''Beş yaşında mahalle maçı yaparken, birbirimizi böyle seveceğimizi hiç düşünmemiştim.''
Kumsal, mantığıyla hareket eden depresif genç kız. Alp, Kumsal'ın bebeklik arkadaşı duygularıyla hareket eden bir delikanlı.
Hep birbirlerinin yanında olan iki...
Mine: Çok isterdim ama, Eylül'le başka planlarımız var.
Berk: Artık yok.
Eylül: Cuma okul çıkısı hep beraber Alp ve Berk'lere gidiyoruz.
Mine: Ama Eylül hani..
Eylül: İtiraz alamıyorum.
Aralarında tartışmayı anlamaya çalışıyordum, Berk yanıma gelip ''Cuma Mine'nin
doğum günüydü ya Alp,sen , ben ,Tuana, Eylül ve Can onu kutlayacağız.'' dedi
Kumsal: Doğru nasıl unuttum ben, 16 Şubat 2006.
Eylül: Kumsal, Var mıymış sen de bir şey?
Kumsal: Varmış, yarından itibaren bir ay özel izin aldım.
Berk: Yuh, Alp ne yaptın bu kıza, bir ay nedir ya ?
Tuana: Haklılık payı var sanki, küçük enişte.
Kumsal: Tuana! gitmeyin çocuğun üzerine yapacak bir şey yok, onluk bir durumda yok top benim ayağımın altındaydı, doğal olarak bir şekilde o topu alması gerekiyordu. Olan müzik grubuna oldu Ecrin'le çalar oynarsınız artık.
Mine: Şaka dimi.
Kumsal: Öyle olsa fena olmazdı.
Mine: Neyse sende dikilme oturalım şu banka, tadım tuzum kaçtı.
Tuana: Kumsal, Hatırlıyor musun ? yedi yaşına bastığın gün Alp ve Berk sokakta maç yapıyordu sen de gidip Alp' e bu akşam bize gelsene birlikte pasta keseriz demiştin sonra,Alp sana sahaya girdin diye kafana taş fırlatmıştı, sen de yine ağlayarak yanıma gelmiştin.
Alp: Tuana ne yapıyorsun, Allah aşkına kızı durduk yere niye gazlıyorsun.
Kumsal: O gün sana sinir olmuştum, ama intikamını sonra aldım.
Alp: Ya evet o gün aptallık ettim, ama sonra sen de diz kapağıma ayağınla tekme atmıştın
Eylül: Sizin kadar medeni anlaşan arkadaşlar görmedim.
Alp: Deme öyle, Kumsal sokakta oyun oynarken dizini kanatırdı ben de üç kuruşluk harçlığımla gider çikolata ve yara bandı alırdım.
Berk: Adam ya Adam! romantik seni
Can: İyiymiş, Alp'in hızlı zamanları.
Alp: Olum dalga geçmeyin ya.
Oğlanların konuşmasını hiç aldırış etmemiş gibi kalkıp kızlar tuvaletine gittik.
Tuana: Kumsal, Bu çocuğun kesin sende gönlü var
Mine: Yedi yaşında da varmış on yedi olmuş hala aşkından yanıyor.
Kumsal: Bilmiyorum çokta önemli değil.
Eylül: İyi öyle olsun
CUMA GÜNÜ*
Bir hafta, bir yıl gibi geçmişti. Her öğlen arası ve okul çıkışı Alp, bir gün peluş ayıyla bir gün çikolatayla yanıma geliyordu. Bugün nasılsın diye sormayı eksik etmezdi. Alp Çarşamba günü geldiğinde onu benim yerime hediye alması için çarşıya yolladım. Mine için güzel bir kombin ayarladım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bugün okul çıkışında geldikleri gibi Alp' lere gittik. Biz gittikten on beş dakika sonra Eylül ve Mine gelecekti
Berk: Herkes bir yere saklansın, Mine'ler geldiğinde iyi ki doğdun diye bağıracağız. Kumsal ve Tuana geldikleri gibi konfetileri patlatın.
Alp: Berk anladık seviyo'sun kızı, Kaç kere söyledin.
Berk: İlk kez onun doğum gününü kutlayacağım, dört dörtlük olsun istedim. Yenge de senden bi' atak bekliyor.
Alp bana bakarak;
Alp: Tamam uzatma.
Tuana: Kesin şamatayı kızlar geliyor.
Kapı aralandığı gibi konfetiyi patlattık ve arkadan '' İiyi ki doğdunnn Miiineeee'' sesler yükseldi.
Mine: Yaa, siz çok tatlısınız.
Berk, Alp'in kulağına yaklaşarak fısıldadı,
Berk: Bana dedi üzerinize alınmayın sakın.
Mine: Ben bugün öyle oturup film izleyeceğiz sanmıştım.
Berk: İnsanlar yanılabilir Mine'cim.
Oturduk pasta kestik sıra geldi hediyelere, ilk Berk'in hediyesini açtı, hediyede en fenasından hediye. Bir kutu açtıkça içinden yeni kutu çıkıyor, notlar, inci kolye, peluş ayı, müzik kutusu, Mine'nin en sevdiği yazarın kitapları(Mine'ye özel imzasıyla), çikolatalar. Berk'in hediyelerini açıktan sonra, sıra geldi benim hediyelerime. Tişörtünden pantolununa kadar bayıldı. Alp albüm çerçeve almıştı içinde '' Berk ile ANLAMLI fotoğraflarınızı koymak için...'' yazan bir not vardı, Berk'in ölümcül bakışlarını hiçe sayarak, Berk'e '' Nasıl kanka öyle elli tane ıvır zıvır alacağına tek anlamlı hediye alsaydın'' Tuana, çok güzel bir makyaj çantası, Eylül, siyah kol saati. Can ise, dolma kalem almıştı. Tam biz kalkacakken kapı çaldı. (işte gerçek sürpriz)
