Smuttan önce ve sonra uyarı koydum
Sonrasında da önemli şeyler oluyor orayı da okumanızı öneririmKeyifli okumalar 🍻
"Hoşgeldiniz Bay Yunho, babanız sizi odasında bekliyor."
Yunho karşısında eğilerek selam veren çalışana bir baş selamı verdi. Merdivenleri çıkarken babasının ne konuşacağını merak ediyordu.
Genelde Yunho'nun azarları veya verilecek nasihatleri akşam yemeğine saklanırdı. Böylece hem yemek mahvedilir hem de morali alt üst edilmiş olurdu, tek taşla iki kuş.
Son merdivenleri çıkıp karşıdaki odaya ilerledi. Kapıyı çaldığında tok bir ses "Gel" dedi.
Odaya girip masanın önündeki koltuklardan birine doğru ilerledi. Babası da işinden başını kaldırma zahmetine girmişti. Odaya girenin oğlu olduğunu gördüğünde incelediği kağıtları ileri itip gözlüğünü çıkardı.
"Hoşgeldin oğlum"
Yunho sadece kuru bir hoşbuldumu ağzında yuvarlayıp babasının ne diyeceğini beklemeye başladı.
"Biliyorsun ki bu aralar şirkette işler yoğun, pek görüşemedik. Nasılsın? "
'Bu aralar işler şirkette yoğun'
İşlerin yoğun olmadığı bir zaman mı vardı? Ne zaman karşı karşıya gelseler babası aynı cümleyi söylerdi. Oğluna, eşine zaman ayıramayacak olmasını sağlayan işler ne zaman azalmıştı ki?
Yunho sıkıntı ile nefes verdi. Kolunu kaldırıp saatine baktı. "Pek vaktim yok" dedi ilgisizce.
Yaşlı adam başını salladı ve iki elini birbirine kenetledi. "Yakında bir iş birliğimiz olacak. Bay Kim ile, biliyorsun daha önce yemekte konışmuştuk. Senden onun kızı ile sevgili olmanı istiyorum. Böylece ilk zamanları daha kolay atlatırız şirketler olarak. Güzel ve akıllı bir kız. Aile yemeklerinde birlikte oturursunuz, birlikte sohbet edersiniz. Ne bileyim arada randevuya felan çıkın."
Yunho bakışlarını diktiği duvardan çekmeden durdu bir süre. Ardından yana dönerek cevap verdi. "Hayır"
Aralarında soğuk bir bakışma geçiyordu.
"Jeong Yunho. Bu bir rica değil. O kızla sevgili olacaksın."
Yunho hahlayarak kaşlarını kaldırdı. "Hayır olmayacağım." Konuşmak için ağzını açan adamı gördüğünde ona müsade etmedi. "Ne o? Kartlarımı mı iptal edeceksin? Ya da beni arabayla mı tehdit edeceksin? Ben senin paran olmadan da yaşayabilirim. Ve o kızla aramda hiçbir şey olmayacak."
Yaşlı adam yapabileceği bir şey olmadığının farkındaydı. "Bir de erkek kardeşi var. Eğer onun kız olmasını dert ediyorsan-"
"Şirketin çıkarları için ilişki rolü kesmeyi reddediyorum." Yunho iyice sinirlendiğini hissediyordu. Karşısına bir kız yerine erkek koyunca kabul ettirebileceğini düşünmesi çok gülünç gelmişti.
"Hala mı o çocuk? Song Mingi?"
"Kim olduğu kimseyi ilgilendirmez. Kimse olmasa da biri olsa da kararım değişmeyecek. Şimdi gidebilir miyim?"
Odadaki sessizliği onay olarak kabul edip kendisini kapıdan dışarı attı.
Bu meseleler gerçekten canını sıkıyordu. Babasının hiç vaz geçmeden denemeye devam ediyor olması sinir bozucuydu.
Aklını boşaltmak ve öfkesini atmak için spor salonuna ilerledi. En azından ev tamamen sıkıcı değildi.
Birkaç saat spor yaptıktan sonra duşunu almış ve odasına geçmişti. Yatağına uzanmış tavanı seyrediyordu. Aklında tek bir düşünce yoktu. Bakışları bomboştu. Ama bundan şikayetçi de değildi. En azından düşünceler arasında boğulmuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
pitcher and batter ● woosan ✔
Hayran Kurgu●◐○ Okulun en iyi atıcı oyuncusu Jung Wooyoung karşı takımın vurucusu Choi San'a sinirliyken mesaj attı. Ve San ona sahada görüşeceklerini söyledi. | enemies to lovers / hate - love / highschool | |diğer shipler: seongjoong / yungi / jongsang |