Keyifli okumalar 🍻
Sabah dersleri bitmiş ve yemek arası kısa bir süre önce başlamıştı. Wooyoung ve Yeosang zil çaldığında arkalarından atlı kovalıyor gibi kafeteryaya koştukları için herkes yemeğini alıp masasına geçerken onlar çoktan tepsilerini bırakmış ve klüp odasına doğru yönelmişlerdi.
Klüp odalarına girdiklerinde içeride masaya kitaplarını dizmiş hangileri ile çalışacaklarını kararlaştıran Seonghwa & Hongjoong ikilisini gördüler. Ardından da köşedeki tekli sandalyede oturan San'a ilişti gözleri.
Selam verip kanepeye oturduklarında hem Yeosang hem de Wooyoung dikkatini Hyunglarına vermişti.
"Tamam şimdi bu üç dersi halledelim okul çıkışı da diğerlerine bakarız" dedi Seonghwa. Hongjoong da onu onaylayarak kitaplarını çantasına doldurmaya başladı.
"Okuldan sonra da mı buluşuyorsunuz Hyung?" Yeosang masum bakışları ile sorduğunda büyüklerin ikisi donup bir saniye kadar bakıştılar. "Okulun kütüphanesinde çalışıyoruz" dedi Honjoong.
"Aa evet kütüphanede ders çalışıp eve öyle gidiyoruz." Seonghwa da onayladığında Yeosang anladığını belirterek başını salladı.
Yana dönüp çantasına uzanıyor gibi yaptı ama geri önüne dönerek "Hyung seni hiç okuldan çıkıp da eve gitmediğini görmedim ama" Seonghwa küçüğüne döndüğünde yüzünde garip bir ifade vardı.
'Lanet olsun çok eğleniyorum' diye düşündü sarı saçlı civciv. Seonghwa'nın tepkileri öyle belki ediyordu ki her şeyi. Bu ifade kesinlikle benim yalan söylemem lazım ama uyduracak hiçbir nane bulamıyorum ifadesiydi. Yeosang'ın, Seonghwa & Hongjoong ikilisinin flört olduğuna kalıbını basmasına çok az kalmıştı.
"Uzun süredir çalışmıyorduk zaten, bugün yeniden başlayalım dedik." Seonghwa neredeyse soğuk terler döküyordu. Yeosang büyüklerini daha fazla darlamamak için omuz silkerek çantasına ile ilgilenmeye başladı. Seonghwa ve Hongjoong da fırsattan istifade hemen yan kapıya yönelmişlerdi.
Birkaç gün önce antrenörlerden biri Mingi'yi çağırmıştı. Klüp odalarının yan tarafından bulunan temizlik odasının boşaltılacağını ve isterlerse kendileri kullanabileceğini söylemişti. Mingi bir ara odalardan büyük olanı istedikleri için hocalara epey dil dökmüş biri olarak şimdi bedavadan gelen oda ile epeyce şaşırmıştı. Hocanın vazgeçmeye dünden razı tavırları ile teklifi hemen kabul etmiş ve göze batmamak için uzaklaşmıştı.
Şimdi küçük odayı da temizlemiş ve içine koydukları bir masa, iki sandalye ve bir koltuk ile odayı Seonghwa ve Hongjoong'a vermişlerdi. Daha doğrusu iki odayı da gürültü derecesine göre ayırmışlardı. Büyük olan tarafta rahat rahat takılırken ders çalışmak isteyenler ya da uyumak isteyenler de küçük odada takılıyordu. En büyükler burda sürekli ders çalıştığı için de adeta onların mekanı olmuştu.
Mingi bu cömertliği hala fazla buluyordu. Yıllardır yerinde duran temizlik odasını ne diye boşaltmışlardı ki? Bütün bunların yanında en sevdiği şey iki odayı birbirine bağlayan bir ara kapı olmasıydı. Böylece gerçektende ikinci kısım ilkinin devamı olmuştu.
İçeride sakince ders çalışan ya da dinlenen ikili için de hava epey hoştu. Biri çıkıp da okulda kendi kişisel alanınız olacak dese inanmazlardı ama gelin görün ki olmuştu işte.
...
Yeosang diğer tarafa kaçan ikili ile çantasından tarot destesini çıkarıp Wooyoung'a döndü. Wooyoung'un bakışlarını San'ın üzerinde yakaladığında başını iki yana salladı. 'Bakalım falında San çıkacak mı' diye düşündü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
pitcher and batter ● woosan ✔
Hayran Kurgu●◐○ Okulun en iyi atıcı oyuncusu Jung Wooyoung karşı takımın vurucusu Choi San'a sinirliyken mesaj attı. Ve San ona sahada görüşeceklerini söyledi. | enemies to lovers / hate - love / highschool | |diğer shipler: seongjoong / yungi / jongsang |