(FİNAL) 20.Bölüm : YANGININ İZLERİ

124 6 10
                                    

Bir kaç gün sonra

Babamın ölümü herkesi sarsmıştı. Semra abla yaşıyordu fakat komadaydı. Çocuklar yetimhanedeydi babamın cenazesini bugün defnedecektik. Canım acıyodu. Babam yaşasaydı ben razıyım yanında olmamaya, beni sevmemesine, evlâdı yerine koymamasına. Daha yeni bir hayat kurmuştum, 5 kişilik yeni bir ailem olmuştu onlara o kadar çok alışmıştım ki. Peki ya Semra abla yaşamazsa. Hergün bana kim yazacak akşama ne pişeriyim, canın ne istiyor? diye. Benim annem olmuştu. Kimseye bir daha anne demem demiştim, kimse annemin yerini dolduramaz demiştim, ama Semra abla benim gerçekten annem gibiydi, gibiydi değil, annemdi.
Hayat, Damla, Aslı, Hafsa ve Şebnem ile tuttuğumuz evdeydim. Odada yanlız başıma oturuyodum. Kızlar içeri girdi.
"Kanka, hastaneye gitmen lazımmış. Otopsi için imzan gerekliymiş." dedi Hayat.
"Ne otopsisi ya!" dedim.
"Ölüm sebebi ne onun için." dedi Damla.
"Yandı yandı ölüm sebebi çok belli zaten!" dedim ağlayıp bağırırken.
"Prosodür gereğiymiş kanka." dedi Aslı. Cevap vermedim başımı salladım. Hazırlanıp çıktım evden.
Hastaneye varmıştım. Otopsi için imza attım. Bir saatte çıktı sonucu, ardından babamı tabuta koydular, mahallenin esnafı ve komşular tabutu sırtladı, cenaze aracına doğru gitmeye başladılar. Hareket edemiyodum öylece bir köşede babamın gidişini izliyodum. Omzuma değen el ile irkildim, başımı kaldırdım.
"ANNE!" diye bağırdım.
"Yavrum benim." dedi Zehra ana. Sarıldı bana. Bir süre böyle durduk. Tabuta doğru koştum. Tabutun ucundan tuttum.
"YA ALLAH AŞKINA BIRAKIN BABAMI." diye bağırdım. Zehra ana geldi yanıma. Omuzumdan tuttu.
"Dayanmalısın, bende babamı kaybettiğim zaman senin kadardım." dedi.
"Yıkılmadan ayakta kal, emin olki babanda bunu isterdi." dedi ve sarıldı bana.
Biz konuşurken cenazeyi çoktan araca bindirmişlerdi bile. Araba hareket etmeye başladı.
"BABAAA!" diye bağırarak arabanın peşinden koşmaya başladım. Araba gözden kaybolunca yere oturup ağlamaya devam ettim.
Mezarlığa cenaze aracından önce gelmiştik. Araç geldi, bir kaç kişi tabutu indirmek için yanına gitti. Koşarak bende gittim. Tabuta uzattıkları ellerini iteledim.
"Hayır ya dokunmayın." dedim.
"Amine yapma böyle." diyerek yaklaştı bana kızlar.
"Hadi gel gidelim." dedi koluma girerken Hafsa ve Şebnem.
"HAYIIR! BIRAKIN!" diye bağırdım kollarından çıktım hızla. Tabuta sarıldım ağlamaya başladım.
"Baba gitme, bırakma beni nolur, özlerim seni ben, kim çalıştıracak beni sınavlara?" dedim. Ses gelmiyodu. Aslında normaldi tabuttan ses gelmemesi, sonuçta içinde cansız biri yatıyo, ama ben bi umut cevap bekledim.
"YA GİTME BABA! GİTME BEN RAZIYIM KALMAM SİZDEDE!" diye bağırdım.
"Amine tamam yıpratma kendini gel." dedi Zehra ana bana sarılıp beni tabuttan uzaklaştırırken.
Babamı tabuttan çıkarttılar, kefene sarılıydı. O güzel kokulu babamı, benim için dünyaları bile yakacak babamı mezara koydular.
"ÇIKARIN BABAMI NEFES ALAMAZ ORDA! ÖZLER BENİ BABAM! YAPAMAZ BENSİZ! ÖMERSİZ YAPAMAZ BABAM! KARANLIKTAN KORKAR BABAM! BIRAKIN YA ÇIKARIN ORDAN!" diye bağırdım. Hâlâ ses gelmiyodu. Daha fazla dayanamadım kendimi yere bıraktım.
Az ötede bi cenaze daha vardı, başında genç, benim yaşlarında bi oğlan ağlıyodu.
Ne kadar zormuş, aynı acıyı tekrar tekrar yaşamak. O zaman küçüktüm ne tepki verdim? Ağladım mı annem babam için? Bilmiyorum, hatırlamıyorum, hatırlayamıyorum.. Ama şimdiki kadar canım yanmamıştır adım kadar eminim. Her şey başa sarmıştı, zaman bükülmüştü sanki.

Bir kaç gün sonra

"Baba ben geldim. Özledim seni. Eminim sende beni özledin, adım kadar eminim. Burdan çocukların yanına gideceğim, yetimhaneye onlara hediye aldım, Deniz'e istediği bebekten ve mutfak setinden aldım, Ömer'e istediği arabadan ve silah setinden aldım, ha bide bi tane top aldım ikisine beraber oynasınlar diye. Üç şey aldım onlara çünkü, bebeği ve arabayı sen aldın diyeceğim, mutfak setiyle silah setini Semra abla, topuda ben aldım diyeceğim." ağlamaya başladım.
"Ama böyle nereye kadar gidecek baba. Çocuklar seni görmek isteyince ne diyeceğim.?"
"BABA NOLUR KALK, UYAN!" Tanımadığım bi el dokundu omuzuma, irkildim aniden. Sonra sağ tarafimda bi el bana peçete uzattı. Başımı sağa çevirdim. Bu oydu mezarın başındaki çocuktu.
"Teşekkür ederim." dedim ve peçeteyi aldım gözlerimi sildim.
"Ağlama, sen ağladığın zaman yatan kişi uyanmayacak. Senin çığlıklarını, hıçkırıklarını senden başka kimse duymayacak, yatan kişi duymayacak, senin yaşadığın hissettiğin acıyı o hissetmeyecek. Yıpratma kendini o yüzden." dedi. Haklıydı sözleri çok mantıklıma gelmişti. Başımı salladım olumlu anlamda.
"Çağrı ben bu arada." dedi ve elini uzattı.
"Amine Deniz." dedim ve elini sıktım.
"Memnun oldum Amine." dedi Çağrı.
"Bende." dedim. Yanıma oturdu. Bir süre sessizlik oldu.
"Iıı. Baban mı?" dedi.
"Evet." dedim mezara bakarak. Ve ağlamaya başladım birden.
"İstersen anlat bana içini dök bilirim ben anlatmadıkça daha çok dertlenirsin." dedi. Dünden hazırmış gibi anlatmaya başladım.
"Öyle çok alışmıştımki Babama, Semra abl-..." derin bi nefes aldım.
"Anneme, Ömer'e, Deniz'e. Babam yok artık, annemin hali meçhul, çocuklar desen yetimhanede. Artık bi ailem yok." dedim ağlarken. İnsan derdini anlatırken kim diye hiç dikkat etmiyo derlerdi, evet öyleymiş, zerre umrumda olmadı kim olduğu.
"En azından annen var, emin ol anneni kaybetme acısı kadar canını yakan bi acı yok." dediğinde daha çok ağladım.
"Ya yanlış bir şey mi söyledim ben? Özür dilerim. Ağlama." dedi.
"Hayır yanlış bir şey söylemedin." dedim.
"O zaman neden birden böyle ağladın?" dedi.
"Annemde yok." dedim hıçkırarak. Kaşlarını çattı bana acır gibi. Sarıldı birden bire. Onun kollarında ağlamaya devam ettim. Bir süre sonra kendini geri çekti hızla.
"Kusura bakma. Belki acını paylaşmak istersin diye düşünüp sarıldım." dedi.
"Yok sen iyi düşünmüşsün aslında sağol." dedim. Neden ona bu kadar çabuk ısınmıştım, çok zor bir şey bu normlade benim için.
"Ben gideceğim artık işlerim var." dedim.
"Eee tamam gel ben seni bırakayım. Bisiklet ama ikimzide taşır, zaten kuş gibisin. Bak itaraz istemem." dedi.
"Yok ben kendim giderim." dedim. Israr etmedi. Önce o gitti bende biraz bekledim ve oradan uzaklaştım. Bir süre yürüdüm.
"Ooo selam güzellik." Tanımadığım birisi karşıdan bana doğru gelmeye başladı.
"Ne diyon lan sen." dedim sesimi yükselterek.
"Ooo bayağı asabisin. En sevdiğim." dedi ve saçımla oynamaya başladı. Elini hızla kavradım, ters çevirdim.
"Aaah bırak bırak." diye bağırmaya başladı.
"Bana bak lan gerizekalı bi daha kızlara bulaşmayacaksın duydun mu beni?!" diye bağırdım.
"TAMAM BIRAK NOLUR! BIRAAAK!" diye bağırdı. O bağırdıkça ben bileğini daha çok büküyodum aslında bayağı eğlenceliydi bu. Karşı yokuştan biri geliyodu koşarak.
"Yetiştiiim!" diye bağırarak. Çağrı'ydı bu. Yanıma geldi adama bi yumruk attı. Sonra bana döndü.
"İyi misin? Bırak diye bağırıyodun bir şey mi yaptı sana." dedi. Gülmeye başladım.
"Ben değil o bağırdı." dedim yerde kıvrılan adamı göstererek. Oda gülmeye başladı. Aradan biraz geçti. Adamı gönderdik sohbet falan ettik.
"Ya hadi inat etme gel ben bırakayım seni." dedi.
"Tamam o zaman." dedim. Bisiklete doğru giderken sol tarafımda çantamın kolumdan çıktığını fark ettim.
"Lan getir çantamı!" diye bağırdım. Çağrı hemen bana döndü, hızla çantamı alan kişinin peşinden koşmaya başladık. Adamı yakaladı Çağrı. Bi yumruk patlattı yüzüne.
"Aaa banada ayır biraz lütfen." dedim.
"Ayıpsın gel gel." dedi birazda ben dövdüm.

9 Eylül Cuma

Artık Yiğit'le ayrıldım. Sevmiyorum onu, zerre kadar sevmiyorum. Onu sevmemin sebebi yine o, beni kendinden o soğuttu.

2 gün sonra

Artık herkes dağılmıştı herkes başka okullardaydı, kızların bursu kesildi, Şebnem'in babası parayla gönderiyo onu koleje bende hala burslu olarak gidiyorum.
Bana aldıklarını vermek için Yiğit'le okulun ilk haftası çarşamba günü yani 2 gün sonra buluşacaktık. Ama benim okul öğlen araları dışarı çıkmama izin vermiyordu. Bende 2 gündür bunu düşünüyorum. Yiğit'e gidemeyeceğimi, beni beklememesini ve ona aldıklarımı çöpe atmasını nasıl söylerim diye, bir daha hiç görüşmeyelim konuşmayalım diye. Ama bi çaresini bulmalıydım.

***

Kitabımı okuduğun için teşekkür ederim güzel insan...❤❤❤

(Yazardan not= Lütfen oy vermeyi unutmayın. Kitabım için görüşlerinizi yorumlarda belirtebilirsiniz.🤗)

RÜYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin