7.Bölüm : DNA TESTİ

56 3 0
                                    

Kahvaltıdan sonra çay içtik ,telefonum çaldı. Hatice arıyordu.
"Kusura bakma buna bakmam lazım." dedim ve cevap vermesini beklemeden telefonu açtım.
"Kanka sen nerdesin ya?" dedi Hatice.
"Kanka bi sakin ol ben şuanda Yiğit'le beraberim." dedim.
"Uwuuuu." dedi. Allahım bu kızın aklı nelere çalışıyo ya,gerçi bana çekmiş.
"Ya kanka bi susya." dediğimde Hatice güldü.
"Of çabuk eve gel. Ev boş bak." dedi. Tövbe tövbe bu kız niyeti bozdu kesin.
"Ne diyon kanka tövbe tövbe. İmana dön Allah aşkına ,hangi ev?" dediğimde Yiğit gülmeye başladı.
"Hatice imandan mı çıkmış?" dedi gülmeye devam ederken.
"Çıkmadı ama bu çıkmayacağı anlamına gelmez." dediğimde daha çok güldü. Abi o kadar güzel gülüyoki yani bana bir ömür ,ne bir ömürü lan 1000 asır böyle kal yanlızca Yiğit'in gülüşünü seyret deseler hiç sıkılmadan ,bıkmadan ,usanmadan durur onun gülüşünü izlerim.
"Kanka ne saçmalıyonya sizin amaan Yusuf hocanın evine gel." dedi.
"Tamam." dedim ve hemen kapattım.
"Ne oldu tatlım?" dedi Yiğit.
"Gülüm Hatice çağırıyo gitmem lazımda benim kusura bakma." dedim çayımın son yudumunu içtikten sonra ,çayımı bardakta bırakamam çay benim canım ,sonra dibinde kalan çayı dökerler Allah korusun ,ziyan olur.
"Tamam ,ben seni bırakayım." dedi. Ay kurban olurum ne kadar düşünceli ,yerim yiaaağ.
"Olur." dedim hiç hayır diyemem o kadar yolu kim yürüyecek? Üşenirim. Hesabı ödedi çünkü o ısmarlayacaktı. Arabaya bindik şoföre ilerlemesini söyledi. Eve geldik.
"Hadi görüşürüz tatlım." dedi.
"Gel bi çayımı iç istersen gülüm." dedim.
"Yok saol daha gideceğim çocuklarla maç var." dedi. Israr etmedim çünkü maç onun hayatı maç yoksa Yiğit'te yok tabi benden sonra hele bi maç benden öncelikli olsun onun için o zaman ne yapacağımı tahmin edebilir diye düşünüyorum.
"Tamam o zaman. Görüşürüz gülüm." dedim. Arabanın kapısını kapattım araba ilerlemeye başladı. Son bir kez el salladım sevdiğime ,yüreğine aşık olduğum insana.
Bahçe kapısını açtım ve bahçeye bir adım attım. Kapıya yaklaştığımda çantamdan anahtarımı çıkarttım ve kapıyı açtım içeriye girdim botlarımı çıkarttım ve oturma odasına geçtim sessizce. Hatice kapının karşısındaki kitaplığa bakınıyordu. Arkasından gittim sessiz bir şekilde.
"Bööğ." diye bağırdım.
"Aaaaa!"
"Ya kanka mal mısın?" dedi.
"Hayır kanka değilim."
"Of kanka neyse sen beni neden çağırdın." dedim.
"Hah tamam çabuk bana Yusuf hocanın odasını göster." dedi.
"Kanka napacan Yusuf hocanın odasını." dediğimde tek kaşını kaldırdı.
"Test." dedi.
"Ne testi lan." dedim.
"Ya of bir şeyide didikleme ya." dedi. Cevap vermeden odaya götürdüm. Hiç konuşmadan cebinden küçük bir poşet çıkarttı. Hocanın yastığına göz gezdirmeye başladı ,sonra yastıkta bulduğu bi kaç tel saçı dikkatlice poşete koydu.
Cebinden bir poşet daha çıkarttı yanıma geldi.
"Kusura bakma kanka." dedi.
"Ney için?" dediğimde saçımdan bir tel kopardı.
"Ayh ,acıdı ama." dedim.
"Ben ilk başta özürümü diledim." dedi.
"Ay of neyse ne ya ne yapacaksın bunlarla?" dedim.
"Ben bir halt yedim ama bana kızma." dedi.
"Of iyi tamam söyle." dedim. Ona kızmayacağımı söylemedim sadece tamam dedim yani kızmayacağım anlamına gelimiyo.
"Hani Atlas abim varya." dedi mahçup bir şekilde.
"Eee." dedim.
"Hastanede labaratuvar bölümündeya işte ben onla konuştum 'Sana iki tane saç teli getirsem DNA testi yapar mısın?' dedim oda bana 'Tamam' dedi." dedi.
"Yoksa doğru şeyi mi anladım?" dedim. Bu sefer inanıyorum Yusuf hoca benim babam.
"Evet kanka sizin saçınızı götüreceğim." dediğinde sarıldım ona.
"İyi ki varsın kanka ,iyi ki benim kankamsın." dedim.
Kapı çaldı koşarak aşağı indim kapıyı açtım.
"Tatlım telefonunu unutmuşsun." dedi Yiğit.
"Ya çok teşekkür ederim gülüm." dedim.
"O zaman görüşürüz." dedi. El salladım. Tam arkasına döndü gidiyordu.
"Enişteeğğ." diye bağırarak geldi Hatice.
"Efendim eniştesinin balı." Bal mı? Yiğitin tek balı ,tatlısı ,gülü ,kuzusu yani kısacası herşeyi ben olabilirim. Neyse kıskandığımı dışa vurmayayım.
"Şey enişte bizi hastaneye bırakır mısın?" dedi.
"Ya bırakırım ama kötü birşey yok demi tatlım?" dedi Yiğit.
"Ya yok birşey ben sana yolda anlatırım." dedim. Hatice ile hemen montlarımızı ve çantalarımızı alıp hemen çıktık. Yol boyunca olanları anlattım Yiğit'e.
"Tatlım en baştan neden anlatmadın?" dediğinde boğazımın düğümlenmesine sebep olan gözyaşlarımın akmasını izin verdim.
Artık gerçekten çok ağır gelmeye başladı bütün bunlar bana ya neden ben? Neden bütün bunlar benim başıma geliyo? Ben mutluluğu hep uzaklarda aradım oysaki mutluluk yanıbaşımdaymış mutluluk Yiğit'teymiş benim Yiğidimdeymiş ,tüm kalp kırıklarımın tedavisi ondaymış ,tüm dertlerimin devası ondaymış.
Başım dönmeye başladı.
"Aminem iyi misin?" dedi.
"İyiyim ,çantam ,ilaç." dedim konuşmakta zorlanırken. Yiğit hemen çantamdan ilacımı bulup bir şişe su ile bana uzattı. 5-10 dakika sonra rahatladım. Zaten hastaneye varmıştık.
Arabadan iner inmez Yiğit koluma sarıldı.
"İyiyim ben gülüm birşeyim yok merak etme." dedim elini tutarken.
"Öhöm ,öhöm." diye öksürdü Hatice 'Bende buradayım.' der gibi. Yiğitle beraber güldük.
Hastaneye girdik. Ve labaratuvar bölümüne Atlas abinin yanına gidip DNA örneklerini verdik. Ama Atlas abi o testin benim için olduğunu bilmiyor.

Bir kaç gün sonra Salı günü

Sabah kulaklarımı çınlatan o tiz alarm sesi ile açtım gözlerimi. Yusuf hoca hızla odama girdi.
"Amine bu ne?" dedi elindeki kağıtları bana göstererek.
"O ney hocam?" dedim hocanın elindeki kağıtları elinden alırken.
Rüya demiştik de mi? Evet sanırım gerçekten rüya. İnsanın canını yakan bir rüya kalp kırıkları ile dolu yalanlar ile dolu bir rüya. Yeni ,yepyeni beyaz bir sayfa açılmış bir rüya. Hiç uyanmak istemeyeceğiniz ama bazı yerlerde zorlada olsa uyanmak isteyeceğiniz bir rüya. Ben 3 yaşından beri babasızım ,siz bilir misiniz baba sevgisinden mahrum bir şekilde insan nasıl büyür? Nasıl büyümek ister? Yüreğindeki boşluğu nasıl doldurur? Babası olmadan ilk oyuncak bebeği ile nasıl oynar? Yemek yerken yemek masasında baş köşesinde babanın oturmaması nasıl bir şey biliyor musunuz? Okuldan döndükten sonra ödevlerimi yaparken babandan ,annenden ,kardeşinden yardım isteyememek ,onlara okulda yaşadıklarını anlatamamak ne demek biliyor musunuz? Anneler gününde ,Babalar gününde tüm arkadaşlarının annesi ve babası ile gelip onlarla oyunlar oynayıp sizin bir köşeden onları izleyip de onlara imrendiğiniz oldu mu hiç?
İşte ben bunların hepsini yaşadım.
Sırlarımı ,mutluluğumu hatta oyuncaklarımı paylaşacak bir kardeşim olmadı mesela ,beraber parkta futbol oynayacak bir kardeşim olmadı benim.
İşte ben bunlarında hepsini yaşadım.
Mutfakta beraber yemek yapabileceğim bir annem olmadı ,düştüğümde beni kaldırıp yaralarımı saracak bir annem olmadı benim.
Bana en çok eksikliği babam hissettirdi neden bilmem. Zehra sultan babama daha düşkün olduğumu söylerdi. Tanışıyormuş annemle ve babamla.
Canım yanıyo ,yüreğim parçalanıyor ve kimse benim yaralarımı sarmıyordu ,aksine daha çok canımı yakıyorlardı.

                               ***

Kitabımı okuduğun için teşekkür ederim güzel insan...❤❤❤

(Yazardan not= Lütfen oy vermeyi unutmayın. Kitabım için görüşlerinizi yorumlarda belirtebilirsiniz.🤗)

RÜYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin