1

792 192 141
                                    


"Hareket etmeyen, zincilerini göremez.."

Birinci bölüm...

                      "Kasvetli bir gece"

Kasvetli bir gecede gök gürültüsünden kendi seslerini duymayan insanlar dolaşıyordu küçük kasabada.

Bir kaç günlüğüne gelen insanlar yağmur başladığında terk etmişti kasabayı. Sadece bir kaç evde insanlar kalıyordu. Kalanlar ise burdan gidemeyecek olanlardı.

Genç kız merakla etrafı izlerken elindeki kahve dolu bardaktan bir yudum aldı. Buranın bu haline alışıktı çünkü insanlar buraya hava güzelken geliyorken, o yağmurlu günleri bekliyor ve huzur dolmak için bir kaç haftalığına buraya geliyordu.

Para ile şımartılmış bir kızdı. Lafını asla esirgemeyen, doğru bildiğini yapmaktan asla şaşmazdı. Emirlere uymaz insanları her halükarda sinir etmeyi başarırdı.

Yağmur şiddetini azaltırken, kahvesinin son yudumunu içti. Penceresini kapatmaya hazırlanırken, karşıda kavga eden çifti gördüğünde perdenin arkasına geçti. Meraklıydı, deli gibi kavga edip yağmur altında öpüşmelerini bekliyordu.

Ancak hiç beklemediği bir şey oldu. Uzun boylu iri adam, genç kıza elini kaldırmıştı. Ülkü, kızın yerinde olmamasına rağmen korkuyordu. Genç adam, kaldırdığı elini yumruk yaparak üst üste yanladındaki masaya geçiriyordu.

Deliye dönmüş gibiydi, boynundaki bütün damarlar belirgin bir şekilde gözüküyordu. Yüzü bağırmaktan kop kırmızı olmuştu, kızın ağlamaktan kırmızı olan gözleri gibi. Kız adamın önüne diz çöküp birşeyler söylemeye başladı, genç adam söylediklerini duymazlıktan gelirken Ülkü hiç bir şey duyamamıştı.

Olaylar o kadar hızlı gelişiyordu ki, Ülkü düşünmeyi bile unutuyordu. Bir süre kız genç adama birşeyler söylemeye devam etti. Tıpkı genç adamın onu duymazlıktan gelmesi gibi.

Bu kız ne yapmıştı da bu adamı bu kadar sinirlendirmişti diye düşündü Ülkü. Adam kızı tuttuğu gibi,çıktıkları eve sokmuştu. Ülki yaşadığının şokuyla kahve bardağını kenarıya bırakıp, telefonunu eline aldı. Kasabadaki polisleri arayacaktı.

Elleri titreyerek polisin numarasını tuşladı, telefon bir kaç saniye çaldıktan sonra açılı. Ülkü titrek sesiyle, gördüğü sahneyi polislere anlattı. Ardından ekledi.

"Adam çok sinirli gözüküyordu, kıza birşey yapacağından endişe duyuyorum."

Polisi harekete geçiren bu olay, Ülkü'yü derinden etkilemişti. Kendini o kızın yerime koydukça kötü oluyordu. Geçen 20 dakika boyunca, kızın iyi olup olmamasını sorguladı. Polis ışıkları, yağmur ile bütünleşirken hızla yukardaki odasına yürüdü. Odasının geniş terasını açıp perdeyi çekti. Sokak fazla dar olmadığı için ne konuştuklarını duyabileceğini düşünüyordu.

Kapıyı çalan polisler, bir kaç dakika bekledi. Kapı kısa bekleyişin ardından açıldığında, uzun boylu esmer adam sert bakışlarla polisleri süzdü. Çaktırmamaya çalıştığı sinirli haliyle konuşmaya başladı.

"buyrun memur bey!"Alaycı ve sinirli çıkan kelimeleri, Ülkü'den başka kimseye yapma gelmiyordu. Ülkü yüzünü buruşturarak izledi genç adamı.

"uygunsuz bir durum yoktur umarım."Polis memuru konuşurken içeriye göz atmayı ihmal etmiyordu. İçeriyi taradığında salonda koltukta yatan bir beden gördü.

Genç adam hemen arkasındaki görüntüyü kapatıp, açıklama yapmaya koyuldu.

"kız arkadaşım ile biraz tartıştık, kendisi şu an uyuyor gördüğünüz gibi."Dediğinde genç adam inandırıcılığını kullanıp arkasını gösterdi. Polis memurları genç adama inanıp iyi akşamlar dilediler. Genç adam polislerin gidişini izlerken, gözleri onu izleyen bir bedene takılı kaldı.

Melek ile ŞeytanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin