babammış." dedim.
"Ne gerçekten mi?" dedi.
"Eğer şehir dışında olmasaydım gelirdim yanına ama biliyorsun işte babamın işleri." dedi.
"Tamam gülüm hadi ben kapatıyorum." dedim ve kapattım.
Yataktan çıktım ,kapıyı açar açmaz karşımda Yusuf hocayı gördüm.
"Amine sen ne diyorsun? Ne babası?" dedi.
Başımı öne eğdim hocaya hiçbir şey söyleyemiyordum.
"Amine kızım konuşsana. Bir şeyler söyle!" diye bağırdı hoca ,ya da artık BABA mı desem?
"Hocam şey ben özür dilerim size haber vermeden hareket ettim ama gerçekten mecburdum." dedim.
"Mecbur falan değildin bana danışabilirdin. Neden danışmadın!" diye bağırdı. Ağlamaya başladım.
"Ya ben kötü bir şey yapmadım. Babamın kim olduğunu öğrenmek benimde hakkım." dedim.
"Hakkın falan değil bu yaşına kadar nasıl geldiysen öyle büyüseydin!" diye yine bağırdı.
"Ya konuşmayın lütfen yeter ,lütfen siz yıllar boyunca babasız büyümek ne demek biliyor musunuz? Hayır bilmiyorsunuz. Çünkü dedem Muhammer ile beraber büyüdün. Dedem her zaman sizin yanınızdaydı hiç bir zaman yanı başınızdan ayrılmadı. Siz düştüğünüzde sizi kaldıracak bir babanız vardı en aznıdan. Her darbe aldığınızda ,yaralandığınızda yaralarınızı tek tek saracak bir babanız vardı. Ama benim yoktu ne düştüğümde beni kaldıracak ,ne de yaralandığımda yaralarımı saracak bir babam vardı benim. Direndim yaşamak için direndim bu zamana kadar geldim ,ama bide bana sorun ben bu zamana kadar nasıl geldim. Ya tâkâtim kalmadı artık! Ben yıllardır arıyorum babam kim? Babam nerde? Oda benim gibi aç mı? Oda benim hasretimi çekiyor mu? Geceleri gözüme uyku girmiyodu benim. Babam rahat mı?  diye düşünürken. Yeter artık canımın daha çok yanmasını istemiyorum ben! Canım yanıyo benim canım. İşte tam şuram yanıyo ,acıyo hemde çok acıyo!" dedim işaret parmağımı kalbime vurarak.
Yüzüme dahi bakmadan aşağı indi koşarak. Kapıyı sertçe çarptı ve çıktı.
Kapı çaldı. Pişman oldu galiba ama bu kadar çabuk pişman olunmaz. Aşağı indim ve kapıyı açtım.
"Gönnaaaaayyydıın."
"Hatçem hoşgeldin." dedim ve ona sarıldım.
"Kanka noldu ,niye ağlıyon?" dedi ve oda bana sarıldı.
İçeri geldi odama gittik ve kitaplığımın yanında yerdeki 2 karşılıklı armut koltuklara oturduk.
Olanları Hatice'ye anlattım.
"A-a kanka bir daha burda kalmıyorsun toparlan bize gidek." dedi.
"Vallaha kanka o kadar yorgunumki hayır diyemem. Artık o adamın evinde kalmak istemiyorum."
"Hah tamam." dedi.
"Ya da yok burada kalacağım kanka. Annenlere ayıp olur." dedim. Zor olsada ikna ettim Hatice'yi.
"Tamam o zaman gel biraz gezelim parkta." dedi.
"Tamam kanka." dedim. Hazırlandık. Biz tam çıkıyorduk ki kapı açıldı. Yusıf hoca ve elinde alet çantası olan bir adam içeriye girdi.
"Hangi kapı abi." dedi adam. Hoca çıkış kapısını gösterdi. Onları dinliyormuş gibi görünmek istemedim ve hemen çıktık.

Saat 11.27

Parkta gezdik uzun bir süre ,dertleştik derdomla yaralarımızı sardık.

Saat 21.43

Bahçe kapısının önüne geldik.
"Hadi ben gideyim kanka annemler merak etmiştir." dedi.
"Ya kanka kusura bakma vallaha çok özür dilerim saat baya geç oldu." dedim mahçup bir şekilde. Yamur yağmaya başladı aniden.
"Yok kanka ya sıkıntı yok nolcak zaten babam işte evde değil kızmaz." dedi.
"Hadi hadi git yağmur hızlandı." dedim.
"Tamam hadi görüşürüz kanka." dedi ve montunu kafasına geçirip koşmaya başladı.
Bahçeye girdim anahtarımı çıkarttım. Bi terslik var kapı açılmıyo. Anahtarı daha yeni aldım ama ben.
"Hocam kapıyı açar mısınız?" diye bağırdım. Işık yanıyodu ama kapıyı açan yoktu. Şimdi oturuyo parçalar yerine. İçeriye alet çantası ile giren kişi çilingirdi kapının anahtarını değiştirdi. O yüzden hoca kapıyı gösterdi. Her şey benim yüzümden.
"Hoca-... Baba. Aç kapıyı lütfen." dedim ve kapıyı yumruklamaya başladım.
Bahçenin ortasına geçtim ve üst kata bakarak ;
"Baba aç kapıyı ben geldim." diye bağırdım. Ama kapıyı açan yoktu. Hava kapkaranlıktı ve yağmur şiddetini artırmıştı.
"Baba aç kapıyı yapma bana bunu. Haketmiyorum ben bu muameleyi. Lütfen yapma ben yıllardır seni arıyorum. Çok özledim seni yapma bana bunu. Baba!" diye bağırdım. Yerdeki ıslak kuma yani çamura oturdum ve yumruk atmaya başladım. Burnum kanıyodu başım dönüyordu ve ilaçlarım içerideydi.
"Baba burnum kanıyo. Hadi gel sar yaralarımı!" diye bağırdım. 5-6 dakika ses çıkmadı. Büyük ihtimal duygu sömürüsü yaptığımı düşünüyor.
"Baba ilaçlarım içeride burnum kanıyo aç kapıyı yalvarırım!" diye bağırdım. Burnum hala kanıyodu ve yağmur dahada şiddetlenmişti benim babam olarak kabullendiğim adam vicdansızın tekiymiş.
"Ya sende insaf yok mu? Ben senin kızınım yalvarırım aç şu kapıyı. Yaralarımı sar benim. Baba ben Ömer'imi özledim ,annemi özledim ,seni özledim yapma böyle!" diye bağırdım.
"Ben Ömer'in ,annemin yanına gidiyorum!" diye bağırdım son bir kere ve ıslak bedenimi cıvık çamurdan kaldırdım. Titreye titreye ağlaya ağlaya mezarlığa geldim. Şimdi çoğunuz burada olsa korkardınız ama ben artık alıştım geceleri yetimhaneden kaçıp buraya annemle ve Ömer'imle dertleşirdim. Zaten neden korkayım ki onlar ölü onlar birer beden yanlızca ,bizim gibiler onlar bana bir şey yapamazlar. Eğer ben istersem onlara bir şeyler yaparım istersem kaldırır şuradan şuraya vururum istersem yanlızca yanlarından geçer giderim. İşte ben yanlarından geçip gitmeyi tercih ediyorum uzun zamandır.
Annemin ve Ömer'in mezarının yanına gittim. Mezarlar yanyana ortalarına geçtim. O mezaların içinde ikisininde yanmış bedeni vardı. Birinde gencecik annemin diğerinde ise Ömer'imin 3 yaşındaki minik bedeni var.
"Ömer biliyon mu? Ben babamı buldum. Bizim babamızı annemin kocasını. Yaramı saracak olan babamı. Ama o benim yaramı sarmayı istemedi. Sadece yaramı sarmayı değil beni istemdi babam." dedim ve haykırarak ağlamaya başladım. Sonra anneme döndüm.
"Anne babam beni istemedi. Beni böyle kalp kırıklarımla bırakmayı tercih etti." dedim. Burnum hâlâ kanıyodu ilk defa bu kadar uzun sürdü burnumun kanaması. Sağanak yağmur devam ediyordu. Saçlarım yapyaş kıyafetlerim çamur içindeydi.
"Ömer ,anne bana yardım edin kalkın şurdan yardım edin bana." dedim topraklarını sıkarak.
"Ya anne o benim babam adım gibi eminim ben. O adam benim babam." dedim.
Ellerim uyuşmaya başladı. Hissetmiyorum parmaklarımı. Dilim damağım kupkuru. Etraf zaten kapkaranlık şu aydan başka etrafı aydınlatan hiçbir şey yok. Ayağa kalktım yürümeye çalışıyordum bir kaç adım attım. Annemin mezarının kenarındaki mermere oturdum zarzor. Gözlerim kararmaya başladı. Tek bi kelime çıktı ağzımdan.
"BABAM."
Canımı tek bir günde ne kadar çok yaktı. Ama bunun farkında değil. İçim yanıyo benim. Defalarca kez üzülmek ne kadar zor biliyor musunuz? Ben çocukken düştüğümde anne diye ağlamadım hiç ağlayamadım çünkü eğer öyle ağlarsam yanıma kimse gelmez biliyorum ,ben hep Zehra ana diye ağlıyordum. Okuldan çıkınca beraber ödevimi hiç yapmadım Ömer'le ben hep Eren ve Arda'yla yapardım ödevlerimi. Hiç araba tamir ederken babamı izlemedim ben hep Zehra anamın kocası Adem abiyi izlerdim. İşte bakın böyleydi benim hayatım her resmimde eksikler olurdu anneler gününde hediyeyi Zehra sultana götürürdüm. Herkes kardeşine hediye yapıp götürken ben Eren'le Arda'ya götürdüm hediyeleri. Babalar gününde herkes hediyesini babasına götürürken ben Adem abime götürürdüm. Hep bir yanım eksikti benim ,eksik kalmaya devam edecek gibi duruyor.
Her zaman her dakika özlediğim eksikliğini hissetiğim kişiler olarak kalacaklar annem ,Ömer ve BABAM...

                                  ***

Kitabımı okuduğun için teşekkür ederim güzel insan...❤❤❤

(Yazardan not= Lütfen oy vermeyi unutmayın. Kitabım için görüşlerinizi yorumlarda belirtebilirsiniz.🤗)

RÜYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin