FUTBOL MAÇI

29 5 1
                                    

Zehra Hanım: Derslerinizden kalmayın diye hemen isimleri okuyorum;10/C,

Eylül yeni solistimiz,

Mine batarist,

Tuana piyanist,

Kumsal gitarist,

ve 10/A Nil kontrol.

Geri kalan arkadaşlar sınıflarına çıkabilir, onuncu sınıflar sizle de neler yapacağımız hakkında konuşacağız. 

Şimdi gençler, yaz tatiline iki buçuk ay kaldı. Sizleri her gün son ders çalışacağız, bir sonraki pazartesiden itibaren çalışmalara başlayacağız bu hafta şarkı seçimi, sahne düzeni hakkında konuşacağız. Ne tür bir müzik yapmak istersiniz, Mine.

Mine: Hocam, bence ne yavaş ne hızlı hareketli anlamlı bir şeyler olabilir.

Zehra Hanım: Bence de.

Kumsal: Aşkı Harcamanın Seksen Yolu, olabilir.

Zehra Hanım: Güzel fikir.

Eylül: Hocam bence de.

Nil: Aynen

Mine : Kesinlikle.

Tuana: Herkes okeyliyorsa bana da uyar

Zehra Hanım: Herkesten tam puan aldıysa bu kısım tamam.

*ZİL ÇALAR

Zehra Hanım: Çıkabilirsiniz.

Mine: Şimdi ders beden karşı sınıfla voleybol maçı var, hazır mıyız.

Kumsal: Karşı sınıf varsa ben yokum gençler.

Eylül: Ya neden bizimle hiç voleybol oynamıyorsun.

Kumsal: Atamayınca demediğinizi bırakmıyorsunuz, atamayacağını zaten biliyordum, senin yerine ben atayım, karşı takım bizden güçlü sen yedekte dur falan filan.

Eylül: Sen oyuna girmiyorsun ki ne zaman diyelim.

Kumsal: İşte başlarda bir iki kişi öyle deyince ben de bir daha girmedim.

Mine: Evet bana da oluyor, sınıfta oturup müzik açmak gibisi yok.

Kumsal: Bugün değişiklik olsun, oğlanlarla futbol oynayalım.

Eylül: Ben futboldan anlamam ki.

Kumsal: Bende icabında Messi değilim Alp az bir şeyler öğretmişti.

Tuana: Kızlar yazın kenara ''Alp öğretmiş''.

Kumsal: Çok komiksin.

Tuana: Eyvallah.

Eylül: İyi gelin bakalım Oğlanlar ne alemde.

Mine: Gidelim.

5 DAKİKA SONRA~ 

Berk: Tam yirmi bir kişiyiz, takımları nasıl ayıralım.

Tuana: Kızlar, erkeklere karşı oynasın.

Emir: Bize uyar.

Maça başlamıştık, kızlar üçe iki yeniyor, ben de tam topu karşı kaleye atacaktım ki, Alp' in çelme takmasıyla neye uğradığımı şaşırıp yere düştüm. Herkes bir anda başıma toplandı.

Alp: Kumsal, iyi misin ben çok özür dilerim, bir şeyin var mı ?

Kumsal: Yok bir şeyim sadece bacağım kırıldı, ayağa kalkabilirsem ben de senin kafanı kıracağım.

Alp: Sonra kırarsın kafamı, buz falan getireyim ben dizin morarmış. Hocaları çağıralım hastaneye götürelim. 

Kumsal: Tamam dikilme başımda yok bir şeyim Tuana'yla sınıfa çıkarım şimdi.

Alp: Hayır ayağının alçıya alınması lazım hocalara söyleyeceğim, birlikte hastaneye gidiceğiz, ben de geleceğim.

Kumsal: Hastaneye gerek yok şimdi revire giderim ben.

Alp: Tamam gel ben götüreyim.

Tuana: Alp bir sakin olur musun ? revire götüreceğim şimdi ben onu.

Berk: Aynen kanka biraz relax, yeng... Kumsal'ın bir şeyi yok  

Alp: Acıyor mu ?

Kumsal: Alp, yeter sorma acımıyor.

Alp beni kucağında revire kadar götürdü, hemşire bir kaç krem yazdı, bacağımda ciddi bir çatlak olduğunu ve müdürden bir aylık özel izin almam gerektiğini söyledi.

Alp: Ayağımın ayarına tüküreyim ya.

Kumsal: E bir zahmet.

Alp: Gel eve bırakayım seni.

Kumsal: Saçmalama şimdi ders var iki ders sınıfta takılırım akşam Tuanayla giderim.

Alp: Tamam şimdi sınıfta duralım, okul çıkışı seni ve Tuana'yı bırakırım 

Kumsal: Alp, çok sinir bozucu olmaya başladın. Zaten yeterince sinirliyim.

Alp: Niye başka bir sorun mu var ?

Kumsal: Evet bugün müzik grubu seçmelerinde ben kazanmışım. Bir ay gelemessem hoca Ecrin'i alacak.

Alp: Alp'in peşinde dolanma deyip saçına yapışan kız ?

Kumsal: Maalesef o.

Berk: Mine, sana bir şey söyleyeceğim.

KARANLIKTAKİ IŞIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin