1-baekhyun

3.5K 183 145
                                    

hiçbir zaman kaderimden ya da başıma gelenlerden şikayetçi olmadım. belki benim durumumda bir başkası olsa, aklının erdiği yaşlarından itibaren karamsar ve hayata küskün biri olabilirdi.
ben ise, doğuştan sahip olduğum her olumsuzluğu eklediğim heybeme, daha fazla mutluluk ve sevgi eklemek için çabaladım.

henüz üç günlük bir bebekken başlamıştı benim kaderimdeki kötülük. biyolojik ailem, beni istemediği için bir yetimhaneye bıraktığında ise beş günlükmüşüm. arada geçen iki günde ne olmuştu, ne yapmış olabilirdim de istememişlerdi beni bilmiyorum.
okula başlayıncaya dek her çocuğu kendim gibi zannettiğimden düşünmemiştim de hiç bu durumu. fakat birinci sınıfın ilk günü, yetimhanedeki çocuklarla birlikte bindiğim servisten, okulun bahçesinde indiğimde, boyum kadar çantanın kolunu omzumda tutmaya çalışırken görmüştüm annelerine babalarına sarılan çocukları.

gözlerim kısılıncaya dek gülümseyerek, heyecanla "hepsinin öğretmenleri gelmiş görüyor musun hae-in" dediğimde, hae-in benden iki yaş büyük olmanın havasıyla böbürlenerek,
"ne öğretmeni akıllım, onlar o çocukların aileleri. yani anne ve babaları" demişti.
o zamana dek, bir anne ve babanın eksikliğini ya da varlığını hiç düşünmemiştim. bu sebeple, hayretle bakmıştım o çocuklara ve ailelerine. ders zili çaldığında, anneleri sıkıca öpmüştü yanaklarından ve babaları saçlarını severek sıkı sıkı sarılmıştı.

o gün o okul bahçesinde, eylül ayının bunaltmayan sıcağında, ben ilk kez üşümüştüm.

ancak yine de şikayet etmemiştim. tanrı, her gece benimle yıldızlarını paylaşıyordu yatağımın yanındaki pencereden ve her baharda kuşlarını benim penceremin önüne gönderiyordu.

üstelik yetimhane müdürümüz bay joo-heon, daima bize sıcacık gülümsemesini sunar, bizimle kendi çocukları gibi ilgilenirdi. haneul yetimhanesinin her çalışanı, gökyüzü kadar büyük sevgileri ile bizlere ilgi gösterirdi.

gördüğüm sevgi sayesinde belki de, hiçbir zaman "neden ben" diye tanrıya isyan etmemiştim. bulunduğum yeri, sahip olduğum arkadaşlığı seviyordum.

henüz dört yaşındayken kendi adımı soyadımı yazmayı öğrenmiştim, beş yaşımda ise artık okuma yazma biliyordum. daima öğrenmeye hevesli olduğumdan müdür bey altıncı yaş doğum günümde bir misafir çağırmıştı. ülkenin ileri gelen bir şirketin yöneticisi olan bay nam-hee, eğitim hayatını kısaca anlattıktan sonra bildiği dilleri ve gittiği ülkeleri anlatınca hayranlıkla dinlemiştim.
benim için yepyeni bir şeydi bu duyduklarım.
benim dünyam burasıydı, bu dört duvar.
çünkü henüz altı yaşındaydım ve bahçeye çıktığım zamanlar hariç, duyduğum sesler dahi buradakilerin sesi olurdu.
bay nam-hee ise bana bambaşka şeyler anlatıyordu. o küçücük yaşımda, asla hayal edemeyeceğim güzellikleri, koca koca binaları, devasa dondurmaları, oyunlar oynayan yunusları, içinde havuz olan gemileri,... bay nam-hee konuştukça gözlerim parlıyordu adeta, anlattığı her şeyi hayalimde canlandırmaya çalışıyordum, öyle büyük bir mutluluktu ki bu benim için...

o gün kararımı vermiştim bay joo-heon ve bay nam-hee sayesinde, bir gezgin olacaktım. hayatın, kaderin, tanrının ya da biyolojik ailemin bana sunduğu hayatı sürdürmeyi bırakıp kendi yolumu çizecektim.

_______________________

_______________________

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


tr.bbaek: bu hafta hangi şehirde, hangi güzellikler ile olacağım tahmini olanlar yoruma yazsın bakalım ✌🏻
gideceğim şehirde ruhumu dinlendireceğim gibi güzel lezzetlerle midemi de şenlendireceğim 🥳
bir sonraki gönderiye kadar, kendinize iyi bakın 💛

1.975.908 likes, 879.654 comments
.....
user1: baba parası ile gittiğin ülkelerle hava atıyorsun bunca insan da seni takip ediyor ! saçmalık

user2: içimden bir ses bu sefer berlin'e geleceksin diyor. lütfen doğru olsun 🙏🏼

user3: @user1 baekhyun hakkında kimse hiçbir şey bilmiyorken, sen nasıl böyle emin konuşabiliyorsun? dikkat ettim de 608 gönderinin yalnızca 7 tanesine yorum yapmamışsın. saplantılı bir manyak olduğunun umarım farkındasındır!

user4: bence bu sefer paris'e geleceksin, benimle tanışıp bana aşık olacaksın ❤

kimjongin: o kadar merak ediyorum ki nereye gittiğini, öğrenen biri olursa lütfen anında bana dm atsın.

user5: @kimjongin dostum, sence bilsek buraya girip sana haber vermek aklımıza gelir mi? byun baekhyun, sırlar prensi. onu keşfetmeyi deli gibi arzuluyorum. 🌈

_____
(kim jongin)

"chanyeolll, n'olur bak yalvarıyorum. n'olur biz de gidelim peşinden"

"tanrı aşkına jongin, bunca işin gücün arasında, nerede olduğunu bilmediğin bir gezginin peşine takılıp nereye gideceksin? daha doğrusu, gideceğiz? görmüyor musun işlerin yoğunluğunu? 32 yaşındasın artık sorumluluklarının farkına var."

benim canım kuzenim. yine beni çok güzel azarladı. tamam haklıydı, chanyeol'e yüzde yüz hak veriyordum. ama bu kadar meraksız olması beni çileden çıkartıyordu.

dedemizin kurduğu reklam şirketinin yönetimini chanyeol beş yıl önce devralmıştı, bense henüz iki yıl önce. işlerimiz gayet güzel gidiyordu, ülkenin ileri gelen reklam şirketlerinden biriydik. dahası, kurulu düzen ve işleyişimiz sayesinde bize ekstra yük yüklenmiyordu.
ben de aslında işime oldukça sadık ve bağlıydım. ta ki, jtbc kanalının reklam işlerini alana kadar. evet bu işi de layıkıyla yapıyorduk. ama benim istediğim başkaydı. ben byun baekhyun ile bir reklam çekmek istiyordum. bu yüzden de tam bir yıl boyunca baekhyun ile görüşme ayarlamaya çalıştım fakat bir kere bile yüzyüze görüşemedim. dahası, telefonla dahi konuşamadım. onun hakkında tek bildiğim, jtbc bünyesinde ülkeleri gezip, vlogunda yazmasıydı. he bir de, yanında hiç kimseyi kabul etmediğini biliyordum.

bu bir yıl boyunca, baekhyun'u tüm sosyal medya hesaplarından takip etmiştim ve öğrendiğim kadarıyla, gittiği yerleri ancak evine geri döndüğünde paylaşıyordu. çektiği videolarda asla konuşmuyor, bulunduğu şehri her güzelliğiyle çekiyor sonra videoya açıklayıcı alt yazı ekliyordu.
baba parası ile gezdiğini söyleyen yüzlerce insana dahi cevap vermiyor, görmezden geliyordu.

onu gerçekten çok merak ediyordum ve bu merak gün geçtikçe takıntı olmaya başlamıştı. bu sebeple chanyeol'e baekhyun'u bulmamız gerektiğini, böylece aklımdaki soru işaretlerini gidereceğimi ve işe daha sıkı sarılacağımı anlatmaya çalışıyordum. fakat keçi inatlı kuzenim beni dinlemeyi henüz dördüncü teklifimde bırakmıştı.
şu an ise, üç yüz doksan ikinci teklifimi yapıyordum, dinlemediğini bile bile.

___________

AY NOLUYO NOLUYOOO

BİR ANDA AKLIMA GELEN BU KONUYU YAZMAZSAM ÇATLARIM DEDİM VE ŞAK DİYE YAZDIM GİTTİİİ 🙈

E HADİ SİZ BUNU OKUYUN AZIICK DA YORUM VE OYLARINIZLA BURALARI ŞENLENDİRİN BEN DE DAHA UZUN BİR BÖLÜMLE GELEYİM, NE DERSİNİZ ❤❤❤

KENDİNİZE ÇOOOKKK CİCİ BAKIN, CHANBAEKLE VE AŞKLA KALIN 🌈

traveler | chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin