SÜRPRİZ MİSAFİR

35 5 2
                                    

                                                                                           ...

Selammm, ben Gece. uzun zamandır açılış yapmıyordum, bu sıralar yazdığım bölümlere pek ısınamadım, zaten yazasım da yok. Uzatmayacağım zaten kitabı tek sınıf arkadaşlarım okuyor :/

                                                                                          ...

Bölüm sonu Mine: 

Oturduk pasta kestik sıra geldi hediyelere, ilk Berk'in hediyesini açtı, hediyede en fenasından hediye

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oturduk pasta kestik sıra geldi hediyelere, ilk Berk'in hediyesini açtı, hediyede en fenasından hediye. Bir kutu açtıkça içinden yeni kutu çıkıyor, notlar, inci kolye, peluş ayı, müzik kutusu, Mine'nin en sevdiği yazarın kitapları(Mine'ye özel imzasıyla), çikolatalar. Berk'in hediyelerini açıktan sonra, sıra geldi benim hediyelerime. Tişörtünden pantolununa kadar bayıldı. Alp albüm çerçeve almıştı içinde '' Berk ile ANLAMLI fotoğraflarınızı koymak için...'' yazan bir not vardı, Berk'in ölümcül bakışlarını hiçe sayarak, Berk'e '' Nasıl kanka öyle elli tane ıvır zıvır alacağına tek anlamlı hediye alsaydın'' Tuana, çok güzel bir makyaj çantası, Eylül, siyah kol saati. Can ise, dolma kalem almıştı. Tam biz kalkacakken kapı çaldı. 

Alp: Başka bir misafirimiz de mi var ?

Berk: Benim haberim yok, bakalım.

Kapıyı açtıklarında karşımızda Berk boylarında esmer bir oğlan vardı.

 Berk: Kaan, buyur kardeşim

Kaan: Kardeşim sen şöyle kenara geç. Ben doğum günü kızına hediyesini vereyim.

Mine, Kaan'ın sesini duyduğu gibi korkarak bir hışımla ayağa kalktı.

Mine: K-Kaan

Kaan: Efendim güzellik

Kumsal: Bende Kumsal! burada ne döndüğünü açıklar mısınız.

Kaan: Ben söyleyeyim, sevgilimin doğum gününü kutlamaya geldim. İnanır mısın Mine, ben size kadar gittim, annen arkadaşlarıyla kutluyor dedi, sonrada Berk'in hikayesini gördüm.

Berk: Sevgili ?!

Kaan: Aaa Mine insan arkadaşlarına sevgilisinden bahsetmez mi çok ayıp. 

Mine: Seni sevmiyorum Kaan.

Kaan: Seviyorsun, seviyorsun.

Berk : Burada ne olduğunu hala tam olarak idrak edemedim. Ama gördüğün üzere Mine rahatsız oluyor zorlama istersen istersen.

Kaan: Sana ne olum ya, Mine' nin avukatı falan mısın ?

Alp: Kaan iyi değilsin herhalde, eve zorla girdin, kızı rahatsız ediyorsun, bir de size ne diyorsun.

Kaan: Alp sen demedin mi, yolun Eskişehir'e düşerse uğra bize de diye.

Mine en sonunda ağlamaya başladı.

Mine: Sen gerçekten iğrenç bir insansın, senden nefret ediyorum. Ailemin seni sevmesi benimde sevmem gerektirmiyor. Ben seni hiç bir zaman sevmedin, neden anlamıyorsun ?

Kaan: Çünkü seni seviyorum Mine.

Mine: Sen sadece beni rahatsız ediyorsun.

Mine çantasını alıp dışarı çıktı, Berk'i hiç bu kadar sinirli görmemiştim, Kaan denen çocuğu bir kaşık suda boğacaktı neredeyse.

Kızlar ve Berk, Mine'nin peşinden gitmişti.

Can: Gitmiyorsun bir yere Kaan efendi, derdin ne

Alp: Kumsal sen de gitsene kızlarla.

Kumsal: Ben sizinle duracağım, giderim sonra 

Kaan: Siz niye buna bu kadar takıldınız, Berk seviyor da siz de mi seviyorsunuz ?

Alp: Eniştelik görevimizi yapıyoruz.

Kaan bir süre beni süzdü, ukala gülümsemesiyle bana göz kırptı.

Alp: Sen ne yaşıyon lan, harbi sana bi girerim.

Kaan: Kıskandın mı çenn ? 

Alp: Ben seninle uğraşıp canımı sıkmayacağım, Berk'i bekliyorum o daha istekli.

Kumsal: Ne yaptın kıza bu kadar korktu.

Kaan: Neden bunu Mine' ye sormayı denemiyorsun güzelim.

Kumsal: Öyle mi ?

Kaan: Öyle 

Kumsal: İyii, peki

Cümlemin bitmesiyle Kaan'ın bakımlı saçlarına girişmem bir oldu, saçından tutup bir tur odada döndürdükten sonra bana bağırmaya başladı.

Kaan: Sen rahatsız mısın ya ? Sanki sana bir şey diyen oldu, çiçek gibi kızsın dedik diye.

Berk: Bağırma lan kıza. Kumsal, taksi çağırdım, Tuana seni dışarıda bekliyor.

Ne kadar da istemesem de, Taksiye binip eve gittik bir saat sonra Alp' e mesaj attım.

~Whatsapp~

*Kumsal ÇAĞLA* : Alp, anlaşabildiniz mi çocukla?

*Alp YILDIZ*:  En insani şekilde anlaştık konuştuk, 

*Kumsal ÇAĞLA*: Senin insani anlayışın, darp izinin olmaması...

*Alp YILDIZ*: Ağzını yüzünü kırmak lazımdı da ben bir şey yapmadım.

*Kumsal ÇAĞLA*: Berk ve Can ?

*Alp YILDIZ*: Sadece Berk, çocuğunun kaşını patlattı.

*Kumsal ÇAĞLA*: İyi olmuş, fazlasını  hak ediyor pislik.

*Alp YILDIZ*: Sana göz falan kırptı, saçma salak konuşta ya ondan yükseldim ben. Bir de saçına yapışman çok iyiydi.

*Kumsal ÇAĞLA*: Bir şey soracağım, Kaan'ı nereden tanıyorsunuz ?

*Alp YILDIZ*: İstanbul'da bir maçta tanışmıştık. Boş ver sen bunları, sen de yoruldun bütün gün , yat dinlen.

*Kumsal ÇAĞLA*: Hayır diyemeyeceğim çok yorgunum, iyi geceler

Saat 01:46'ydı yorgunluktan ölecektim resmen telefonda biraz gezinip uyudum. Sabah kalktığımda ilk işim yine telefona bakmak oldu ''+ 90 56********Kişisinden 18 Cevapsız Arama'' yazısını gördüm bilinmeyen numara aramıştı ve hala aramaya devam ediyordu, kim olduğunu öğrenmek için aramasını açmak yerine numarasını kaydetim. Profili dün akşam Alp'lerin evine gelen çocuk Kaan' a benziyordu.

KARANLIKTAKİ IŞIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin