UMUT

11.8K 295 46
                                    


Uyandığımda Kadir yanımda yoktu. Korku vücudumu talan etmeye yetiyordu.

Ayaklanıp odadan çıktım.

"Kadir"

"Kadirr"

"Kadir nerdesin"

Bağırmamla mutfaktan çıktı bana doğru adımladı. Önümde durdu.

"Kadir kork-"

Dudaklarıma kapanmasıyla cümelem yarıda kesildi tüy kadar hafif öpüp çekildi.

"Korkma helin bundan sonra gitmek yok"

Gülümseyip yanağına bir öpücük kondurdum.

Mutfağa girdiğimde çeşit çeşit kahvaltılıklar olduğunu gördüm. Omzuma öpücük bırakıp oturmam için işaret etti.

Yerleştikten sonra kahvaltılarımızı tamamladık tam kalkacağım sırada oturmamı söyleyip içeriye gitti.

Geldiğinde elini bir kutu vardı. Bana uzattı. Kutuyu açtığımda içinde kendime ait fotoğrafları gördüm her fotoğrafın arkasında tarih bulunuyordu.

Şok olmuştum cidden her an her dakkikam bu fotoğraflarda bulunuyordu. Ama onun gittiği seneye dair hiç bir fotoğraf yoktu. Bu soruyu ona da yönelttim.

"Kadir senin gittiğin sene o seneye dair hiç bir fotoğraf yok"

"O sene malı mülkü verip italya ya gittiğim seneydi. Ne senden ne de burdan haber almak istemedim. Ama telafi edicem o sene neler yaptın nerelere gittin hepsini öğrenicem sevgilim"

Sevgilim mi?

O bana sevgilimmi demisti. Şaşkınlığımı bir kenara bıraktım. Bu gayet doğal bir şeydi evet o benim sevgilimdi. Ama o seneyi öğrenicem derken ne demek istemişti gerçekten öğrenirmiydi.

"Boşver kadir giden 1 yıl olsun biz önümüze bakalım"

"Hayır helinim o 1 senenin bile anlamı vardır. Hem ben merak ediyorum"

"Bende merak etmeni istemiyorum kadir, boşver diyorum sana"

"Neden tepki gösteriyorsun helin senin hakkında öğreniceklerim seni neden rahatsız ediyor"

"Rahatsız etmiyor"

"E ozaman"

"Kadir bak-"

Cümlemi bölen kapının hızlı hızlı çalınmasıydı. Kadir kıpırdamamamı söyleyip kapıya yöneldi. Kapıyı açtığında "abi" kelimesiyle bunu ali olduğunu anlamıştım. Mutfak girişine yaslanıp dinledim.

"Abi ben bir şey öğrendim sana söylemem gerek"

"Ne öğrendin, kimle ilgili"

"Abi yengeyle ilgili"

"Çık şuraya"

Kapının kapanmasıyla dışarı çıktıklarını anladım. Konu benimle alakalıydı. Hızla mutfaktan bahçeye açılan kapıyı açıp ön tarafa ilerledim. Kadir ile Ali görüş alanımdalardı.

"Ali bak sinirleniyorum kekelemeden anlat amınakoyayım şunu"

"Abi ş-şey ama t-tepki verme"

"Aliiiiii"

"Abi yenge"

"Ee ali"

"Abi yenge hamileymiş"

Duyduklarımla kalbimin durmasına şahit olmuş olabilirdim. Gözümün dolmasıyla ağzımı kapattım. Kadir tepki vermiyordu. Bense kadirin öğrenmesinden en çok korktuğum şeyi şu anda kulak misafirliği yapıyordum.

"Ne diyosun sen ali"

"Öyleymiş abi"

"Ne yani şimdi benim çocuğum mu var"

Kadir sesi titreyerek konuşuyordu o da benim gibi ağlıyormuydu. Hayır ali hayır devamını getirme.

"Abi çocuk yok"

"N-nasıl"

"Biz seninle italya ya gittiğimizden 1 ay sonra yenge buraya gelmiş."

"Ee Ali"

"Her yer kilitliydi abi içeri girememiş 2 gün boyunca kapının önünde oturmuş baygın bulmuşlar hastaneye gittiklerinde de  şey olmuş işte abi"

"Çocuğum ölmüş"

Kadirin bağırmasıyla ağzımdaki elimi daha çok bastırdım. Hıçkıriklarımı geri gönderiyordum. Nefes almam artık zorlaşıyordu.

Kadirin bağırarak ağlaması benim sesimi bastırıyordu. Şuan yanına gitsem ona ne diyebilirdim ki hiç bir şey diyemezdim.

Bu acı tarif edilemezdi. Ne ben nede bir başkası kadirin hissettiği acıyı susturamazdı.

"Ali çocuğum ölmüş ali"

Kafamı eğip baktığımda kadir yere oturmuş. Elleriyle saçlarını çekiştiriyordu.

Gozümdeki yaşları silip kadire doğru bir adım attım. Aliyle göz göze geldik o da ağlıyordu.

Yapamayacaktım gidemeyecektim. Ayaklarım beni reddediyordu.

Hızla arka bahceye koştum. Dağın içine giden yolu görüp oraya doğru koştum.

Bu kaçışım kadirden değildi acımdan kaçıyordum. Umut'tan kaçıyordum.

Kendimi en sonunda bir yolun kıyısında bulmuştum. Arabalar gelip geçiyordu. Bir arabanın geldiğini görüp elimle durmasını işret ettim.

Araba yanımda durmuştu. Bir kadındı.

"Pardon merkeze gidicemde beni de bırakabilir misiniz?"

"Tabi ki de buyrun"

Arabaya binip kemerimi bağladım. Kadınla yol boyunca sohbet etmiştik. Iyi biriydi. Ona denk gelmem iyi olmuştu. Merkeze geldiğimizde inip ozanı beklemeye başladım.

Arabadayken kadının telefonundan ozanı arayıp gelmesini rica etmiştim.

Dakikaların ardından ozan önümde arabayla durduğunda beklemeden bindim.

"Kuzu ne işin var burda, bana baksana sen ağladınmı bu gözler bu burun ne böyle"

"Ozan bir şey söyleme sana gidelim orada anlatıcam"

"Bana mı?"

"Evet ozan sana"

"Tamam da korkutma beni birşey mi oldu"

"Ozan amına koyayım sür şu arabayı anlatıcam diyorum"

"Tamam helin sakin ol sürüyorum"

Acımı, korkumu ve sevgilimi arkamda bırakıp kaçmıştım kaçmak beni kurtarırmıydı bilmiyordum ama kadirle yüzleşmek şuan son istediğim şeydi.

.
.

XOXO +18 TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin