Ondördüncü bölüm.
"Ay geceye muhtaç,
Gece ise ona aşık.""Dağılmak"
Hayatınızda her şey her zaman yolunda gitmeyebilirdi. İstekler beklentilerle geçirilen yaşam boyu çoğunlukla hayal kırıklığından ibaretti. Bunca hayal kırıklığına insanı ayakta tutan tek şey umudu olmasıydı. Mutlu olmayı dilemek küçük bir kırıntıya tutunup yaşama devam etmek istemekti. Yaşam boyunca insanlar kırıklarını birleştirmek için hep birini arardı. Toparlanmak için birini kullanmaya çalışırken daha çok kırılıp kırmayı başardığı gibi mutluluk vermeyi, almaktan iyi beceremiyordu. Oysa ki sevdiğimizden emin olabilirdik, sevildiğimizi nasıl anlardık?
Ablasının anlattıklarından sonra Asrın'a fena bozulmuştu. Hem onu kurtarmaya gelip, hem ablasıyla birlikte yemek yemesini kabullenemiyordu. İçinde tarif edip kabullenemediği bu duygunun kıskançlık olmasından korkuyordu.
İç dünyasına karman çorman olmuş düşünceleriyle aklına gelen gözler daha da aklını bulandırıyordu. Derin bir nefes alıp izlediği filme odaklanmaya çalışıyordu fakat beceremedi. Kafasının yoğunluğu ve ağrıyan bacağı sinirlerini hatsafaya çıkarıyordu. Sinirle ekranı kapattığında kucağındaki yastığı yan tarafa fırlattı. Hiç bir şey yapmayarak durmak sinirlerini bozuyordu.
Oysa bu yazı böyle hayal etmemişti. Etmemiştiler.. önce bir yat turuyla denize açılıp bir kaç gün geçirecek, sonrasında sayısız aktivite yapıp çılgınlar gibi eğleneceklerdi.
Çalan kapıyı duyduğunda dağılan düşüncelerinden sıyrıldı. Kapının açılıp kapanma sesini duyduğunda yerinde kıpırdandı.
"Ben geldiim.!" Elif fazla şen şakrak çıkan sesiyle salona bir hava kattığında ülkü sessizce ona "Hoşgeldin." Dedi bu somurtma karşısında Elif yüzü asılarak yanına oturdu.
Arkadaşının gözlerindeki mutsuzluğu anlayabiliyordu. Bu durumda onu neşelendirmek için gülümsemeye devam etti.
"Hiç keyfim yok Elif." Başını sağa sola sallayarak kendine gelmeye çalışmıştı lakin bu onu ayıltmaya yetmiyordu.
"O zaman keyfimizi yerine getiririz!" Elif'in eğlenceli çıkan sesi harekete geçmek için bir kapı aralıyordu. Ellerinden tuttuğu gibi Ülkü'yü kaldırdı. Üst kattaki odaya geldiğinde onu giyinme odasının pufuna oturtup elbiseleri inceledi.
Gümüş rengi mini bir elbiseyi gördüğünde bir nefes sesi duyuldu. "Üfff! Seni bunun içerisinde görmeyi hayal ediyordum."
"Yapma Elif, nerde giyeceğim o elbiseyi." Dedi eline tutturulan elbiseyi incelerken. V yaka gelen göğüs dekoltesiyle kuşağı bulunan çok şık, parlayan elbise "beni giy!" Diyordu adeta. Elbiseyi Elif'in eline tutuşturduğunda omuzları düştü.
"Bir clup için oldukça uygun olduğunu düşünüyorum." Dedi Elif elindeki elbiseyi tekrar Ülkü'ye verip onu ayağa kaldırırken.
Ülkü şaşkınlıkla ne demek istediğini anlamaya çalışıyordu. Akşam gitmesi gereken bir yer vardı da o mu kaçırmıştı?
"Ne demek istiyorsun." Şaşkınlıkla çatılan kaşlarıyla bir elbiseye bir de Elif'e bakıyordu.
"Akşam içip sabaha kadar dağıtalım diyorum." Elif kendine de bir elbise bakmaya başladığında ülkü aynada elbiseyi üzerine tutmayı son anda aklına gelenle bırakıp aynadan şaşkınlıkla Elif'e baktı. Ardından tamamen yönünü değiştirip ona döndü.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melek ile Şeytan
Novela JuvenilKader uzun bir yol yazmıştı onlara. İsteksizce birleştirmişti yollarını. Bir arada kalmamak için verdikleri çabalar, tam tersine dönüp birlikte olmak için verdikleri bir mücadele olmaya başlamıştı. Mücadelelerine başladıklarında fark etmiştiler bir...