Bölüm 14

32 13 0
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


●•Keyifli Okumalar•●

Şuan bana acı ne diye sorsalar, ‘Acı şuan Alisya’nın yüzü’ derdim

Sibel Kadıoğlu

Sabahları erken kalkmaktan nefret ediyordum. Yaz tatiliydi ve ben uyumalıydım ama saçma sapan bir fikirle çalışmak istediğimi söylemiştim. İlk başta bu oldukça güzel geliyordu çünkü hem para kazanacaktım hem de Kuzey’i görecektim ama zamanla saçma sapan bir fikir olduğunu kabul etmiştim. Kuzey pisliğini kafede bir kızla gördükten sonra o kafeye bile gitmek istemiyordum sadece uyumak istiyordum. Şuan da kimseye çalışmak istemediğimi söyleyemiyordum çünkü babam çalışmayacağımdan o kadar emindi ki ‘hevesini alsın iki gün sonra bırakır’ demişti ve onu yanıltmalıydım.

Çalı süpürgesi saçlarımı yatıştırmaya çalışırken kabarık ve gür saçlarımı dizginlemek çok zordu ama yine de mükemmel vücudum olduğu için oldukça şanslıydım. Ay ne güzelim ya tütütüh maşallah!

Saçlarımı toplayamayacağımı anladıktan sonra önümdeki saç tutamlarını tel tokayla güzel bir şekil vermeyi başarmıştım. Annem ve babam kahvaltı masasında otururlarken yanaklarına sulu öpücük kondurup yerime oturdum. Vişne reçeline gömülürken babam, “Hayırdır bu surat ne? Yoksa işi bırakmaya mı karar verdin?” dedi.

Babam o kadar emindi ki işi bırakacağımdan annemle iddiaya bile girmişlerdi ama bu sefer babam iddiayı kaybedecek annem kazanacaktı çünkü annem benim arkamda durmuştu ve annemi hayal kırıklığına uğratamazdım. Neşeli olmaya çalışırken gülümsedim.

“Uğraşma kızımla,” diyen canım annem babama ters bir bakış attı.

“Kim demiş babacığım gayet mutluyum,” dedim. Babam inanmayarak başını salladı ve önündeki gazeteye döndü.

Kahvaltımı yaptıktan sonra babam kafeye beni bıraktığında herkese, ”Günaydın,” diyerek çalışanlar için ayrılan odaya girdim. Bu kafede tek neşe kaynağı ben ve Alisya'ydı. Biz olmasak kafede mendebur suratlı doluydu.

Çantamı dolabıma yerleştirirken Alisya geldi. “Günaydın Sibel,”

“Günaydın canım,” dedim, yüzünde bugünlerde eksik olmayan tebessümle görmek beni de mutlu etmişti. Son zamanlarda yakışıklı çocukla görüştüğünü biliyordum ve o çocuk Alisya’yı mutlu ediyordu, bundan hiç şüphe yoktu.

“Ay sen şimdi dünkü papatyaları defterinin arasına koyup kurutursun da,” dediğimde yüzü kıpkırmızı olmuştu ve gülmeden duramadım.

“Sibel!” Uyarır tondaki sesini hiç aldırış etmedim.

“Şimdi siz flört mü ediyorsunuz?” Gözlerini devirdiğinde, “Ay arkadaşım aşık olmuş,” dediğimde odadan kahkaha atarak çıktım, ilk defa böyle bir şey yaşıyordu uğraşmadan rahat bırakamazdım.

Işığın İçindeki KaranlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin