14.Bölüm : HASRET

37 4 1
                                    

1 hafta sonra Salı günü

Ramazan bayramı biteli bir kaç gün oluyor yanlızca, evde Demir abim ile yanlız kalıyoruz herkes gitti. Hayat ve Hafsa Edirne'ye gitti Eren ve Arda'da onları bırakmak için gittiler, hem de bu bayram orada kaldılar. Bugün geliyorlar.
Hemen telefonumu elime aldım ve saate baktım, saat 09.37 çocukların gelmesine çok az kalmıştı saat 10.00'da burda olacaklarını söyledi Arda. Bugün anlaştık okula gitmeyeceğiz diye sebebini öğrenirsiniz zaten az sonra.

Bir kaç saat sonra

"Ya biraz hızlı olun ama lütfen geç kalacağız." diye bağırdım ayakkabılarımı giyerken.
"Ya tamam geliyoz." dedi Eren.
"Eren piknik sepeti ve sofra bezi sende mi?" dedi Hafsa.
"Sepet bende de sofra bezi kimde onu bilmiyom." dedi Eren.
"Oda bende." diyerek geldi Hayat.
"Ya keşke bana biraz yardım etseniz, tek elle bir şey taşımak zor oluyo biliyor musunuz?" dedim alaycı bir şekilde.
Ha ben size söylemedim de mi? Biz beden dersindeydik Hayat'ın eski dershaneden arkadaşı Furkan Ali'nin de dersi boşmuş, biz futbol oynuyorduk kızlarla, ben kaledeydim yani sırayla atıyolardı ben de gelen topları tutuyodum. Ali'de bir kenara geçmiş bize bakıyodu, Hayat'a laf atıyodu. Ben de biraz sinirlendim.
"Yiyosa gel sen at lan." dedim.
"Yok ben futbolda iyi değilim." dedi. Ama ben çok ısrar edince geldi. Bir görmeniz lazım sanarsınız topa değil düşmana vuruyo. Ben de topu tutmak için elimi uzattım ve elimi burktum. O gün hoşuma giden tek şey, bizim alt sınıflardan Göktuğ'un bana söylediği cümle oldu. Elimi burkmadan önce topları hiç kaçırmadan tuttum yani hiç kaçırmadan değil de tek tük kaçırdım, nadiren. Göktuğ ve arkadaşı da bizimle oynadı Göktuğ topu attıktan sonra eee tabi haliyle ben de tuttuktan sonra.
"Şşş Amine aynı Yiğit'e çekmişsin ha." dedi. İlk başta anlamadım.
"Efendim." dedim.
"Aynı Yiğit'e çekmişsin diyom." dedi. Bu seferde anladım ama anlamamazlıktan geldim.
"What dedin gülüm?" dedim.
"Yok bir şey ya." dedi.
Neyse işte neticede benim kolum burkuldu. Biz şimdiye dönelim.
"Dur be Amine'm bekle bi, her şeyi niye kucakladın sen?" dedi Demir abim acele bir şekilde ayakkabılarını giyerken.
"Napiyim geç kalırız diye." dedim.
"Tamam o zaman bir daha yapma tamam mı?" dedi elimdekileri alırken. Arkamdan bir korna sesi geldi, irkildim birden, elimdeki top poşetini yere düşürdüm. Arkama döndüğümde Yiğit arabadan indi onu öyle özlemiştim ki hemen boynuna atladım, ben sarılınca oda bana sarıldı.
"Ya nerde kaldın sen çok özledim ben seni." dedim sarılmaya devam ederken. Kendini geri çekti Yiğit yüzümü avuçlarının arasına aldı.
"Geldim bir tanem, geldim." dedi ve alnımdan öptü.
"Höst lan. Yavaş ol. Kıza yürümene bir şey demedik diye ne koşuyon?" diye kızdı Eren.
"Pardon ya çok özür dilerim sevdiğimi öpmek için senden izin almam gerekliydi, unutmuşum." dedi Yiğit dalga geçercesine.
"Evet izin alman ge-..."
"Ay of tamam yeter gidek artık zaten Yiğit yarın gidiyo. Biraz zaman geçirelim dedik iyi ki." dedim suratımı asarak. Evet doğru duydunuz Yiğit yarın gidiyo. Ordu'ya gidiyo maçı var. Demiştim size okul futbol takımında diye. 4 gün kalacaklar bu sefer, eğer kazanırlarsa ve finale kalırlarsa 5 gün kalacaklarını söyledi Yiğit.
"Bana bakın lan Eren, Yiğit üzmeyeceksiniz bu kızı." dedi Demir abim.
"Vallaha ben üzmemde abi Eren'i bilemem." dedi Yiğit.
"Bana bak Demir asıl bu çocuk üzer benim asenamı ama ben üzmem." dedi Eren.
"Ya tamam gerçekten yeter lütfen." dedim hızlıca aralarına girerken.
"Tamam bir tanem, hadi arabaya bininde gidelim." dedi Yiğit. Eşyaları bagaja yükledikten sonra bizde arabaya bindik ve sonra Aslı ve Damla'yı almak için Damla'gile gittik, onlarıda aldıktan sonra doğru piknik yapmak için ormana geldik. Orman dediğime bakmayın etrafta çok fazla ağaç yok banklar var, yürüş alanı var ve bir dere var.
"Hadi siz hazırlayın burayı biz Amine ile gezeceğiz de mi tatlım?" dedi Yiğit.
"Öyleymiş. Biz gidiyoz o zaman." dedim.
"Tamam hadi gidin bakiyim. Yiğit, bacım sana emanet." dedi Demir abim.
"Tamam abi." dedi Yiğit. Vallaha Yiğit'e helal olsun Eren kaç yıldır Demir abim ondan büyük olmasına rağmen ismiyle hitap ediyo ama benim canım öyle mi? Hayır değil o alıştı hemen abi diyo abime.
Yiğit'le yavaş yavaş ağaçların sıklaştığı ıssız bir yola doğru ilerlemeye başladık.
"Ya Yiğit sen gitmesen." dedim.
"Olmaz Amine gitmem lazım." dedi Yiğit. Buda demek oluyo ki sadece ben Yiğit olmadan yapamıyomuşum. Nasıl ki ben Yiğit'siz yapamıyom futbol takımıda Yiğit'siz yapamıyormuş.
"Ya ama ben seni çok özlerim be gülüm." dedim.
"Ben özlemez miyim sanıyon?" dedi.
"Ya yok öyle değilde ne bilim işte." dedim.
"Ya sen şimdi böyle yapıyosan ben askere gidince napacan?" dedi.
"O zamanda bakarız çaresine." dedim. Damla geldi, ellerini yüzüne kapatmıştı.
"Biz her şeyi hazırladık hadi gelin." dedi, zar zor gözleri kapalı bir şekilde yürümeye çalışırken.
"Kanka açsana gözünü." dedim.
"Ha siz müsait misiniz? Ben siz müsait değilsiniz diye şeyttiydim." dedi.
"Ya rabbim ya sizin kafanız nelere çalışıyo oğlum ya." dedim.
"Acaba bizi kim bu hale getirdi düşün bakalım." dedi. Sanırım bendim.
"Sus kız ben öyle bir şey yapmadım." dedim.
"Yav he he." dedi. Daha fazla uzatmadan piknik alanına gittik.

Ertesi gün Çarşamba günü

Bugün o gündü Yiğit gidecekti. Ya ben onu çok özlerim ama. Of ya sanki o gitmese ne oluyo? Birde bana söz verdirdi üzülmek yok öbür seferki gibi diye. Hayır yani kolay mı? Hadi gelde şimdi sözünü tutma.

Saat 07.30

Alarm sesi ile araladım gözlerimi, herkesi kaldırdım, hazırlanıp çıktık. Yiğit 09.30'da okula geleceğini söyledi. Her teneffüse çıkışımda bahçe kapısına bakmaktan aramızda büyük bir bağ oluştu bahçe kapısıyla. 3. teneffüste fark ettim Yiğit'in geldiğini. Dışarıya çıktık kızlarla bu seferde okulun kapısını gözetlemekle uğraştım. Zil çaldı hemen sınıfa çıktık, ya biz dersteyken giderse Yiğit.

Öğlen arası

Dışarıya çıktık yine kızlarla. Kantinden aldığım tostu yerken bir yandanda Yiğit'i gözetliyordum. Yarım saat sonra falan, bir servis geldi bahçeye. Benim gözlerim doldu sırf Yiğit'e söz verdim diye ağlamamaya çalışacağım. Yiğit içinde kıyafet olan çantasını eline aldı, bir hocayla konuşuyordu. Konuşması bitince etrafına göz gezdirmeye başladı, göz göze geldik gülmeye başladı Yiğit. Boynumu sağa eğdim, tebessüm ettim amacım ona mutlu görünmekti, boğazım düğümlendi. Hızlıca arkama döndüm ve Hayat'ın yanına gittim çünkü daha fazla Yiğit ile göz göze kalırsam dayanamam bu sefer ondan hiç ayrılmak istemem. Damla'nın arkasındaki tellere vurdum, hızlı vurmuş olacağımki burktuğum elimin sızısını bu kadar çok hissettim. Ellerimin üstüne başımı koydum ve ağlamaya başladım bir kaç saniye bu şekilde kaldım.
"Kanka ağlıyon mu lan sen?" dedi Hayat. Hızlıca sildim gözlerimi.
"Yok lan ne ağlaması." dedim. Hayat'ta hemen inandı. Sizce ben böyle bir anda ağlamadan durabilir miyim?
Yiğit servise bindi. Eğer yanlış görmediysem Yiğit en arkaya oturdu camlar filmli olduğu için pek emin değilim.
"Kızlar en arkadaki Yiğit mi?" dedim.
"Dur bakim. Kanka sence de belli olmuyo mu? Çocuk cama yaklaşmış sana bakıyo." dedi Hayat. Hayat söyledikten sonra emin oldum onun Yiğit olduğundan. Saçlarından tanıdım, ayıptır söylemesi benim canımın saçları çok güzeldir. Servis hareket etmeye başladı. Yiğit cama yaklaştı, servis arayı dönene kadar o bana, ben ona baktım.

3 gün sonra Cumartesi günü

Hatice'gilde oturuyorduk. Zil çaldı Hatice'nin gidiş o gidiş daha gelmedi. O gelene kadar bende Yiğit ile konuşmak için indirdiğimiz bir oyun vardı o oyunu açtım oyunun CHAT kısmına girdim tüm yazışmalarımızı okumaya başladım. Eren, Arda ve Hatice birden açtılar kapıyı ve hepbir ağızdan.
"🎶Telefonun başında çaresiz bekliyorum. Bekliyorum ama çalmayacak biliyorum.🎶" diye bağırarak şarkı söylemeye başladılar.
"🎶Yüreğim diyor ki. Boşuna bekleme.🎶" diye bende şarkıyı devam ettirdim. Hep beraber güldük. Ama ben bir yandan da ağlıyordum çok özlemiştim Yiğit'i. Vallaha sanarsınız asırlar geçti ben Yiğit'i görmeyeli yemin ederim.
Ben Yiğit'i çok özledim ya şuan lafı hiç uzatamayacağım kelimeler kifayetsiz şuan duygularımı anlatmaya çünkü. Ne deniyordu bu duyduya? Hah hatırladım. HASRET...🥀🥀🥀

***

Kitabımı okuduğun için teşekkür ederim güzel insan...❤❤❤

(Yazardan not= Lütfen oy vermeyi unutmayın. Kitabım için görüşlerinizi yorumlarda belirtebilirsiniz.🤗)

(Yazardan not 2= Bölüm kapağındaki resim kendi çizimimdir. Resimde yazan sözler çok sevdiğim bir şarkının sözleri.)

RÜYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin