thirteen

1.2K 136 145
                                    

Holaaaa  bebikleeer ʕ•ᴥ•ʔノ♡
günün ikinci bölümü, öncekine bakmayı umutmayınız

Seonghwa elindeki bardaklara kahve doldurdu ve mutfak masasında  oturan Yunho'ya doğru ilerledi. Kahveleri masaya bırakarak Yunho'nun karşısına yerleşti.

Yüzündeki gülümsemenin silinmiyor oluşu ve  kıpırdanıp duruşu Yunho'nun gözünden kaçmamıştı.

Kahvesinden bir yudum alarak Seonghwa'yı incelemeye devam etti.
"Hyung, anlatacağın bir şey mi var? "

Yunho kendisinden birkaç ay büyük olan çocuğun anlatacakları olduğunu zaten biliyordu. Genelde 'gidin başımdan da dinleneyim' temalı laflar eden Hwa bugün 'Geçerken bize uğra da kahve içelim' diye diretip durmuştu. Muhakkak bahsetmek istediği şeyler vardı. Onu konuşturmak için de çok farkında değilmiş gibi yapıp ufak ufak konuyu açıyordu.

Seonghwa önce yüzündeki ifadeyi toplamayı deneyerek inkar etmeye hazırlansa da başarısız olmuştu.

Gülümsemeye devam ederken başını aşağı yukarı sallayarak onay verdi ve zaman kazanmak için kahvesinden bir yudum aldı.

Boğazını temizleyerek konuşmaya hazırlandı. "Sana daha önce konuştuğum biri var demiştim ya, biz hala konuşmaya devam ediyoruz."

Seonghwa cümlelerini toplamak için soluklandığında Yunho araya girdi.
"Evet, sanki FBI ajanı ile konuşuyorsun gibi havalara girip adını söylemediğin şu kişi mi?
Gözlerini devirerek konuştuğunda Seonghwa onu umursamadı.

" Evet, aynen o kişi. Hani şu voleybol  A takımının kaptanı olan kızıl saçlı çocuk var ya..."

Yunho'nun duydukları ile kaşlarını havalanırken bakışlarını elindeki bardaktan karşısındaki yüze çevirdi.
"Kim Hongjoong'dan mı bahsediyorsun?"

Seonghwa başını sallayarak kısa bir onay verdi. "Evet, Hongjoong'u tanıyor musun? "

Yunho yüzünde bilmiş bir ifade ile yeniden konuştu. "Hyung Kim Hongjoong'u bilmeyen mi var?  Okulun en popüler çıtırından bahsediyorsun."

Seonghwa kulağa biraz yavşakça gelen bu tabirden hoşlanmasa da uzatmamayı seçti. Okulda kimin popüler olduğuna ya da kimin ne kadar ilgi gördüğüne dikkat etmezdi. Popülerlik Seonghwa için gereksiz ve anlamsızdı. Bir anlam ifade etmediği için de okulun popülarlerinin kim olduğunu da bilmezdi. Ta ki Hong ile konuşmaya başlayıncaya dek.

Kütüphanede sık sık birlikte ders çalışıyorlardı. Onun dışında okul içinde pek yan yana  gelmiyorlardı. Buna rağmen Seonghwa kantinde, kafeteryada, antrenmanlarda ya da Hongjoong'un maçı olduğunda diğerlerinin kızıl saçlıya görülür seviyede ilgi duyduğunu fark ediyordu.

Hayatı boyunca çok fazla kıskançlık yaptığını hatırlamıyordu. Bu yüzden kendisini kıskanç olarak tanımlamazdı ama son zamanlarda Hongjoong'u kıskanmaya başlamıştı. Toksik davranışlar sergilemek istemiyordu ama bu kıskançlık hissinden de kurtulamıyordu.

Yunho söylediği şeyden sonra Seonghwa'nın  sert ve soğuk bakışlar atmaya başlaması ile onu rahatsız ettiğini fark etmişti. Kıskandığını  görmek içten içe onunla uğraşma isteğini doğursa da daha ileri gitmedi.
Havadaki soğuk rüzgarları yok etmek için yeniden konuştu.

"Yani şimdi sen Kim Hongjoongla flört olduğunu mu söylüyorsun? "

Seonghwa genişçe gülümseyerek "FlörtTük" dedi.

Yunho anlamsız bakışlar atarak kısa bir süre duraksadı. Seonghwa onu çok fazla bekletmeden sözüne devam etti.

"Dün okul çıkışı Satürn'e gittik. Biraz takıldık felan sonra hava kararınca terasta biraz oturduk. Neyse çok uzatmayacağım. Çıkma teklifi ettim."

pitcher and batter  ● woosan ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin