Sen bende eksiksin
Bölüm şarkısı Tuğkan- Tek kişilik
Kaderin içindeki adamBazen bazı gerçekleri duymamak, bilmemek gerekir çünkü her zaman her gerçek bizi mutlu etmeye bilir. Tıpkı şimdi karşımda bana birazdan söyleyeceği gerçeğe henüz hazır olmadığım gibi.
Kalbim öyle hızlı ve acımasız atıyorduk ki, parça parça bir nefes verip Barın gözlerine baktım. Onunda derin bakışları benim gözlerimdeydi ve yavaşça dudaklarını araladı, birazdan duymaya hazır olmadığım o gerçekleri söyleyecekti. O kulübede kucağımda ölen o bebekle bir bağım olup, olmadığını söyleyecek ama ben buna hazır değildim. Karşımda, gözlerinin tam içine baktığım bu adamın yine ben kurtarmasını bekledim. Omuzlarıma daha fazla yük almak istemiyordum ve biliyordum ki sorunun cevabı ne olursa olsun bende büyük bir yük olacak.
Barın derin bir nefes verip tam söze girecekken o dilime düğüm olan prangam bu kez hiç beklemediğim kadar hızlı ve basit açılmıştı ki, o söze girmeden araya ben girdim.
"Dur söyleme" dediğimde durdu ve gözlerime sessizce bakmayı sürdürürken bu kez derin bir nefes veren taraf ben olmuştum. Derin bir nefesin ardından devam ettim "Ben şu an kendimi buna hazır hissetmiyorum." dediğimde yine aynı şekilde sadece uzunca gözlerime bakıp başını aşağı yukarı salladı. Beni anlamıştı ve hiç bir şey söylemediğinde, ben derince bir yutkunup, boğazıma oturan ve hiç bir zaman geçmeyen o yumruğu gidermek istercesine yutkunup bir kez daha konuştum. "Kendimi hazır hissettiğimde söylersin" dedim
Bir gün gerçekten kendimi buna hazır hisseder miyim bilmiyordum ama bildiğim tek bir şey varsa oda şuan hazır hissetmediğimdi. Bugün gerçeği öğrenmeyi istediğim gün değildi.
"Sen nasıl istersen." Sesinde rahatlatıcı bir sakinlik vardı ve söylemek için diretmediğinde sevinmiştim.
İla söylemek için diretmesinden korkmuştum ve şu an bunu yapmadığı için bir nebzede olsa içim rahatlamıştı. Bu kez usul, usul başımı sallayarak ve daha başka bir şey söylemeyerek yanından usulca geçip, kaldığım odaya doğru ilerledim. Daha cevabını bile bilmeden omuzlarıma sanki yine ağırlıklar çökmüş ve beni yormuştu. Kalbimin tam ortasına bir taş oturdu ve oradan gitmiyordu. Eğer o bebek benimse evlat acısını hissinin ne demek olduğunun bile bilmiyordum, aşırı duygusuz ve hissiz hissediyordum kendimi. Eğer benim değilse de bu kez başkasının bebeğinin ölmüş olduğunun vicdanını yaşamakta vardı ama ben bunu da hissetmiyordum.
Sessizce merdivenlerin başına gelip tam yukarı doğru çıkacakken Barın'ın sesiyle durup ona baktım.
"Gerçeklerden kaçmanın bir faydası olmadığını söylerler ama bence bazen kaçmak iyidir." dediğinde bakışları yine bana dönmüştü ve aramızda çok fazla mesafe olmasına rağmen gözlerinden beni anlamanın verdiği o bakışları görebilmiştim. Barın ben çok fazla konuşmasam da garip bir şekilde beni anlıyordu ve onun böyle olmasını ben daha fazla onan güvenmemi sağlıyordu. Şu an evet gerçeklerden kaçıyordum ve bana kaçtığım için kızmak yerine, beni anlamıştı.
Ben ona öyle bakmayı sürdürürken bu kez olduğu yerde ilk kıpırdayan o olmuştu ve yeniden o büyük yemek masasının başına geçip önündeki dosyalarla ilgilenmeye başladı, bende daha fazla durmak yerine merdivenlerden yukarı çıkarak kalmış olduğum odaya girdim.
Sıcak bir ev ve odaydı ama ben nedense sanki hiç ısınmıyormuşum gibi hissediyordum. Yüreğimde öyle büyük bir üşüme vardı ki ne yaparsam, yapayım bir türlü ısınmıyordu ve bende artık o soğuk ile yaşamaya alışmaya başlamıştım. Farkında olmadan, bilmediğim bir çok şeye alışıyordum aslında, yada daha önceden alışık olduğum ve benim hatırlamadığım şeylere yeniden alışıyordum. Kendimi yorgun bir şekilde yatağın üzerine bıraktığımda bakışlarım kafesinin içerisinde duran kuşumdaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEN BENDE EKSİKSİN
FanficDört bir yanı dağlarla kaplı bir şehir, kışı soğuk ayazı keskindir Karsın ve o şehirin içinde yanık bir kadın. Ne o şehrin soğuğu, nede ayazı yetmiyordu kadının yüreğinde ki ateşi dindirmeye.