19.Bölüm : YANGIN 🔥 (Sezon Finali)

66 4 4
                                    

1 Hafta sonra

Yetimhaneden tanıdığım bir abla vardı Esra abla öz ablam gibiydi, ama bir gün onunda bir ailesi olmuştu. Anlaşmıştık onunla o beni sevgilisiyle tanıştıracaktı olunca bende onu. O gün gelmişti. Bizim evde buluşacaktık.
"Amine bir kız geldi senin ablan olduğunu söyledi. Bir baksana." diye bağırdı Semra abla.
"Abla gelsin içeri tanıyom ben." diye bağırdım. Aradan çok geçmeden odanın kapısı açıldı.
"Amine'mmm" dedi Esra abla.
"Ablam." dedim ve ayağa kalktım. Biraz sarıldık ağladık.
"E hadi hazırlan gidelim." dedi.
"Tamam." dedim. Mavi tuniğimi ve siyah pantolonumu giydim.
"Tamam hazırım ben hadi gidelim." dedim.
"Makyaj yapmayacak mısın?" dedi.
"Yok abla ne makyajı saçmalama." dedim.
"Yok olmaz öyle." dedi. Ay beni zorla oturtup bana makyaj yaptı. Tuvalete gitme bahanesiyle sildim.
Önce Esra ablamın sevgilisi Berk'le buluştuk sonrada buluşacağımız yere gittik saat 13.15'te oradaydık. Bir süre sonra Yiğit geldi. Esra abla ve Berk abi gitti. Bizde biraz gezelim dedik çünkü banklar yaştı yağmur yağmıştı dün gece.
Gezerken salyangozların olduğu yola girdik.
"Yiğit burdan gidek yaa." dedim.
"Olmaz Amine burdan gideceğiz." dedi. Zorla beni o yoldan götürdü, zaten salyangozlardan huylanıyom bilerek ordan götürdü. Ve beklenen an...
Katil olduummmmmm!
Gezerken çatırtı sesi geldi. Keşke o adımı atmasaydım.
"Yiğit basmadım de mii?" dedim.
"Kestane o ya." dedi. Dönüp baktım. Al işte salyangoz.
"Hee kestane salyangoz bu." dedim.
Sürekli bana katil oldun diyip duruyodu. Bide bilerek o yollardan götürüyodu.
Ve yine bir çatırtı sesi geldi. Bu sefer benden değil, Yiğit'ten geldi. Oda katıl olmuştu. Salyangozlar bize savaş açacak diye ödüm patlıyodu gezerken.
Yiğit'ten ayrıldıktan sonra Esra ablayla birlikte Berk abiyi evine bıraktık. Sonra Esra abla kendi evine bende kendi evime gitmeye başladım. Yolu çoktan yarılamıştım, eve çok yaklaşmıştım ve etraf çok yoğun bir şekilde is kokuyordu, gökyüzüne baktığım sırada büyük bir duman gördüm, ardından bağrış sesleri ilişti kulaklarıma.
"İtfaiyeyi arayın!"
"Yardım edin ev yanıyo!"
"İçeride kimse var mı?!"
Bağrışmalar arttıkça adımlarımı daha çok hızlandırdım. Eve gelmiştim. Hayır, gerçek değil, rüya görüyorum veya geçmişe döndüm. Koşarak bahçeye girdim.
"Babaaaaa!" diye bağırarak evin kapısına koştum. Hikmet amca hızla tuttu beni.
"Amine sakin ol! Kendini alevlerin içine atamazsın!" dedi.
"Ben o alevlerin içinde yansam ne çıkar?! Babamı ikinci kez kayıp edeceğim! Ailemi kayıp edeceğim!" diye bağırdım ve Hikmet amcanın kollarından kurtulup kendimi alevlerin içine attım. Evet ev yanıyodu. Üstelik babam, Semra abla ve çocuklar içerideydi.
Kolumu yüzüme siper ettim.
"Babaaaa! Semra ablaaa!" diye bağırdım.
Ses yok...
Biraz daha ilerledim.
Ses yok...
Biraz daha ilerledim.
"Korkma Deniz." Evet bir ses duydum, Ömerdi bu.
"Ama Ömer öleceğiz bizde." diye ağlamaya başladı Deniz. Bizde mi? Başka kim öldü ki?
"Tamam korkma Deniz, ablam gelir az sonra kurtarır bizi." dedi Ömer sakinliğini korumaya çalışırken. Sesleri mutfaktan geliyordu. Koşarak mutfağa gittim. Kapı kapalıydı ve yanıyordu.
"Ömeeer!" diye bağırdım.
"Abla yardım et!!!" diye bağırdı Ömer ve Deniz.
"Kapının arkasından çekelin!" diye bağırdım ve alevler içinde yanan kapıya tekme attım, açılmadı. Hızla geri çekildim ve omuz attım kapıya, bu defa açıldı. Kolumdaki o yanık sızısıyla yere düştüm.
Çocuklar alevlerin etrafından koşarak yanıma geldi.
"Abla, kurtar bizi!" dediler. Nefes alamıyordum ama direnmeliydim. Kapının önüne büyük bir odun parçası düştü çıkış imkansız gibi görünüyordu.
"Babamlar nerde?" dedim.
"Salondalar, bayıldılar." dedi Deniz.
"Tamam korkmayın. Çıkarıcam sizi burdan." dedim. Ayağa kalktım, ayağımla kapının önüne düşen oduna hızla vurmaya başladım, amacım onu kapının önünden uzaklaştırmaktı. Kolumdaki yanık acısını bacağımda da hissetmeye başladım, yanmıştı kolum ve bacağım. Nihayet kapıdan çıkılacak yer açmayı başarmıştım.
"Çocuklar sizi tek tek çıkaracağım önce hanginizi çıkara-..."
"Deniz'i çıkar abla ben beklerim hadi!" diye bağırdı Ömer, Deniz'i hızla kucağıma aldım ve koşmaya başladım. Kapıya yaklaştığımızda Deniz'i bıraktım.
"Koş Deniz, arkana bakmadan koş, bekleme koş!!!" diye bağırdım. Deniz koşmaya başladı ve kapıdan çıktı. Bende hızla mutfağa gittim.
"Ömer ablacım gel buraya!" diye bağırdım. Ömer koşarak yanıma geldi. Onu kucağıma aldım ve hızla ilerlemeye başladım.
"Abla dikkat et!!!" diye bağırdı Ömer. Yukarıdan yanan bir odun düşüyordu. Kendimi Ömer'e siper ettim. Odun benim sırtıma düştü. Acıya dayanmam lazımdı yoksa Ömer sağ salim çıkamazdı. Acıya aldanmadan kapıya koştum, sanırım sırtıma düşen odun sırtımı yakıp yaralamıştı. Kapıya yaklaştığım zaman Ömer'i bırakıp kapıyı işeret ettim parmağımla. Oda kapıya doğru koştu ve gitti.
Sıra babamlardaydı, umarım iyilerdir aynı acıyı yaşamak istemiyorum, babamı yine kaybetmek istemiyorum.
Düşen odun parçaları salona giden yolu engelliyordu. Hepsini ayağımla iterek salona doğru gittim. Mutfağın kapısı gibi burasıda kapalıydı ve yanıyordu. Hızla tekme attım kapı yanarak çürüdüğü için çok fazla zorlamama gerek kalmadı hemen açıldı. İçeriye göz gezdirmeye başladım ama nafile, dumandan gözümü açamıyordum. Kafama düşen oduna karşı direnemedim, bayıldım.
Gözümü açtığımda yangın sönmüştü. Hâlâ salondaydım
"Uyandınız mı?" dedi bir abla. Olumlu anlamda başımı salladım.
"İyi misin?, ambulans geliyor" dedi abla.
"İyiyim. Ambulans falan istemem." dedim ve hemen ayağa kalktım. Çok fazla ısrar etmesine izin vermedim. Ben kapının önünde bayılmıştım. İçeriye girdim. Ama keşke girmeseydim. Gördüğüm manzara karşısında dayanamadım istemsizce bağırdım.
"Aaaaa!!! Hayııııırrr! BABAAAA!!!" Allah'ım nolur rüya görüyor olayım. Karşımda babamın yanmış bedeni vardı. Cansız bedeni.
Babamın yanına diz çöktüm.
"Ba-..." ağlamaya başladım.
"Baba kalk. Nolur bırakma beni. Biz bir aileyiz kalk!" diye bağırdım.
İnsanlar içeriye girmeye başladı.
"ÇIIK!!! ÇIKIN!" diye bağırdım. Onlarda diretmeden çıktı.
"Baba hadi kalk beni yarım bırakma. Yaa kalk bana bu acıyı ikinci kez yaşatma! Canımı yakma daha fazla. Beni sensiz bırakma çocukları sensiz bırakma. Yakma onlarında canını. Toprak değil seni biz istiyoruz. Ya söz vermiştin lunaparka gidecektik. Söz vermiştin pamuk şeker alacaktın bana. Söz vermiştin baba hani sözünden dönmezdin sen. Baba çok ağır yaralıyım, ama gönülden, söz sana kimseden medet ummayacağım, kimseye boyun eğmeyeceğim. Ya baba bırakma bizi bırakma, bırakma." dedim babamın cansız bedenine.
Bu sefer gerçekti, gözlerimle görmüştüm babamın yanmış bedenini. Bir insan yaşadığı bir acıyı tekrar nasıl yaşardı? Aynı acının verdiği güçsüzlüğü, aynı acının verdiği yükü nasıl sırtlardı? Aynı şey için nasıl göz yaşı dökerdi?
Ne demiştik 9.Bölümde.
Her güzel şeyin bir acı sonu vardır demiştik. Bizim yeni kurulmuş ailemizin, babam ve benim acı sonumuzda YANGIN oldu...🔥🥀🥀🥀

***

Kitabımı okuduğun için teşekkür ederim güzel insan...❤❤❤

(Yazardan not= Lütfen oy vermeyi unutmayın. Kitabım için görüşlerinizi yorumlarda belirtebilirsiniz.🤗)

RÜYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin