15.Bölüm : HEYECANDAN

34 3 0
                                    

Bir kaç gün sonra

Artık Yiğit gelmişti, ona olan özlemim bir nebzede olsa azalmıştı. Bende Aslı ve Damla ile Hatice'gilde kalıyordum. Oyundan konuşuyorduk Yiğit'le.
-'Ya hiç mi dışarıda gezemeyiz.' yazdı.
-'Arada sırada Hayat ile dışarıya çıkıyoruz biz, oturup herhangi bir yerde ders çalışıyoruz istersen sende gel gülüm.' yazdım.
-'Tabi ki hayatım gelirim ben sen ne zaman gideceğinizi yaz yeter.' yazdı. Hemen Hayat'ı aradım.
"Kanka napıyon, nasılsın?" dedim.
"İyiyim kanka." dedi.
"Beni sorduğun için çok sağol, çok düşüncelisin." dedim. Odun bu kız ya cidden.
"Sen nasılsın?" dedi.
"İyiyim bende. Az önce Yiğit ile yazıştık yarın dışarıya çıkalım mı? Ders falan çalışırız." dedim.
"Ay oluur. Tamam yani, hem eniştemlede vakit geçirmiş olurum." dedi.
"Tamam o zaman hadi görüşürüz kanka." dedim ve kapattım. Hemen Yiğit'e yazdım.
-'Ömrüm ders çalışmaya yarın müsait olursan gidelim mi?' yazdım.
-'Tamam canım.' yazdı. Hemen kalktım iki saat üst denedim yarın ne giysem diye, kırk yılda bir olacak bir olay sonuçta Yiğit'le dışarıya çıkıyoz güzel olmam lazım. Bir sürü kıyafet denedikten sonra kırmızı tuniğimi ve altınada siyah pantolonumu giymeye karar verdim. Çantamı hazırlayıp hemen yattım. Ya bir görmeniz lazım gözüme uyku girmedi heyecandan.

Saat 07.30

Sabah alarm sesi ile araladım gözlerimi. Hemen kalkıp hazırlandım. Sonra hep beraber okula gittik.
Okuldayken geldi aklıma biz Yiğit'le ders çalışırken Hayat bizi rahat bırakmaz diye o yüzden Hafsa'yıda çağırdım. Damla'yada çok ısrar ettim ama onun matematik kursu olduğu için gelmedi.

Okul çıkışı

Kızlarla hiç vakit kaybetmeden hemen çıktık. Bir süre Yiğit önden gitti biz onu takip ettik sonrasında biz kızlarla öne geçtik Yiğit bizi takip etti. Ders çalışacağımız yere vardık. Yiğit kalemliğini okulda unutmuştu bendede 2 tane kalem olduğu için birini ona verdim. Ama bi görmeniz lazım nasıl ders çalışıyoruz Yiğit'le başımızı kitaptan kaldırmadık, resmen kitabı hatim ettik o derece, desemde inanmayın boşverin ne gerek var inanmaya. Gerçeklere gelirsek 1 soru çözdük fenden.
"Gülüm ben bu soruyu anlamadım ya." dedim. Sağolsun hemen anlattı. Ama o kadar güzel anlatıyo ki kalemle kitaptaki o yerleri çizişi, o kelimelerin altını çizişi, o soruyu bana anlatırken ki ciddiliği o kadar tatlı ki. Birde arada başını kitaptan kaldırıp gözlerime bakıyo. Ya çok tatlı.
"O yüzden cevap B." dediği anda düşüncelerimden çabucak sıyrıldım.
"Ben yine anlamadım." dedim. Onu düşünmekten dinlemedimki ben çocuğu, ayıp olmasın diye de söylemedim.
"Neyse ben sonra bakarım bu soruya boşver." dedim. Bir süre konuştuk. 6 kardeşlermiş sonuncu ve tek erkek çocuk oymuş. Üzüldüm ben yaa.
"5 tane görümcen oldu hayırlı olsun." dedi. Güldüm, Yiğit konuşuyo ben dinliyodum arada sırada konuşuyordum.
"Hem sen şu askerlik meselesini takma kafana. Bende asker olacağımya tayinimi sen nereye gidersen oraya isterim." dedim. Güldü.
"Yook ben izin vermem asker olamazsın." dedi.
"Allah allah o niyeymiş." dedim.
"Ya yok allah korusun orda ölürsün falan." dediğinde üzüldüm. Yani ben sevdiğimin bana destek çıkmasını isterdim açıkçası bu konuda. Çünkü hiç kimse bana destek çıkmadı asker olmam konusunda, hiç kimse. Benim çocukluk hayalimdi. İnsan sevdiğinin ona her konuda destek çıkmasını istiyo yani.
Neyse işte biz baya bi ders çalıştıktan sonra kalktık. Bir takıcıya girdik Hafsa'ya ordan bi yüzük aldım. Yiğit'ede kolye veya bileklik alacaktım ama beyefendi istemedi. Bide kızlara ısrar ediyo onlara bir şeyler alacakmış. Ama ne kendime nede kızlara hiçbir şey aldırmadım. Ordan çıktık Hafsa'ya söz vermiştim eğer gittiğimiz yerde türkçe ödevimi yaparsa ona dondurma alacaktım, oda sağolsun yaptı kitaba baştan aşağı bir şeyler yazmış ödev yapmamışki ama ben yinede almak istedim. Yolda başımın etini yedi nerde dondurma görse istiyodu. Biraz daha ilerledikten sonra.
"Ya hadi burdan alalım artık." dedi kolumdan çekiştirerek.
"Ay iyi tamam." dedim. Biz dondurma alırken Yiğit bizi biraz uzakta bekliyodu. Hayır bendeki odunluk, sadece üçümüz aldık dondurmayı, Hayat kendine aldı bende Hafsa ve bana aldım, Yiğit'e almadım.
"Kızlar siz gidin geliyom ben." dedim.
"Tamam kanka." dedi Hayat. Hafsa'nın umrunda bile değildi zaten boş boş dondurma yiyodu.
Koşarak dondurmacıya gittim tekrar bir tane daha aldım ve zaman kaybetmeden koşarak Yiğit'in yanına gittim. Ellerini cebine sokmuş çıkartmamak için inat ediyordu, elimdeki poşetleri Hayat'a verdim zorlada olsa Yiğit'in elini cebinden çıkartıp dondurmayı verdim. Sohbet ederek ilerliyorduk, solumuzda 3 tane köpek vardı.
"Karşıya geçelim mi? Burda köpek var." dedim.
"Yok yok bir şey olmaz gel ben varken bir şey yapamazlar sana." dedi Yiğit. Off erkek yiaağ dediğinizi duyar gibiyim. Ama demeyin yoksa olacaklardan ben sorumlu değilim.
"Ya ne kadar romantik bak Hayat." dedi Hafsa Hayat'ın kulağına. Ama ben duydum. Sohbet ederek yolumuza devam ettik ben ve Yiğit önden gittik, Hayat ve Hafsa'da arkadan geldi.
Bazen derin düşüncelere dalıyorum. Yiğit hayatımda hiç olmasaydı ne olurdu? diye. Aklıma geldiğinde içimde kelebekler uçuşmasa ne olurdu? diye. Göz göze geldiğimizde afallamasam ne olurdu?
Bazen derin düşüncelere dalıyorum. Benim hissettiklerimi oda gerçekten hissediyor mu? diye. Benim yanımdayken oda bu kadar heyecanlanıyor mu? diye.
Bazen konuşurken afallıyorum, kelimeleri toparlayamıyorum, gözlerine bakamıyorum, yeri geldiğinde utanıyorum, yeri geldiğinde utanıyoruz. Bunlara rağmen bildiğim tek bir şey varki bunların hepsi HEYECANDAN.

***

Kitabımı okuduğun için teşekkür ederim güzel insan...❤❤❤

(Yazardan not= Lütfen oy vermeyi unutmayın. Kitabım için görüşlerinizi yorumlarda belirtebilirsiniz.🤗)

RÜYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin