Boraydı. Çocuğa yumruk atmıştı. Boranın arkadaşlarıda diğer çocukları dövüyordu. Geri geri giderek duvara çarptım. Umut abi ile Barış abi de gelmişti. Kantinden çıktım. Bahçeye doğru ilerlemeye başladım. Arka bahçede bir banka oturdum.
Ya birine bir şey olursa benim yüzümden. "Ağlama"dedi biri. Yanıma baktım. Arslandı. Yanıma ne ara gelmisti. "Babam gelir şimdi."dedi. Kafa salladım. Ellerimin üstünde bir el hissettim. Elinin yanında elim minicik kalıyordu. Arslan'ın eliydi."Kasma kendini. Bir şeycik olmaz onlara. Hem senin yüzünden de değil. Sonuçta birinin ikizi birinin ikizinin kardeşisin. Sana abla mi diyeceğim yoksa ismin ile mi sesleneceğim bilmiyorum. Aramızda bir yaş var. Ama abla duygusunu tatmak istiyorum. Sana abla diyebilirim değil mi?" diye sordu. Ne diyeceğimi bilmez bir şekilde ona baktım.
"Tabiki. Nasıl istersen öyle seslen. İçinden Melek geçiyorsa Melek de abla geçiyorsa öyle söyle sen ne demek istersen."dedim."Ben galiba abla demek isterim. Ben Dora da hiç böyle hissetmemiştim. Sen... sen çok farklısın. Ne bileyim işte gerçek ablam gibi hissettiriyorsun. Bu konuşma şuan yapmamak gerekti. Seni böyle müsait bulunca konuşmak istedim."dedi.
Onda doğru döndüm. Oda uzundu benden. İlk defa içimden gelen bir şeyi yaptım. Ona sarıldım. İlk başta kollarını satmayınca geri çekilecektim. Oda sıkıca sarıldı bana. Omzuna kafamı gömdüm. Kollarım sırtında birleşmiyordu. Yani o kadar büyüktü benden. Gerçi ben küçüktüm ya neyse.
Bir öğrenci gelip bizi çağırmıştı. Bizde müdürün odasına doğru ilerlemeye başladık. Gözlerimden yaşlar hala akıyordu.
Odaya girdiğimizde Tarık Bey ve Alp abi vardı. Bütün öğrencilerde buradaydılar. Diğer bir çok kişinin velisi gelmişti ama dikkat etmemiştim. Alp abi bir şeyim var mı diye bin kere kontrol etmişti. Yanınana oturtmuştu. Kafamı kaldırıp etrafta gözlerimi gezdirdim. Hepsinin ailesi vardı. Ama birinin yanında kimse yoktu. Üzerime eğilen çocuktu. Ne kadarda uzundu. Ağzının kenarı patlaktı aynı zamanda karşıda . Elleri ceplerinde gözleri yerdeydi. Hemen gözlerimi geri çektim. Korkunçtu. Bana o şekilde yaklaşınca çok çok korkmuştum. Müdür ve veliler konuşuyordu. Dinlemiyordum.
Hiç bir şey olmamıştı. İki tarafta suçlu olduğu için bir şey yapmamışlardı. Tarık Bey de bizide alıp eve gelmişti. Şuan ise Almina Hanımın bizi azarlamasını dinliyorduk. Sırasıyla dizilmiştik koltuğa. En başta Umut ve Barış abi, Bora, Dora, ben ve Arslan vardı. Bu durumda bizim bir suçumuz yoktu. Benim Arsanın bir de Doranın."Ya kavga etmek ne demek. Daha ne kadar uyarıcağım ben sizi. Gerçi haklısınız da bir şey de diyemiyorum."diyip arkasını döndü. Hepimiz kendinimiiz tutuyorduk gülmemek için. Tarık Beyde karşımızdaki tekli koltukta oturuyordu. Onunda bizden farkı yoktu. Hem kızıyor hemde haklısınız ben olsam bende aynısını yapardım diyo.
"Şey... Ben yukarı çıkabilir miyim?"diye sordum çekingen bir sesle. Bize döndü. Gülümsedi ve kafa salladı. Yavaşça ayağa kalktım. Arkama bile bakmadan kendimi salondan attım. Hızlıca odama çıktım. Ufak çaplı bir kahkaha attım. Ben kendimi gerçekten ilk defa iyi hissediyordum. Tamamlanmış gibi. Almina Hanım gerçek annem gibi beni azarlaması, Bora, Barış ve Umut abinin beni savunması, Alpin bana olan tutumu, Arslan'ın konuşması. Hepsi tek tek farklı hissettiriyordu. Evet, Bora bana o şekilde davranmıştı. Evet, Alp abiyi Bora ile konuşurken-ben istemedikleri için yol bulmaları- yakalamıştım. Ama elimde değildi. Hemen üstüme kıyafet alıp giyindim.
(Ayakkabı ve çanta yok.)
Saat daha 2 idi. Yatağa oturdum. Karan abiye anlatmam gerekiyordu. Ama ben anlatmak istemiyordum. Çünkü eğer anlatırsam çok kötü şeyler olurdu.
Verilen bütün ödevleri yapmıştım. Birazda kitap okumuştum. Saat 5 olmuştu. Sırtım ağrımıştı. Belimi esnetirken kapıya biri vurdu."Geelll."dedim. İçeri Arslan girdi. Yanıma oturmadan önce kapıyı kapatmıştı."Canım çok sıkıldı yanına geleyim dedim. İyi demiş miyim abla?"dedi. Abla dediğinde içim bir hoş olmuştu."İyi demişsin."dedim."Abla şey bana matematik de anlamadığım bir konu var. Anlatır mısın?"diye sordu çekingen bir şekilde. Gülümsedim"Tabiki anlatırım."dedim.
"Anladın mı beni. Bak şimdi şuradaki açı ile diğer açıyı toplayarak şuradaki açıyı bulursun."dedim."Anladım abla."dedi Arslan. Bir iki saattir full matematik çalışmıştık. İlk önce ben anlatıp bir soru çözüyordum, benden sonra o çözüyordu eğer yanlış çıkarsa başka bir soru daha çözüyorduk."Abla yetmez mi sence."dedi Arslan. Kafa salladım. Saat 7-8 olmuştu yemek satiydi."Hadi sen aşağı in geliyorum ben."dedim. Kafa salladı ve odadan çıktı Arslan. Bir türlü varlığına alışamadığım telefonumdan mesaj sesi geldi. Telefonumu alıp mesaja baktığımda, gördüğüm şey ile olduğum yerde kaldım.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Kim sizce?Komacan Öpüyorum sizi🖤🐄
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaşanmamışlıklar
Chick-LitMelek, hayatın bütün zorluklarını görmüş üzerinden gelmeye çalışırken altında kalmış kız... Nefesim arada kesiliyordu. Bileğimi çok sıkmışlardı. Canımı yakıyordu. Hiç bir şey yapmadım. Bitkinim, yorgunum, kırgınım. Uyumak istiyordum. Yine ve yenide...